TÜRKİYE MÜZİK ÖDÜLLERİ
Pek değerli postdaşlarım,
Uuu epey olmuş son yazıdan
beri, ama sorun niye? bu kardeşiniz bu sürede boş durmadı ve yzı yazamadığı
süreye bir ödül töreni, iki konser, bir de Adana gezisi sıkıştırıverdi. Adana
gezisi bana kalsın, ama diğer etkinlikleri bildirmek size boynumun borcu :)
Efendim, yazının ilk durağı,
18 senedir müzik piyasasını iyi mi etkiliyor, kötü mü etkiliyor karar
veremediğim ama bir şekilde her sene çok konuşulan ödül törenlerinden olan Kral
Tv -bu seneki adıyla Türkiye Müzik Ödülleri ödül töreniydi. Kral Tv Ödüllerini
kimlerin aldığını biliyorsunuzdur diye bir daha bir daha anlatıp tekerleği
baştan icat etmeyeceğim, bu yazıda sadece gözlemlerim ve izlenimlerim yer
alacak. Efenim, tabisi kambersiz düğün olmaz, diyerekten, ben de ordaydım, lakin
içeri girişim biraz olaylı oldu, anlatayım da gülün. Şimdi bu fakir bulduğu
davetiye ile iş çıkışı atar kendini Haliç Kongre Merkezi'ne… Hobaa ödül
törenleri orda değildi ki, demeden önce yazacaklarımı okuyun sayın postdaş, ben
fakir kongre merkezlerini karıştırmışım :) ve tabisi ödül törenlerinin Haliç
değil İstanbul Kongre Merkezi’nde olduğunu teeee Eyüp’teki Haliç Kongre Merkezi’ne
gittiğimde öğrendim. Soransı ordan otobüs bul, taksim’e geç, gezi parkının survivor
alanı misali parkurlarını aş ve İstanbul Kongre Merkezi’ne ulaş… saat 22.00’de
kapıdaydım. Ne için? Bir gittim ki kapılar kapanmış, içeri kimseyi almıyorlar! Ayy
ben nasıl oldum, zaten bi fasıl kilometreler aşıp gelmişim, bir de almadılar mı
beni içeri? Resmen "yassah hemşerim” muamelesi çektiler. Dil döktüm, müzik
yazarıyım dedim, araya tanıdıkları sokmaya çalıştım, ııh, ben oralarda
dolanırken, bir grup daha vardı giremeyen, neyse allem ettiler kalem ettiler,
beni de yanlarına katıp içeri soktular sağ olsunlar :)
Bundan sonrası benim
konserlerdeki en öne geçme uzmanlığımın konuştuğu andı, ben, beni içeri alan
çocukları da yanıma kattığım gibi yandan yandan gittim sanatçılar için ayrılan
bölümün hemen arkasındaki platformda ilk sıraya attım kendimi ve en önden
izleme imkanı buldum. Tabi ki, program çoktaaaaaan başlamıştı, ben içeri
girdiğimde en iyi düet ödülü veriliyordu. Ben bi yandan sahneye bakınırken, bir
yandan da aşağı platformda tanıdık kimi görürüm diye bakındım. Pek fazla ilgimi
çeken şarkıcı yoktu açıkçası. Gözüm beyazlar içindeki Göksel’i seçti, en önde
oturuyordu ve çok şıktı. Yan tarafından Mustafa Ceceli, Murat Boz, Emre Aydın'lı DMC grubu
vardı. Demet Akalın ile eşinin sürekli kulise girip çıktıklarını gördüm. Demet
Akalın'ın üzerinde yırtık bir kot üzeri böyle tüylü tüylü -D.Akalın'ı kocaman
beyaz bir kuş gibi gösteren- bir şey vardı.
İlk izlenimim salonun ağzına
kadar dolu olmasıydı ama seyirci pek havaya girememiş gibiydi, ben o coşkuyu ve
elektriği alamadım açıkçası.
Benim için en heyecanlı
anlardan biri Nilüfer’in canlı performansına yetişmek oldu. Nilüfer önce Gripin
ile Hatıralar Hayal Oldu'yu, sonra Model ile -benim de albümdeki favorim olan-
Şov Yapma ve en son Gece ile Başıma Gelenler'i seslendirdi. Albüm beni hiç
tatmin etmemesine rağmen –ki yazısını da yazmıştım, okuduysanız-, canlı
performansları keyif verdi. Model’den Fatma Turgut’un Latin sarısı saçları beni
mutsuz etti. O siyah saçlarıyla müzik dünyasının en güzel çıkışını yapmış ve
yepyeni bir soluk getirmişti. Piyasanın talep ve ısrar ettiği sarı saç imajının
tam tersiydi ve naifti. Bu saçları ise fena göz alıcıydı, lakin sarıya
boyatması ile piyasanın istediği imaja bürünmesi yeni çıkan grubun masumiyetinin
kaybolması gibi geldi bana, ben öyle adlandırıyorum daha doğrusu. Nilüfer ise
canım benim, gelip güzel bir konuşma yaptı. “Geçen sene hastalığım nedeniyle
burada olamadım ama bu sene buradayım ve sizlere çok teşekkür ediyorum” derken,
geçen sene onun yerine ödülünü alan Şebnem Ferah’ı da anmayı ihmal etmedi. Beni
düşündüren çok geçmeden ödül vermek üzere sahneye gelen Kayahan’la karşılaşıp
karşılaşmadığı, karşılaştığında nasıl davrandığı filandı. Tabi ki bunu
öğrenemeyeceğim hiçbir zaman. Bir yandan içim de diyor ki, bir mucize olsa da
barışsalar.
Salon konusunda ise her şey
incelikle düşünülmüştü bu sefer. Görsel şölen, 3B yazılar, dönen ışıklar, inip
kalkan perdelerle çok özenilmiş belli ki.
Gamze sağ baştaki |
Gecede ödüller açısından
sürpriz yoktu, kim hangi dalda alacak denildiyse o gerçekleşti üç aşağı beş
yukarı. Benim açımdan Göksel’in en iyi kadın şarkıcı ödülünü alması ise ayrıca
sevindiriciydi, zira Göksel'i zaten severken, bir de tanıyınca hepten en yakın
hayranlarından biri olmuştum. Gerçi bu durum Demet Akalın’ın pek hoşuna gitmedi.
Aday olduğu 4 daldan sadece birini, o da kendisine ait olmayan en iyi şarkı
ödülünü “Türkan” ile alırken “Aslında dört dalda da birinciyiz" demesi,
sonuçtan pek memnun kalmadığını hissettirdi bana. Mustafa Ceceli ve Emre Aydın
da beklenen ödülleri aldılar.
Gecede Sertab’ın performansı
da vardı ve yeni şarkı "İyileşiyorum"u çok ama çok sevdim. Bir mizansen
yapıp, çöp kutusuyla gelip o ayrılıktan sonraki iyileşme sürecine atıfta
bulunurcasına bütün kıyafetleri çıkarıp teker teker çöp kutusuna atması
etkileyiciydi. Keşke playback yapmasaydı. Sonrasında yeni albümünden “Öyle de
Güzel, Böyle de Güzel” performansı ile birlikte, eski şarkılarından bir potbori
yaptı. Gecenin en keyifli anlarındandı. Rengarenk, Açık Adres, Kumsalda ve
Yanarım'la geceyi bitirdi.
Kayahan’ın ödül vermeye
çıktığında teşekkürü Atatürk'e etmesi ise salonda alkış kıyamet kopmasına yol
açtı. Biraz popülist bir yaklaşımdı ve ben nedense Kayahan’ı samimi bulamıyorum…
Gece birkaç ödülün daha
verilmesi ile son buldu. Kazananların listesi de aşağıda. Bence keyifli bir geceydi,
ama en coşkulu gecelerden değildi. Sonuçta kazanma, kaybetme tartışılır ve
kimseyi mutlu etmek mümkün olmaz bu gecelerde. Söz konusu Kral Tv olunca, gene
sonuçların doğruluğu tartışılır vs vs. Kazanan sevinir, kaybeden çemkirir ama
biz bunları bir ay içinde unuturuz.
Son olarak bu ödüller 18
senedir veriliyor ve adının Türkiye Müzik Ödülleri olarak değiştirilmesi ise
Kral TV’nin kendini iyiden iyiye müzik tekeli zannetmeye başlamasının göstergesi.
Bir kanalın neye dayanarak kendi düzenlediği ödül törenini Türkiye’ye mal
ettiğini ve bu hakkı/gücü kendinde nasıl bulduğu konusuna ise hiç girmiyorum.
Bu konuda ustam olan müzik yazarları yazıp çizdiler zaten. Bir Kral TV ödül
töreni daha böylece biterken, oradan çıkıp ikinci yazı konum olan Dört x Dört
konserine geçiyorum. O da yarın :)
• EN İYİ ALBÜM: MUSTAFA CECELİ (Es)
• EN İYİ ŞARKI: DEMET AKALIN (TÜRKAN)
• EN İYİ KADIN SANATÇI: GÖKSEL
• EN İYİ ERKEK SANATÇI: MUSTAFA CECELİ
• EN İYİ GRUP: SEKSENDÖRT
• EN İYİ KLİP: ZİYNET SALİ (HERŞEY GÜZEL OLACAK)
• EN İYİ PROJE: ORHAN GENCEBAY İLE BİR ÖMÜR
• EN İYİ REMIX ŞARKI: ERDEM KINAY (Geri Dönüş Olsa-Murat Boz)
• EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN SANATÇI: MEHMET ERDEM
• EN İYİ DİZİ MÜZİĞİ; MUHTEŞEM YÜZYIL (STAR)
• EN İYİ FİLM MÜZİĞİ: EVİM SENSİN
• EN İYİ DÜET: EMRE AYDIN&GÜLDEN MUTLU (SOĞUK ODALAR)
• EN İYİ ENSTRÜMENTAL ALBÜM: ERKAN OĞUR (DÖNMEZ YOL)
• EN İYİ SINGLE: EMRE AYDIN (BENİ BİRAZ BÖYLE HATIRLA)
* ONUR ÖDÜLÜ : FERDİ TAYFUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder