Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

30 Aralık 2016 Cuma

2016 YILI EN'LERİM... VOL. 4 (HİÇ OLMASAYDI DEDİKLERİM)

2016 Yılı Sona Ererken, Bu Sene Çıkan Albümlere İlişkin En'ler Serim Bu Sene Beni Tatmin Etmeyen, Hayal Kırıklığına Uğratan, Hiç İçimi Açmayan, Hiç Yokmuş Gibi Davranalım ya da Etkisi Geçene Kadar Sığınaklara Geçelim Dediğim Tekli ve Albümlerle Son Buluyor.

1-) Zerrin Özer – Git :

Zerrin’in onu terk eden sevgilisinin ardından belalar okuyan şarkısı, nerde o “Ayrılsak da mutluluk dilerim sana” diyen naif Zerrin dedirtti. Bu şarkıyı çıkartmayıp İsmail YK’nın Allah Belanı Versin’ini seslendirseydi bir beddua şarkısı eksik olacaktı müzik dünyasından. O kadar usta ve kalifiye müzisyenle hücum kayıt olarak kaydedile kaydedile bu şarkı mı kaydedildi dedirtti. Neyse ki çok duyulmadı bu şarkı. Zerrin'e 7 yaşımdan beri bayıldığımı blogumu takip edenler bilir, ama Zerrin’in acilen silkinip bu acılı arabesk duygudan silkinmesi lazım. Pop ve hareketli şarkılarla dönüş yapmasını umuyorum.

2-) Tarkan – Cuppa : 

Tarkan’ın tüm kariyerinde çıktığı gibi çöpe giden tek şarkısı bu oldu galiba. Sezen Aksu ismine ve durun azıcık bekleyin, bakın bu yaz bu şarkı plajları inletecek diyen müzik yazarlarına rağmen bu şarkıdan hiçbir şey olmadı ve iyi de oldu, zira toplumsal bir eleştiri olup da hiçbir şey anlatmayan, ne melodisi kulakta kalan ne sözleri vurucu olan Tarkan’ın artık bir şeyler yapması gerek temelinden olsa gerek alelacele çıkartılmış ve gümlemiş tek şarkısı. Aklımda sadece Cuppa Cuppa Cuppa, Cuppa da Cuppa Cuppa kısmı kaldı geri kalan kocaman bir boşluk... Geçiniz.

3-) Emel – ...ile Yeniden :
Albümün sanırım tek güzel yanı kırmızı kapağıydı, ki o da zaten Enya Best of’undan alınmaydı. Ne düzenlemeler, ne yorumlar, ne yeni versiyonlar tatmin etti. O kadar da heyecanlanmıştım. Hele zaten ödüllü ve görsel şölen olan Hovarda klibine yeni klip çekmek de ne? Bir Best Of ancak bu kadar yapılamaz... Bu kadar yani...

4-) Kenan Doğulu – İhtimaller : 

Bu senenin beni en mutsuz eden albümlerinden oldu. O güzelim şarkıların aldığı caz versiyonları beni çok mutsuz etti. Müzikalite filan tamam da, birçoğu benim kendime kendime duşta vs. şarkıları eğip büktüğüm versiyonlar gibi olmuş. Niyet iyi ama "İhtimal" ve "Sımsıkı"nın versiyonları nispeten dikkatimi çeken ve iyi denilebilecek düzenlemeler olsa da genel olarak bu albüm tatmin etmediği gibi hayalkırıklığı yarattı. Şarkılar ruhu uyuşmuş.

5-) Sibel Can – Arabesque : 
Adıyla Işın Karaca’nın birkaç sene önce çıkardığı albümünü akla getiren, repertuarında Zara’nın gene bu sene çıkan albümündeki 7 şarkıyı söylemesiyle özgünlükten uzak, şarkı sözlerindeki acılardan, yokluklardan, dertlerden geçen kadın imajıyla inandırıcılıktan uzak albümü. Öyle ya, Miami’de bilmem kaç evi olan, tatillerinde Fransa’lardan çıkmayan Sibel Can’dan seçtiği şarkılardaki dertlerle, yoksullukla, acılarla yoğrulmuş bir kadın izlenimini kusura bakmayın ama ben alamıyorum. Yorumun güzel olması her zaman yetmiyor. Hem neden Arabes"QUE"?

Bu da bonus: Hakan Peker – Efsane Şarkılar:
Şarkıların biçimlerinin bozulmasına mı yanayım, cıstaklara boğulmasının ben de yarattığı depresyona mı. Şarkılar efsane doğru ama bırakaydı da efsane olarak kalsalardı, aklımızda sıcak bir anı, kulaklarımızda bir tatlı ses olarak tutsaydık… Hiç çıkmamış olmasını diliyorum.

Son söz:
Bu liste öznel bir liste, almaya/dinlemeye değer bulduğum ya da kimsenin çok fazla listelerine almadığı isimlerden oluşuyor. Almadığım isimlerin albümlerine hakim değilim, daha doğrusu dinlemeye sıra gelmedi bir türlü ama zaten onların albümleri herkesin 2016 listesinde başı çekiyor. Benim listemde olmayıversin. O yüzden bu neden yok, şu neden yok demek yerine siz de kendi listenizi yapabilirsiniz.

2017 yılının müzik açısından epey bereketli olacağı şimdiden belli. Sezen Aksu'dan Yaşar'a, Tarkan'dan Mirkelam Tribute Albüm'e, birçok isim albümlerini çıkarmak için gün sayıyor. Ben de heyecanla bekliyorum.

Bu sene genel olarak proje albümlerin, eski şarkıların yeniden söylendiği konsept albümlerin veya saygı albümlerinin yılıydı. Ama epey verimli bir yıl oldu müzik adına. Yenilerden eskilerden bir dolu kişi albüm çıkardı. Beğeninize bir sürü albüm sunuldu. Kimini sevdiniz kimini sevmediniz belki ama siz siz olun, hayatınızdan müziği eksik etmeyin, çünkü ferah, aydınlık, yaşanası bir ülke olma olmanın yolu, ruh sağlığı bozuk olmayan bireylerin olmasından geçiyor ve ruhumuzun da tek ilacı müzik, şarkılar ve sanat. O yüzden siz siz olun müziksiz kalmayın, çünkü unutmayın zalimin sesini bastırmanın yolu müziğin sesini açmaktan geçiyor…

29 Aralık 2016 Perşembe

2016 YILI EN'LERİM... VOL. 3 (TEKLİLER/EP'LER)

Bu sene sevdiğim ve takip ettiğim bazı isimler albümle değilse de 
tekliler ve EP'leriyle kulağıma ve arşivime misafir oldular...

1-) Model – Mey; Fatma Turgut – İlkbaharda Kıyamet : 

 Model’e zaten hayranken bayılma aşamasına getiren şarkısı… Sözler, müzikler, Fatma’nın vokali… Bu sene en çok dinlediğim şarkı Mey’in tamamlayıcısı İlkbahar Kıyamet’le tamamlanıyor yıl…


2-) Simge – Yankı - Kamera : 

Bu senenin en iyi çıkışı Simge’ye ait. 2015’te Mış Mış’la yaptığı çıkışı 2016’da Yankı ve Kamera teklileriyle devam ettirdi Simge. Ama Yankı özellikle Simge’ye yıllardır tırmaladığı o şöhreti getirdi.


3-) Soner Arıca – Bir Yanım Gitti - Aşkın Saniyesi : 
Soner Arıca, 2015 yılındaki Yap Boz ve Saklı teklileriyle gösterdiği baş döndürücü değişimini bu sene de iki tekliyle taçlandırdı ve yeni albümü için heyecan kat sayısını arttırdı.


4-) Aşkın Nur Yengi – Aşk’tan Olsa Gerek : 

Her ne kadar tam bir albüm değil, albümcük olsa da, Aşkın da 6 sene sonra senenin ucundan yetişerek listeme girdi. Her ne kadar ilk albümü Altın Kaplama, beklediğim geri dönüş şarkısı olmasa da Çağırma Lütfen ve Elin Oğlu gibi şarkılarda eski Aşkın tadını alabildim. Bu arada Aşkın 26 sene önce Çağırma Beni diyordu, ne istikrarlı adammış hala çağırıyor aşkın da hala Çağırma Lütfen diyor. (Bu da albüm espirisi olsun).

5-) Aslı Demirer – Dünyanın En Aşk Yeri : 

Geçen sene Gökhan Türkmen ile düet yaptığı Korkak düetini yayınlayarak bana “oha süper şarkı dedirten” Aslı Demirer bu sene bir EP ile bu seneye ucundan yetişti. İyi de yaptı.

6-) Cüneyt Tek – Gel Gel (Yaşar düet) : 

Cüneyt Tek müzik dünyasının aslında en müziğe kafa yoran ama en talihsiz isimlerinden biri. Sesi güzel, yorumu güzel, ama bir türlü şöyle parlayacak şarkıyı yakalamıyor. Bu teklide arkasına Yaşar gücünü almış, şarkı zamanla dile yerleşiyor ve dinlemesi keyifli. Benim de listeme girdi.

7-) Ebru Cündübeyoğlu – Kalbimin Efendisi (Yaşar düet) : 

Televizyon dünyasının ve sahnelerin sevilen isimlerinden olan Ebru Cündübeyoğlu, birkaç sene önce başladığı müzik yolculuğunda bu sene bir tekli çıkardı. Yaşar’ın da desteğini alan şarkı, kıpır kıpır yaz akşamlarını hatırlatıyor. Bununla birlikte nakaratının Gökçe’nin Tuttu Fırlattı şarkısını fazlaca andırması dezavantajı.

8-) Yonca Evcimik – Aha :  

Yonca Evcimik’in son yıllarda çıkardığı en harikulade ve güme giden albümü 15’ten sonra çıkardığı Sezen Aksu destekli teklisi, pek keyifli bir şarkı.


9-) Aysel Yakupoğlu – Gün Gelir : Bir dizi ile hayatıma girip, kalbime çakılıp kalan ve hayatımın şarkılarından olan şarkı.

10-) Zeynep Casalini – Köprüler : 

Sesine, yorumuna, şarkılarına bayıldığım Zeynep Casalini 2016’nın sonlarına yetişen teklisi tabi ki listeme giriverdi. Bazı isimler vardır, ne çıkartırsa çıksın hep 1-0 öndedir, sorgusuz sualsiz alınır, çünkü söyleyenin kimliği aksini aklınıza getirmez. Zeynep Casalini de Nihayet albümünden bu yana benim için her işini heyecanla beklediğim bir isim. Sözleri Çağlar Türkmen’e müziği Kafası Karışık Kontrtenor Nuri Harun Ateş’e ait bu şarkıda da bir Casalini farkını almamak mümkün değil. Şarkı ona, o şarkıya çok uymuş…

Bu tekliler de vardı bu sene (hepsi favorim değil ama bir şekilde dikkatimi çeken ve ilk 10'umda yer almasa da dinlemeye değer bulduğum tekliler oldu):
Burcu Güneş – Birliğe Ulaş : Mevlana’nın dizeleri bilhassa bu zamanlarda daha önem kazanıyor. Bu şarkı da bu zamanlarda çok daha anlamlı. Burcu Güneş’in vokali ise kusursuz.
Burcu Biricik – Hayat Şarkısı : Su gibi bir oyuncudan, bir dizi müziğinden fazlası olan müthiş bir şarkıya su gibi bir yorum. Söz-Müzik Mithatcan Özer’e ait. Özer kendi söylemediğinde güzel şeyler çıkarabiliyor demek ki arada.
Nazan Öncel – Sakin Ol Şampiyon : Nazan’ın en sevdiklerimden değil, ama Nazan’dır ne söylese yeridir deyip kulak verdim. Nazan bu sıralar biraz da artık müzikteki ikon isimlerden biri haline gelmesinin rahatlığı ve lüksüyle sabun köpüğü şarkılar yapıyor, hakkıdır, yapsındır böyle şarkılar da tabi.
Aydilge – Gel Sarıl Bana : Açık Sahnede izledim ilk. Hoşuma gitti, zaten Aydilge her şarkıda kendi tarzıyla takip ettiğim, sıcak şarkılar yapan sıcak bir şarkıcı. Bu şarkıyı canlı performansta çok sevmiştim.
Ferman – İstemem Söz Sevmeni : Çok şık, çok güzel, ilk 10'umda değil ama bu senenin en güzel şarkılarındandı bana göre.
Barış Kömürcüoğlu (feat. Kanun Yıldırım) – Zalim : Kurabiye sesli Barış'ım sene bitmeden bir Levent Yüksel cover'ı ile 2016'ya yetişti.
Gülçin – Harabeyim : Hepsi grubunun en "müzikal" üyesiydi ve olmasaı gereken oldu ve kendi kanatlarıyla uçmaya başladı. geçen sene Bir Tanecik Aşkım'ını dinlemiştim, bu sene Harabeyim şarkısıyla dans ettim.
Edis – Dudak : Edis'in Benim Ol ve Olmamış Mı'dan sonra üçlemesi gayet şık ve tam Edis tarzı bir şarkıyla tamamlandı ve oynattı bu sene.
Ayşe Hatun Önal – Sirenler : Kim ne derse desin Ayşe Hatun Önal'ın müzikalitesini beğeniyorum. Pek çok şarkıcıdan daha güzel şarkılar yapıyor. Geçen sene Çak Bir Selam ve Güm Güm'ün ardından bu sene Sirenler eli yüzü düzgün bir şarkıydı.
Oğuzhan Koç  Esir Olduk Bulutlara : Çok fazla dinlemesem de, es geçemedim bu şarkıyı da. Şarkı yazarlığını seviyorum Oğuzhan Koç'un.

Yarın 2016 Yılı'nın En'lerinde keşke hiç olmasaydı dediğim, yılın en büyük hayalkırıklıkları, en içimi açmayan albümleriyle bu seriyi kapatıyorum. Takipte kalın :)

28 Aralık 2016 Çarşamba

2016 YILI EN'LERİM... VOL. 2 (PROJE ALBÜMLER)

Efendim 2016 yılı EN'Leri listem Proje albümlerle devam ediyor...
Bu sene bir sürü proje albüm yapıldı, kimi 90ları yadetti, kimi üstatların saygı albümlerinde arzü endam etti, kimi düetlerle ben de varım dedi. Bu sene zaten genel olarak proje albümlerin yılıydı. Bunlardan almaya/dinlemeye değer bulduğum ilk 10’u bu sene şöyleydi:

1-) Tarkan – Ahde Vefa : 

Tarkan, Cuppa’yla yaşadığı ve yaşattığı hayalkırıklığını enfes bir sanat müziği albümüyle silmesini bildi. Musiki geçmişine bir saygı mahiyetinde de yayınladığı bu albüm büyük ses getirdi. Yeni neslin sanat müziği almasına ve merak etmesini sağladı. Bu açıdan bile çok önemli bir albüm. Altın Kelebek Ödüllerinde de aldığı ödülle taçlandı bu durum. Devamı da gelecekmiş.

2-) Erol Evgin – Altın Düetler :

Üstat Erol Evgin, bu seneyi yeni neslin en sevilen sanatçılarıyla birlikte Erol Evgin klasiklerini düet olarak yorumladığı bir albümle karşıladı. Albüm bazı eksiklikleri olmakla birlikte (mesela bazı düzenlemeler çok zayıftı, bazı şarkılar bazı seslerde iyi durmamış, Yonca Lodi gibi özellikle olması gereken bazı isimler yoktu vs.) genel olarak baştan sona sıkılmadan dinlenecek bir albüm olmuş. Zuhal Olcay çok çok iyi.

3-) Harun Kolçak – Çeyrek Asır : 

Harun Kolçak da sanattaki 25. yılını sevdiği sanatçı dostlarıyla şarkılarını düet olarak seslendirdiği bir albümle karşıladı ve albüm çıkar çıkmaz hem Harun’un hem de yapımcısının yüzünü güldüren ve özellikle hastalıkla boğuştuğu onca zamandan sonra büyük moral veren bir albüm oldu. Albümde Erol Evgin’de olduğu gibi birtakım eksiklikler olmakla birlikte (özellikle bazı aranjelerde Harun’un sesi sanırım sanatçının tonuna uydurulmak için kaseti hızla sarıldığında çıkan ses gibi incelmiş) özellikle Bedük’ün Sensiz Olmam yorumu gibi çok üst düzey yeniden düzenlemeler de yok değil. Albüm Gökhan Türkmen’le yaptığı Yanımda Kal düeti ile çıktı ve arkasından İrem Derici ile Gir Kanıma ile rüzgarı fırtınaya çevrildi. Albümde doğru şarkılar doğru seslere gitmiş ve genel olarak yadırgadığım bir isim olmadı. Türkmen ve Derici dışında şarkıların emanet edildiği diğer isimler Yaşar, Gülçin, Tuğba Yurt, Tan Taşçı, Zara, Umut Kuzey, Kubat, Işın Karaca, Alişan Göksu ve Hakan Kahraman. (Gönül isterdi ki Bendeniz ve Emel de olsun, ama kısmet). Albümde klip çekilen şarkılardan başka Yaşar – Hak Etmedim Ayrılığı ve Gülçin – Ağlat Beni ve Tan Taşçı – Gitme Seviyorum yorumları bayağı dikkat çekiyor.

4-) Zülfü Livaneli – Bir Kuşaktan Bir Kuşağa “50. Yıl Saygı Albümü” : 

Bu senenin en büyük projelerinden olan bu albüm 3 cd ile bütün Zülfü Livaneli diskografisini yeni seslerle bizlere sunuyor. Kimi çok iyi kimi keşke olmasaymış dediğimiz bu albüm, son zamanlarda yapılan en eli yüzü düzgün işlerden ve sound olarak da çok iyi. Bilhassa Yaşar – Gün Olur, Yonca Lodi – Sus Söyleme, Sezen Aksu – Günlerimiz, Selda – Çırak aranıyor, sesi normalde beni çok yoran Funda Arar – Zor Yıllar ile harikalar yaratırken, keşke başka bir şarkı seçseydi dediğim Göksel – Karlı Kayın Ormanı ve Kenan Doğulu – Özgürlük şarkılarında beklediğim duyguyu alamadığım yorumlar oldu. İlk CD en iyisi. Albümde Sevingül Bahadır, Leman Sam, Aylin Livaneli ve Ferhat Livaneli’nin olmaması ise soru işareti… Bu arada bu albüme 50. sanat yılı albümü deniyor, ama diskografiye baktığımızda bu sene Zülfü Livaneli’nin 43. yılı? İlk albümünü 1973’te çıkardı görünüyor. Bir de 8 sene önce 35. yıl albümü çıkmıştı, o zaman hesabını tutturamadım bir türlü. Neyse bu albümü alın derim. Çünkü bunlar bizim bütün tarihimizi özetleyen şarkılar. Aşklarımızı, yoksulluklarımızı, toplumsal yaralarımızı, insanlığımızı, kavgalarımızı, davalarımızı, sevinçlerimizi katık ettiğimiz bizi bize hatırlatan şarkılar… Sırf bunun için bile alınmaya değer bir albüm olmuş.

5-) Gülay – Gri Şarkılar :

Gülay’ın Gri Şarkılar albümü bu sene en çok dinlediğim albümlerden oldu. Gülay uzun sürelerle albüm yapıyor ama yaptığında da mutlaka kalbe değecek işler çıkıyor. Bu albümde de eski ama eskimeyen ve hepsi erkek şarkıcıların sesinden kalbimize girmiş şarkılar bir kadın yorumu ve duygusuyla ulaşıyor.
Favorilerim: Beni Verme Ellere, Mucize, Yanımda Kal

6-) Aysun Kocatepe – Aşka 22 Durak :

Aysun Kocatepe 2016 yılını bir proje albümle karşıladı. Cemil Demirbakan, Kubat ve Murat Dalkılıç’ın da konuk olduğu bir düeti de içeren albümü dinlerken, şarkı geçişleri, potburileri, konuklarının performansları ile adeta Ali Kocatepe ile sahne aldığı mekanlarda yaptığı programları albüme dönüştürmüş gibi hissediyorsunuz. Dinlemesi keyifli. Ama tercihim onları canlı dinlemek gene de.

7-) Nilüfer – Yeniden Yeni Yine :

Nilüfer 1,5 yıl aradan sonra 45. sanat yılını eski şarkıları yeniden yorumladığı bir albümle geri döndü ve listeye son anda yetişti. Ajda Pekkan’dan, Sezen Aksu’dan, Ümit Sayın’dan, Metin Özülkü’den en sevilen şarkıları Nilüferce yorumladığı albümde zaman tüneline sokuyor.
Favorilerim: Yalnızlığa Hüküm Giydim, Ağlama Anne, Hoş Gör Sen

8-) Aykut Gürel Presents Bergüzar Korel :

Bergüzar Korel’in Aykut Gürel yapımcılığında Sezen Aksu şarkılarına getirdiği yeni jazzy soluk gerçekten çok güzel olmuş. Su gibi olmuş yorumu.
Favorilerim : Kaybolan Yıllar, Şarkı Söylemek Lazım

9-) Ümit Besen – Başka:

Ümit Besen’in, Teoman, Mirkelam, Emre Aydın gibi müzisyenlerin şarkılarını yorumladığı ve eski şarkılarını yeni nesil şarkıcılarla düet yaptığı eli yüzü düzgün ve hoş bir deneme.
Favorim: Seni Unutmaya Ömrüm Yeter Mi (e.e. Pamela)

10-) Muazzez Ersoy – 90’dan :

Nostalji Kraliçesi Muazzez Ersoy 2016’yı bir proje albümüyle kapatıyor. Bu defa pop sularında şansını denemek isteyen Ersoy, 90ların en beğenilen şarkılarını yeni düzenlemeleriyle sunuyor. Albümün çıkış şarkısı Serdar Ortaç’ın 1994 yılı çıkışlı Değmez’i olmuş ve bence Serdar’dan daha dinlenilir olmuş. Önyargıyla yaklaşanlar bu albümü yerden yere vurmaya hazır ama bence böyle çalışmalar da olması gerek. Hem ne var ki, istemiş ve elinden gelen en iyisini yapmaya çalışmış. Bence desteklemek gerek.
Favorim : Değmez

Bu albüme de dikkat: Zeki Müren - "İşte Benim Zeki Müren" : Sanat Güneşimiz Zeki Müren anısına yeni nesil şarkıcıların Zeki Müren şarkılarına yeni bir soluk getirdiği saygı albümü bu sene dikkatimi çeken konsept abümlerden oldu.


ÖZEL TAKDİR: Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları projesi: Yılın projesi bence. Şimdiye kadar yedi şarkı kaydettiler, daha albüme dönüşmediği için listeye almadım ama bu proje albüme döner dönmez listemde ilk sıraya oturacak. Yazar ve müzisyen Tuna Kiremitçi’nin Pamela, Özge Fışkın, Öykü Gürman, Gonca Vuslateri, Gülçin Ergül, Jehan Barbur ve en son Yıldız Tilbe ile kaydettiği parçalar akustik için ölen ruhuma şifa oldu. 10 numara 5 yıldız… Alkışlar Tuna Kiremitçi’ye ve bu projenin fikir babası kimse ona… Şarkıların her birinin güzelliği bir yana, aralarındaki uyum, düzenlemeler her şey dört dörtlük…






Projeler de böyleydi. Sırada senenin en iyi teklileri/EP'leri var... takipte kalın anacım :)


27 Aralık 2016 Salı

2016 YILINDA BUNLARI DİNLEDİM...

2016 YILI EN'LERİM... VOL. 1 
(ALMAYA DEĞER BULDUĞUM İLK 10 ALBÜM)
Bir sene daha sona ererken, hazır herkes kendi “2016 En İyi Albümleri” listesini paylaşıyor, ben de bu senenin almaya değer albümlerini sıraladım…

1-) Ayşegül Aldinç -  Sek’iz : 
Aradaki tekliler sayılmazsa, 16 senelik aranın ardından, o yılları silip atan bir albümle 2016 yılını karşılayan Ayşegül Aldinç 2016 yılında açık ara favori albümüm oldu. Gerek şarkıların soundu, gerek uyumu, gerekse Ayşegül Aldinç’in kesinlikle Benjamin Button sütü içtiğine emin olduğum görünüşü ile bu albüm bu sene en çok dinlediğim ve en heyecanlandığım albüm oldu. Yeni nesil şarkıcıların düetleriyle konuk olduğu albümde Göksel, Kenan Doğulu, Mabel Matiz, Yüksek Sadakat, Eflatun gibi yeni neslin en sevilen sanatçılarının eserleri bulunuyor.
Favorilerim: Durum Leyla, Unutamadım, Seni Sevmek Var Ya, Bir Tek Gördüğüm

2-) Işıl Yücesoy – Zamansız : 

Bir geri dönüş albümü ancak bu kadar şık, bu kadar gürül gürül, bu kadar içe dokunan şarkılarla dolu bir albüm olabilir. Işıl Yücesoy 35 sene sonra Ossi Müzik yapımcılığında yeni albümüyle arşivlere ve kulakların pasını silerken, herkese yorumculuk dersi veriyor. Albüme Yeşim Salkım, Cenk Eren ve Çağan Irmak’ın düetleri de renk katıyor. Çok çok etkilendiğim albümlerden biri oldu.
Favorilerim: Yeşim Salkımla düeti Meğer, Büyümedim, Yonca Lodi hiti Milat ve Ağlamak Güzeldir

3-) Kalben – Kalben : 

Bu senenin en sansasyonel çıkışı olan ve sahnede ilk izlediğimden beri albümü olsa alırım ki dediğim Kalben’in albümü bu sene ilk 5’imde oldu. Yanıbaşınızda söylüyormuş hissi veren yorumu, şarkı düzenlemeleri, ses rengi, Kalben’i dinlerken “yaa keşke onla arkadaş olsam” diye hissediyor insan. Haydi Söyle şarkısına getirdiği yeni soluk, şarkı sözlerine kattığı günlük unsurlar, şarkıların ilginç harmonisi ile bu senenin en iyilerinden benim için.
Favorilerim: Saçlar, Doya Doya, Seninle, Haydi Söyle

4-) Sertab Erener – Kırık Kalpler Kulübü : 

Sertab’dan yıllar sonra Sertab Gibi çizgisinde bir albüm geldi ve listemin de ilk 10’una kolaycacık girdi. Sertab’ın vokaliyle yorduğu yılların ardından sadeleşme hareketleri meyvelerini vermiş gibi görünüyor. Hem müzikalite, hem vokal, hem şarkılar açısından yılın en iyi albümlerinden biri…
Favorilerim : Aşk Beni, İnsanım Nihayetinde

5-) Pinhani – Kediköy : 

Pinhani ilk albümünden bu yana, kendi çizgisini oluşturmuş ve bu yoldan çıkmayan albümler yapıyor, son albümleri de bu çizgide. Onlar artık herhangi bir yerde şarkılarını duyduğunuzda tanıyabileceğiniz özel bir grup ve bu albümde gene içimizi ısıtıyor. İlk yarısı daha akustik olan albüm ikinci yarıda hareketleniyor. Şarkılarda hikaye anlatmayı çok seviyor Pinhani ve anlattığı hikayelerle sizi de farklı ama tanıdık dünyalara çağırıyor. Favorilerim: Nehirler Durmaz, Beni Sen İnandır, Sen Olmayınca

6-) Sıla – Mürekkep : 

Sıla bu seneyi konsept albümlerin yanı sıra kendi albümüyle de çok verimli geçirdi. Yer yer çok fazla Osmanlıca kelimeye başvursa ve bazen yorumuyla yorsa da 2016’nın en iyi albümlerinden biri oldu ve hak ettiği ilgiyi de gördü. 
Favorilerim: Engerek, Can Dostum, Yan Benimle

7-) İlker Özdemir – Yağmurlar : 

Müzik dünyasında uzun süredir pek çok sanatçıyla birlikte çalışmalara imza atan, çeşitli mekanlarda sahne alan, şu sıralar Zerrin Özer’le çalışan ve Aysel Gürel’in manevi oğlu titrini gururla taşıyan İlker Özdemir uzun süredir çıkarmak için beklediği Yağmurlar albümüyle 2016 yılında nihayet müzik marketlerde yerini aldı. İlker’in bu albüm için ne kadar çalıştığının şahidiyim ve ortaya çıkan albüm bu açıdan beni ayrıca mutlu etti ve heyecanlandırdı. İlker Özdemir’in albümü İlker’in güçlü vokalinin yanı sıra, Zerrin Özer destekli “Yağmurlar”, Suavi’nin klasiği “Yıllar Sonra” yorumu ve Kubat düeti Yandım Yandım düeti ile albüm buram buram müzikalite kokuyor. Hem duygusal hem de yerinizde otururken bile kıpraştıran albüm benim de hemen ilk 10’uma girdi.
Favorilerim: Yandım Yandım, Yağmurlar, Yıllar Sonra

8-) Hande Yener – Hepsi Hit :
Hande’nin elektronik müzik sonrası dönüş yaptığı pop suları çok benim tarzım olmamakla birlikte, bu albüme de kayıtsız kalmak olmazdı. Hande yeni dönemin Ajda ile Lady Gaga arası imaj devri şarkıcısı eksikliğini iyi kapatıyor. Şarkıları kadar polemikleri, mesajları, yaşam tarzıyla ve iddalı albüm adlarıyla da yurtdışı muadillerinin izinden gidiyor. Bu albüm daha çıkmadan fanlar savaşı çıkmıştı ve Demet ile –henüz o zaman albümü çıkmadıysa da- kıyaslamalara gidilmişti. İkisinin de çok ateşli fanları var. Neyse bu konumuz değil. Bu albüm Hande’nin kariyerindeki en iyi albümlerden biri ve fanlarını fazlasıyla tatmin etti. Ben de kulak verdiğimde şarkılar fena gelmedi kulağıma (gene de aklımdan ve kalbimden Mete Özgencil’li Apayrı albümü geçiyor). Akıllıca bir strateji ile 2017 yılını da bu rüzgarla sürdürecek bir albüm.
Favorilerim: Deli Bile, Mor

9-) Redd – Mükemmel Boşluk: 

Redd bu seneyi gene sound, söz ve müzik olarak üst düzey bir albümle karşıladı. Redd’in albüm araları biraz uzun olsa da, bu onların albüm çıkarmış olmak için çıkarmamalarından ve her albümlerini heyecanla bekleyen kitleleri her seferinde “işte budur” dedirtmek istemelerinden. Her albümlerinde hayata, yaşadıkları gezegene, gönül işlerine dair kendi imzalarını çok net anlayabileceğiniz şarkılara yer veriyor Redd. Kapağıyla da farkını gösteren ve diğer albümlerden sıyrılan bu albümde favorilerim: Aşk Virüs, Senden Vazgeçeli Çok Oldu ve Boşlukta Dans

10-) Gökçe Kılınçer – Kalbimde İzi Var :

Yeni nesilde dikkatimi çeken isimlerin başında geliyor Gökçe Kılınçer. Hem retro hem modern, hem farklı bir ses rengi var, hem şarkıları güzel, hem özgün, bu senenin en iyilerinden ve en dikkat çekici albümlerinden biri. 
Favorilerim: Yalan, Aşk Beni Bulunca

ÖZEL ÖNEMLİ: NAŞİDE GÖKTÜRK – ÇOCUKLUĞUMU UÇURUYORUM : 

Bu sene kaybettiğimiz Naşide Göktürk’ün bizlere son bir armağan olarak kaydedip emanet ettiği albümü hiçbir listeye alamayacağım kadar kıymetli bir albüm. Hasta yatağında kaydedip bitirip bir de klip çeken Naşide Göktürk, son nefesine kadar müzikle yaşayıp müzikle aramızdan ayrıldı. Albümde Işın Karaca’dan sevdiğimiz Aramıza Yollar gibi coverlar dışında Naşide’nin ara verdiği yıllar boyunca biriktirdiği her şey var. Albümün klibi Galiba’ya çekildi. Nurlarda ol Naşide Göktürk, şarkıların bize emanet…

Bu albümler de 2016’nın ilk 10 listeme girmeyen ama dikkat çeken albümleri:
Beste Kırmacı – Bu Köy Adam : 

Farklı ses rengi, farklı armonilerde ve farklı melodik yapılara sahip şarkıları ve en önemlisi kendi şarkılarını yazıyor olması, Beste Kırmacı'yı farklı bir yere koyuyor. Dinlemesi keyifli, şarkıları ezberlemek biraz zor ama dinlemesi yormayan ve sonuna kadar dinleyebileceğiniz bir albüm. Zira öyle albümler var ki, bir kere dinleyince bir daha aklınıza gelmez, Bu albüm bende hikayeler çağrıştırdı. Evet evet tam da bu, hikayeler anlatıyor bu albüm ve siz kafanızda o hikayelerin kliplerini çekiyorsunuz. Bu özellikteki albümlere özellikle dikkat ederim. Kısacası bu sene bir arkadaşım sayesinde keşfettiğim albüm "farklı" bir albüm. Kulak vermenizde yarar var.

Ayla Çelik – Ben : Bu senenin “Samanyolu”su nedir derseniz, akla gelecek ilk şarkı artık klasik haline gelmiş olan “Bağdat” desek yeridir. Şarkı müzik dünyasında ilgiyle karşılanmakla kalmadı, gözlerin söz yazarı, besteci ve yorumcu olarak yıllardır müzik dünyasında var olmak için tırmalayan Ayla Çelik’e çevrilmesini sağladı ve çok fazla adından bahsettirdiği bir gerçek. Ünlü şarkıcılar Ayla Çelik’in kapısını çaldı, Ayla Çelik fiyatını arttırdı ve şimdi fiyatına ulaşılamazlar, yanına yaklaşılamazlar arasına girdi. Helali hoş olsun, çok uğraştı çünkü. Bu albümde Bağdat çıkış şarkısı değildi ama diğer şarkıların biraz bu şarkının gölgesinde kaldığını düşünüyorum. Bilhassa Beyaz’la düeti bu albümü yılın albümlerinden yaptı. Bundan sonra yapacakları Ayla Çelik’in başarısının kalıcı mı geçici mi olduğunu gösterecek.
Gökhan Türkmen – Sessiz : Yeni neslin hem vokal hem şarkılar hem de üreticilik açısından en özgün şarkıcılarından Gökhan Türkmen yeni çıkmasına rağmen dikkatimi çeken albümüyle ilk 10’umda. Türkmen’in günümüz erkek şarkıcılar arasından sıyrılan vokalini seviyorum. Kenan çakması pek çok kişi arasında en özgün yeni erkek şarkıcılardan biri ve albüm repertuarlarında seslendirdiği şarkılarla dikkatimi çeken bir isim. Üstelik başka isimlere verdiği şarkılar ve konuk olarak yer aldığı albümlerle de hızla yükseliyor. Yeni albümü yeni çıktı sayılır ama sessiz ve derinden ilerleyerek tam gaz gidiyor şimdiden. Bu albümü önemsiyorum.
Tuğba Özerk – Aynı Semtin Çocukları : Son birkaç yılı çıkardığı teklilerle geçiren Tuba Özerk, 2016 yılını Aynı Semtin Çocukları albümüyle karşıladı. Her geçen gün albüm ve şarkılarında Tuba Özerk ayırt edilen kendi stilini ve imzasını daha iyi oturtuyor. Ümit verici bir albüm.
Demet Akalın – Rakipsiz
Murat Boz – Janti
İrem Derici – Dantel
Yalın – Bayıla Bayıla
Serdar Ortaç – Gıybet
Berkay  Arabest
Murat Dalkılıç – Epik
Kubat – Al Ömrümü
Buray  Sahiden


-DEVAM EDECEK-
Yarın : 2016'nın almaya/dinlemeye değer bulduğum Proje albümleri...

25 Aralık 2016 Pazar

GİTTİM İZLEDİM YAZDIM - TOLGA AKYILDIZ'LA %100 AÇIK SAHNE VOL. 13

Felekten bir müzik şöleni çaldık…

Yeni isimleri müzik dünyasının ustalarıyla aynı sahnede buluşturan müthiş Tolga Akyıldız ile %100 Açık Sahne gecelerinin 12. si 23 Aralık Cuma gece garajistanbul’da İpek Atcan’ın sunumuyla yapıldı. Rock’tan Pop’a, Blues’dan Country’ye her müzikten en usta ve en umut veren isimler festival gibi geçen Açık Sahne’nin sahnesinden geçti. Bana da gidip yazması düştü.

Gecenin ilk konuğu Yarımada oldu. 2011 yılında kurulan grup yer yer progresif öğeler içeren rock müzik yapıyor. Mehmet Sinan Güvenç, Ilgaz Yalçın Fakıoğlu, Eren Karacaoğlu ve Halil İbrahim Aksu’dan oluşan grup 2015 yılında 3 tekli çıkardı. Grubu ilk kez izledim ve sahnelerini çok sevdim, ilk grup olarak ortamı canlandırmalarının yanı sıra, solistin sesi, yorumu ve şarkıların kalitesiyle güzel bir başlangıç oldu geceye. Soundları sert, 3 şarkı söylediler, bilhassa ‘Yoklama’ şarkılarını sevdim. Kendilerini tanıtmaları ve iletişim yollarını da belirtmeleri artıları oldu. Zira daha önceki gecelerde yeni gruplar çıkıyor ve kendilerini tanıtmadan iniyorlardı, sonra bul bulabilirsen izlerini. Halbuki bu sahnenin amacı bu grupların bilinirliğini artırmak ve burası yeni isimlerin kendilerini en iyi ifade etme şansı buldukları bir platform. Yarımada, bu anlamda benim takip edeceğim bir grup ve siz de bilgi almak isterseniz, iletişim sayfaları: Yarimada Facebook sayfası ve Yarımada Web Sitesi




Gecenin 2. grubu Siyah’tı. Yarımada’nın bir tık daha serti müzik yapıyorlar ve tarz olarak biraz Kurban grubunu andırıyor, belki biraz daha serti ama özgünler de. Barış Baykan, Bora Bekiroğlu, Dünya Kızılçay ve Sabi Saltiel’den oluşan grup 2015 yılında kuruldu. Yaptıkları sert müziğe rağmen, solisti güleryüzlü ve seyirciyi sahnenin içine alabiliyor. Maruzat, İşte Hendek İşte Deve ve Vazgeçersem şarkılarını seslendirdiler. Genç ve dinamik bir grup. Daha sert müzik sevenlere yönelik. Daha fazla bilgi almak ve şarkılarını dinlemek için: Siyah Facebook sayfası




Siyah’ın ardından Gürcan Ersoy sahne aldı. Gürcan’la tanışıklığımız çok eski ve bu yüzden onu izlemek benim için ayrıca çok keyifli. 2011 yılında Ben ve Benim Gibi Çocukların Hakkında albümünü çıkaran Gürcan 2016’yı Bir İlkbahar sabahı EP’siyle karşılamıştı. Bu arada bolca konser de veren Gürcan gecede bu EP’sinin şarkılarını (Yeni Bir Hikayem Var ve Bir İlkbahar Sabahı) ve Nilüfer cover’ı Yine Yeni Yeniden’le geceye katkı yaptı. Önceki iki sert performanstan sonra Gürcan’la nispeten kulaklarımızı dinlendirdik biraz. İzlemesi keyifli bir adam Gürcan. Pek çok festivalde ve etkinlikte de sahne alan isimlerin başında geliyor. Bilgi almak ve şarkılarını dinlemek için: Gürcan Ersoy Facebook Sayfası




Gece böyle gümbür gümbür başlarken, Gürcan’ın arkasından çıkan Melis Danişmend ile biraz sakinleşiyoruz. Melis Danişmend’in müzik tarzı bana Country müziği anımsattı. Sen Daha Gül, Ufak Tefek Notlar ve Bugünler Parlak şarkılarıyla geceyi dinlendirdiği Açık Sahne’de, Danişmend’e gitarda eşlik etti. Bu arada Danişmend’in performansına başlamadan önce gecenin sahibi Tolga Akyıldız’ın müziğin birleştiriciliğiyle ilgili konuşması da çok güzel ve anlamlıydı. Danişmend üç şarkıyla ruhumuzu yıkadı, pürüzsüz sesi ve müziği ifade eden anlamlı şarkı sözleriyle olmazsa olmaz kadınlardan. Konserleri de tam gaz devam ediyor ve büyük ilgiyle takip ediliyor. Müziğin cıstaklara boğulduğu bu zamanlarda akustik bir şeyler dinlemeye hasret kalanlara… Sayfası da burada: Melis Danişmend Facebook Sayfası





Bu kadar dinlenme yeter, biraz coşalım dediğim noktada, imdadıma ne zamandır bin tane farklı yerden haberini duyup canlı izleme imkanı bulamadığım Kolektif İstanbul imdada yetişti. Nefesli çalgılar, vokaller, sahnede eğlenen müzisyenlerle bir balkan düğününün ortasına düştük onlarla. Çok eğlenceliler, çok sevimliler, çok da talep görüyorlar. Daha önce neden izlemedim diye hayıflandım, ama olsun zaman bu zamanmış. Önce adını öğrenemediğim enstrümantal bir parça ile giriş yapıp, acılı duyguları eğlenceli bir şekilde ifade eden Acımadı Yine ile ve ardından çok iyi bildiğim ancak adı gene aklıma gelmeyen bir Fransızca şarkıyla çok keyifli dakikalar yaşattılar. Solist Aslı Doğan çok sevimliydi ve önce trompette sonra vokalde hünerlerini sergilerken gözlerinin içi gülüyordu. Grup adlarının hakkını verircesine kolektif ve dünyanın her köşesinden müziklerin bileşimini sunuyor. Tek grupla birçok festivale katılmış gibi oluyorsunuz. Grup dünya çapındaki festivallerde de sahne alıyor. Sayfaları: Kolektif İstanbul Facebook sayfası



Sonra gecenin tek kişilik orkestrası Hayko Cepkin’e geldi sahne sırası. Bazı adamlar vardır, tanımasanız bile, sıcaklığını, muhabbetini size geçirir, ben Hayko Cepkin’de hep öyle hissederim. Galiba başarısının sırlarından biri bu, duvarsızlık ve samimiyet, insanlar samimiyeti ve sahiciliği seviyor ve karşılığını gösteriyor. Hayko Cepkin ile oturup her konudan konuşabilirmişsiniz, geyiğin de dibine vurabilirmişsiniz, müziğin damarına basabilirmişsiniz gibi bir his yaratıyor. Gecenin en beklenen adamıydı Hayko Cepkin ve çıkar çıkmaz salondan bir övgü uğultusu yükseldi. Tek piyanoyla adeta tek kişilik bir orkestra gibiydi. Üç şarkı seslendirdi, çok fazla konuşmadı ama seyirciler onun yerine konuştu zaten, herkes bir ağızdan Cepkin şarkılarına eşlik ederken Cepkin’in çok mutlu olduğu yüzünden anlaşılıyordu.  Doymadınız ile başlayan Cepkin şov, benim en sevdiğim Cepkin şarkılarından olan Melekler (Bir Olsun Gönlünde), Ölüyorum ve Yalnız Kalsın şarkılarıyla devam etti ve kısa bir teşekkürle sahneden ayrıldı Cepkin, bu konuşmada aynı gece Zorlu’da 20. yıllarını muhteşem bir konserle kutlayan Mor ve Ötesi’ne selamlarını göndermeyi unutmadı.




Hayko sahneden inerken yerini pop müziğin her geçen gün çıtasını yükselten Aydilge’ye bıraktı. Aydilge de, Hayko gibi daha önce Açık Sahne’yi şenlendirmişti. Bu gece de tüm cıvıltısı ve çılgınlığıyla insanlara umut aşılayıp mutlu etmek üzere sahnedeydi. Önce iki slov şarkısına, Bu Gece Ben Ay ve Aşk Acı Sever ses verdikten sonra benim haykırışlarıma dayanamayarak benim için Hadi Sarıl Bana’nın makaratını söyleyip artık klasik hiti olan Kiralık Aşk ile geceyi coşturdu. İzlemesi gerçekten çok keyifli kadınlardan biri Aydilge ve her izlediğimde aynı keyfi alıyorum.





Oyunculuğuyla tanınan sahnenin komik adamı Erdem Yener, Aydilge’nin ardından bu sene çıkardığı Çıplak albümüyle sahne aldı ve ne çok yönlü bir sanatçı olduğunu gösterdi. Zira sahnede hep güldüren adam bu defa sağlam rock parçalarıyla müzisyenliğini kulaklarımızın beğenisine sundu. 2008 yılında çıkardığı Kirli albümünden de şarkılar seslendiren Yener’i ilk kez izledim, çok da keyifliydi, ama Erdem Yener’i izlerken o komik adam görüntüsünü bir türlü aklımdan silemiyorum. Bu avantaj mı dezavantaj mı bilemem ama şarkıları güzel o kesin. Belki, Gece gibi şarkılarını tam bir rock star gibi seslendirdi Yener. Keyifliydi izlemesi.





Erdem Yener’in arkasından yeni gruplardan Deer From Space çıktı. Yüksek Sadakat’ten Uğur Onatkut ve Serkan Özgen’in de desteklediği Deer From Space gecenin müzik türleri arasında alternatif rock türünü temsil etti. Benim için biraz sert bir müzik ama bu türü sevenlerin hayli takip ettiği ve konserlerini takip ettiği bir grup olduğunu gördüm netteki araştırmalarımda. Sahneleri çok dinamik ve solistin seyircisiyle etkileşimi çok iyiydi. Gecede o gün çıkardıkları ep’lerini de dağıtan grup kendini sitelerinde alternative-stoner rock band olarak tanımlıyor. Şarkılarını dinlemek için: Deer From Space web site





Deer From Space sahneden ayrılırken, gecenin en heyecanla beklediğim grubu Yüksek Sadakat hazırlıklarına başladı. Bir süre Sami Cingi’nin front-man’lik yaptığı ve daha önceki Açık Sahneler’de de sahne alan Yüksek Sadakat, bu geceye bir süre önce gruba geri dönen Kenan’ın front-man’liğiyle katıldı. Kafile ile başlayan Yüksek Sadakat şov, Beni Bırakma, Ben Seni Arayamam ve klasik hitleri olan Haydi Gel İçelim’le doruğa çıktı. Sami’yi de çok sevmiştim ama Kenan’ın havası bir başka kimya olarak Yüksek Sadakat’te. Grup 13 Ocak’ta konuklarıyla birlikte yeniden garajistanbul’da olacaklar.







Gecenin son grubu Vokalde Batı Dibek, klavyede Ozan Hasoğlu, gitarda Ömer Okan Arslan, bas gitarda Yiğit Can Öztop ve davulda Atakan Türkan’dan oluşan Kırk’iki oldu. 2013’te kurulan grup ilk EP’lerini geçen sene çıkarmış. Gecede Tilki, Görünmez Adam ve Bir Durum Mu Var şarkılarını seslendiren grup blues, pop, rock ve funk tarzların bir bileşimin sunan şarkılar yapıyor. Çok heyecanlı ve coşkulu çocuklar, ve bu bize yansıyor. Şu anda sahne hareketleri ile ilham aldığı ağabeylerinin izinden gittiğini anladığım solistin sesi ve yorumu güzel, kendilerini izletiyorlar. Sahnede çok sevimliler. Zamanla taşların yerine oturacağı ve kendilerini “tam olarak” bulacağı zamanların gelmesi yakın. Desteklenmeli, çünkü bu müzik tutkusuyla gelecek için ümit vaat ediyorlar, zaten yaptığım araştırmada gördüğüm, festivallerde ve keşif sahnelerinde de kendilerine yer bulmaya başlamışlar. Daha fazla bilgi ve şarkılarını dinlemek için: Kırk'İki Facebook Sayfası






Bu gecede sahne alan yeni gruplar izlerken, dünya müziklerinde hiç de geride olmadığımızı gördüm ve en azından bu konuda dünyanın geri kalanıyla aynı düzlemde olduğumuzu görüp biraz teselli buldum. Soundlar, müzikler, sahne duruşları yanı sıra şarkıların Türkçe sözlü olmaları ile müziğe dair umutsuzluğum umuda bırakıyor yerini böyle gecelerde. Gecenin tek nazarlığı ışıkların insanın gözüne gözüne gelmesi. Bu gecenin başka bir güzelliği, tüm olumsuzluklara rağmen kalabalık bir seyircinin olması ve insanları gene müziğin birleştirmesi, zira her zaman dediğim gibi aydınlık, ferah ve yaşanası bir ülkede yaşamanın yolu ruh sağlığı bozuk olmayan bireylerden geçer ve ruhumuzu sağaltmanın tek ve en güzel yolu müzikten ve sanattan geçer… Siz siz olun, müziğin sesini kısmayın, zalimin sesini bastırmanın en iyi yolu müziğin sesini açmaktır çünkü...

(Not: Tolga Akyıldız, daha önce Açık Sahne adıyla olmayan ama teması aynı olan başka bir etkinliği de saydığı için bu etkinlik bu yazıda Vol. 13 olarak geçiyor.)