Efenim yazımın şimdiki durağı ise 19 Nisan’da Jolly Joker’de
gerçekleşen Model konseri. Model benim 2000lerde almaya değer gördüğüm ve çok
şükür ki ikinci albümleri Diğer Masallar ile gerçekten çok büyük başarı
yakalamasına sevindiğim iyi gruplardan. Yeni albümleri öncesi İstanbul’daki son
konserlerine gitmemek olmazdı bu yüzden. Bu albüm hiç ısınamadığım 2000’ler
müzikleri içinde bir pırlanta resmen ve çıkmasının üzerinden 2 sene gibi bir
zaman geçmesine rağmen hala tam gaz sürüyor ilgi. Bu 2000li yıllarda
yakalanması ender başarılardan biri. Bunda grubun müthiş şarkıları ve
performansı yanında, tanıtım vs. mecraların çok iyi kullanılmasının da katkısı
var. Konsere gelirsek; ben biraz geç gittim konsere, girdiğimde konser
başlayalı nerdeyse kırkbeş dakika olmuştu ve Jolly Joker tıklım tıkıştı.
Abartmıyorum, ta merdivenin başına kadar adım atacak yer yoktu. Ben böyle
durumlarda ittire kaktıra en öne geçmesini bilenlerdenim, lakin yanımda üniversiteden arkadaşlarım varken, bunu başarmak biraz mesele oldu. Önce arkalarda bir köşeye geçtik, olmadı, merdivene çıktık, burada durulmaz dendi, ben de öööeeehh deyip attım kendimi kalabalığın içine gidebildiğimiz kadar öne gittik. Fatma Turgut biz girdiğimizde Şebnem Ferah yorumlamaları yapıyordu. Bu Aşk Fazla Sana, Fırtına gibi şarkılardan sonra, kendi şarkılarından çaldılar. Fatma Turgut'un seyirciyle diyalogu çok iyi, bir şarkıya gireceği zaman, ayrıca seyircileri şarkıya çekmesi de ekstra başarılı. Mesela, "Şu an burda evli olanlar var mı?" diye soruyor, elleri gördükten sonra evlilikle ilgili bir şarkısını patlatıveriyor. Benim için sahnede yeni olan, Fatma Turgut'un "Şu an sevgilisiyle küs olan var mı?" sorusundan sonra yaptığı uygulama oldu. Evet cevabını aldığı kişilerden birinin telefonunu alıp sahnede canlı canlı o söz konusu kişiyi arıyor, onunla biraz konuşup, sıradaki şarkıyı ona mırıldanıyor biraz. Bu, sanatçı- izleyici bariyerini ortadan kaldıran müthiş bir şey. Orda hepimiz bir evde toplanmış gibiyiz sanki. Böyle bir şeyi daha önce hiçbir grubun sahnesinde görmemiştim. Küs sevgiliye giden şarkı “Değmesin Ellerimiz” oluyor. Seyirciler çok coşkulu, Fatma Turgut bir şarkıda bütün salonu “Laa laa laa”latıp ufak bir yarışma yapıyor, önce erkekler, sonra kızlardan vargüçleriyle son ses bir şarkının nakaratını söylemelerini istiyor (kendi şarkılarından biriydi, la la la şeklinde nakaratı olan ama hangisi hatırlayamadım şimdi) sonra gene birkaç cover yapıyor, örneğin Fikrimden Geceler türküsünde Jolly Joker’deki herkes bir ağızdan eşlik ediyor. Geç gittiğimiz için gece de erken bitiyor. En son herkesin eğlendiğini görmek istiyorum, kimsenin hareket etmediğini görmek istemiyorum diyerek, Dağılmak İstiyorum’u söylüyor ve salonda herkes tam anlamıyla dağılıyor, hoplayanlar, sıçrayanlar, kafa sallayanlar… ve konser bitiyor, ben belki bis olur diyorum ama olmuyor. Bu geceyi de böyle bitiriyorum.
durumlarda ittire kaktıra en öne geçmesini bilenlerdenim, lakin yanımda üniversiteden arkadaşlarım varken, bunu başarmak biraz mesele oldu. Önce arkalarda bir köşeye geçtik, olmadı, merdivene çıktık, burada durulmaz dendi, ben de öööeeehh deyip attım kendimi kalabalığın içine gidebildiğimiz kadar öne gittik. Fatma Turgut biz girdiğimizde Şebnem Ferah yorumlamaları yapıyordu. Bu Aşk Fazla Sana, Fırtına gibi şarkılardan sonra, kendi şarkılarından çaldılar. Fatma Turgut'un seyirciyle diyalogu çok iyi, bir şarkıya gireceği zaman, ayrıca seyircileri şarkıya çekmesi de ekstra başarılı. Mesela, "Şu an burda evli olanlar var mı?" diye soruyor, elleri gördükten sonra evlilikle ilgili bir şarkısını patlatıveriyor. Benim için sahnede yeni olan, Fatma Turgut'un "Şu an sevgilisiyle küs olan var mı?" sorusundan sonra yaptığı uygulama oldu. Evet cevabını aldığı kişilerden birinin telefonunu alıp sahnede canlı canlı o söz konusu kişiyi arıyor, onunla biraz konuşup, sıradaki şarkıyı ona mırıldanıyor biraz. Bu, sanatçı- izleyici bariyerini ortadan kaldıran müthiş bir şey. Orda hepimiz bir evde toplanmış gibiyiz sanki. Böyle bir şeyi daha önce hiçbir grubun sahnesinde görmemiştim. Küs sevgiliye giden şarkı “Değmesin Ellerimiz” oluyor. Seyirciler çok coşkulu, Fatma Turgut bir şarkıda bütün salonu “Laa laa laa”latıp ufak bir yarışma yapıyor, önce erkekler, sonra kızlardan vargüçleriyle son ses bir şarkının nakaratını söylemelerini istiyor (kendi şarkılarından biriydi, la la la şeklinde nakaratı olan ama hangisi hatırlayamadım şimdi) sonra gene birkaç cover yapıyor, örneğin Fikrimden Geceler türküsünde Jolly Joker’deki herkes bir ağızdan eşlik ediyor. Geç gittiğimiz için gece de erken bitiyor. En son herkesin eğlendiğini görmek istiyorum, kimsenin hareket etmediğini görmek istemiyorum diyerek, Dağılmak İstiyorum’u söylüyor ve salonda herkes tam anlamıyla dağılıyor, hoplayanlar, sıçrayanlar, kafa sallayanlar… ve konser bitiyor, ben belki bis olur diyorum ama olmuyor. Bu geceyi de böyle bitiriyorum.
(Not: Bu satırları yazdığım sırada, henüz yazının son
performansını görmemiştim. 25 Nisan'da Ghetto'da Ayça Varlıer albüm lansmanında
olucam, o konserin de ayrıntıları birazdan tam burada olacak...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder