Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Nisan 2013 Cumartesi

GEZDİM, GÖRDÜM, YAZDIM - 1. BÖLÜM (GRUP 4 x 4 ve KOMODOR 64)

Selamlar cancağızlarım, müzikdaşlarım,

Efenim, bu sıralar bir gezmelerdeyim bir gezmelerdeyim, sormayın gitsin. Bu yüzden gene yazıların arasına zaman giriyor. Ama hepsi sizin için (valla bak :)) Bu yazıda size geçen haftadan bu yana gittiğim, gördüğüm, tavsiye edeceğim canlı performanslar ve programlardan bahsedicem.


Efenim ilk durağım, Kral TV Müzik Ödüllerinin hemen akabinde gittiğim, Kadıköy Shaft’ta sahne alan 4 x 4 grubunun programıydı. 4 x 4 benim epey zamandır yazısını yazmak istediğim gruplardandı. Solistleri Deniz Tuzcuoğlu ile birkaç sene önce bir yarışma vasıtasıyla (o jüriydi ben yönetici asistanı) tanıştığımızdan beri gerek dinlediğimiz müzikler, gerekse muhabbetlerde aynı frekanslarda olduğumuzu keşfetmemiz, yarışma sonrasında da çeşitli sebeplerle bir araya getirdi bizi. Şahsen Deniz'in sahnesini her izlediğimde ayrı bir keyif alıyorum. Gitar ve vokalde Deniz Tuzcuoğlu, elektrik gitarda Alp Tiner, bas gitarda Burak Kulaksızoğlu ve davulda Arbak R. Dal’dan oluşan Dört x Dört grubunu, 2007’de “Hayır” ve 2011'de “Evet :)” albümlerinden ve Canım Ailem dizisinin müziklerinden muhakkak tanırsınız. 12 Nisan gecesi, Kadıköy Shaft’ta gene coşkulu gecelerden biriydi. Ben –Kral TV yazısından okuduysanız- o kadar yürümelerimin sonucunda, kapağı Dört x Dört programına attım. Program’da sadece kendi albümlerinden çalmıyorlar, sevdikleri parçaların Dört x Dört'çe yorumlarını çalıyorlar, ki bence son zamanlarda gittiğim programlarda sıkça dikkatimi çekmeye başlayan ve hoşuma giden bir tarz. Bir grubu/sanatçıyı besleyen, hoşuna giden şarkıları bilmek, müzisyenlerle bu kadar ilgili benim için çok değerli oluyor.
Deniz konserine benim de favorilerimden olan “Dün Gece" ile başladı ve gene kendi şarkısı olan “Aşk Katili”nden sonra karışık şekilde Red Hot Chili Peppers, Barış Manço, Depeche Mode, Reamonn, Chumbawamba gibi grup ve sanatçıların şarkılarını çaldılar, şahsen en çok keyif aldığım yorumlardan biri Michael Jackson'ın Beat It'i oldu. Deniz’in sahneden izleyicisiyle kurduğu bağ da çok güzel. Arkadaşları dışında zaten artık kitlesi olmuş ve her konserinde olan izleyiciler ile o ortamda sanki bir ev partisi havasındaydı her şey. Konser ara verdiğinde artık yorgunluktan yığılıp kalma sinyalleri veren bedenimi sürükleyerek bir sonraki programa kadar oradan ayrılıp geceyi sonlandırdım. Denk gelirseniz sizin de gitmenizi tavsiye ederim.












 


-----------------------------------

Bundan sonraki gece programım geçen Salı günü, çok sevdiğim arkadaşlarım Faruk Toksöz ve Adnan Türkay'ın beni sürekli davet ettikleri ancak uzun süredir gidemediğim Komodor 64 grubunun programı oldu. Bu grubu şimdiye kadar izlemediyseniz yazık olmuş, zira repertuarlarında genel olarak 90lar parçalarını rock düzenlemeleriyle seslendiren grup artık yeni bir ad ve konseptle yola devam edecek. Vokal ve gitarlarında Koray Özkul, Gitarda Faruk Aydın Toksöz, Bas Gitarda Adnan Türkay, Davulda Ceyhun Tütüncü’den oluşan grup birkaç televizyon programına da çıkmıştır. Gruptan Adnan ve Faruk'la zamanında çalıştığım liselerarası müzik yarışmasında tanışmıştık. Müthiş müzisyenler olmalarının yanında (bu yarışmada daha önce çeşitli dallarda birincilik olan çocuklar), iş disiplinleri ve dostlukları ile tanıdığıma en mutlu olduğum adamlar. Artık her biri müzik dünyasına yavaş yavaş nüfuz ediyor. Faruk’un diğer grubu olan Kontrast'ın albümü yakında çıkıyor ve sizler de ayrıntılı bilgiyi ve belki de ilk röportajı gene burada okuyacaksınız.

Nihayet 16 Nisan gecesi yollara düşüp, Komodor 64’ün sahnesini izlemek üzere Kadıköy Buddha Bar’a gidiyorum. Henüz program başlamadan önce koyu bir sohbet koyveriyoruz. Bu gece grupla ve repertuarla ilgili yenilikleri duyuracakları program. Ve program başlıyor. Solist Koray zaten artık sahnenin üstadı olmuş, hem duruş hem seyirci etkileşimi on numara performans sergilerken, benim favori şarkılarımdan Kır Zincirlerini ile açılışı yapıyor. Sonra Mansur Ark’tan Maalesef, gene Tarkan’dan Gelip de Halimi Gördün Mü, Sertab'dan Sakin Ol, Rafet El Roman'dan Amerika arka arkaya çalıyor ve grubun konseptindeki ilk değişiklik olarak yabancı şarkılara geçiyorlar: Englishman in NewYork, Billie Jean, La Vida Loca, Mves Like Jagger… Repertuarları hareketli parçalardan oluşuyor, sahneden seslenerek coşkuyu daha da arttırıyor. Ara verildiğinde biraz laflıyoruz, grup şu anda profesyonelliğe bir adım daha yaklaşmakta ve bunun ilk adımı olarak kendilerine yeni bir ad seçme sürecindeler ve yeni sürprizleriyle yakında yeniden sahnelere dönecekler. İzlemek isterseniz 30 Nisan'da Kadıköy Matiz'deler.











Hiç yorum yok: