PAZAR SÖYLEŞİLERİNİN BU HAFTAKİ KONUĞU
---HAZAL---
1995 yılı
müzik hayatımıza şu an bile bayıla bayıla dinlediğimiz, şarkıları yeniden
yorumlanan pek çok iyi ismin girdiği bir yıldı. O yılı çok iyi hatırlıyorum, TV
başında sabahladığım zamanlarda Kral TV’de üç klip çok fazla dönerdi. Hazal –
Sevdalım bunlardan biriydi (diğerleri Seçil - Uhde ve Kerim Tekin – Cici Baba),
bir gece boyu bu üç şarkıyı dinler, hiç sıkılmazdım. Yıllar sonra Hazal’la bu
söyleşiyi gerçekleştirirken, zaman zaman o günlere gittim. Benim için bazı
şarkılar vardır, her dinlediğimde o şarkıyı dinlediğim ana ait bir kare belirir
aklımda, Sevdalım'ı dinlerken de İzmit'te sabaha karşı dışarıyı seyrettiğim bir
gün canlanır aklımda.
Hazal’a ilk
albüm heyecanını ve albümün çıkış sürecini sorduğumda,aslında idealinin her
zaman iyi bir müzik öğretmeni olmak, çocuklara ezbere flüt çaldırmaktan ziyade,onlara
müzik kültürü katmak, standartlarını yükseltmek olduğunu söyleyerek söze başlıyor.
Okulda okurken arkadaşlarıyla sahne alıp beğenilince, bir de üstüne para da
kazanmaya başlayınca, hayaller kurmaya başlamış. Tabi ki her şey hayal kurmakla
başlıyor. O zaman için amacı albümden çok Sezen Aksu’nun bir gün mekana gelip vokalistlik
teklif etmesiymiş. O zaman bile hayallerini hep yüksekte tutuyormuş anlaşılan.
Ancak sahnede bir yılını doldurmadan vokalistlik bir yana Klip Müzik Yapım
şirketinin yetkilerinden gelen albüm teklifi ve albümün başarısıyla doğrudan
kendi kanatlarıla uçmaya başlamış. “Albüm
beklemediğim kadar başarılı olunca sevincim, mutluluğum kat kat arttı”,
diye anlatıyor Hazal o günleri.
O albümden
Sevdalım, Elden Yar Olmaz ve en son Demet Akalın tarafından yeniden yorumlanan
Bozuyorum Yeminimi gibi şarkılar çıkaran Hazal, bir sonraki albümü için 2 yıl
bekledi.
Sonrasında,
1997 yılında gene çok ses getiren Aşka Dair albümü ile müzikte bir kez daha ben
buradayım dedi. Özellikle Osman Abi düzenlemesinin güzel eleştiriler aldığını
hatırlıyorum. Bu albümden de Osman Abim, Elden Gittik, Yalancı Sevda gibi
hitler çıktı.
Özellikle
‘Yalancı Sevda'yı ne çok dinlerdim o yıllarda.
Hazal’ın
bir sonraki albümü Sürgün Aşkımız 2000 yılında çıktı. Sürgün Aşkımız, Parayla
Saadet Olmaz, her dinlediğimde içimi titreten İyi Misin Anacığım gibi müthiş
şarkılarla dinledik bu albümde. Sonrasında sessizliğe gömüldü Hazal. Onun yeni
şarkılarını dinlemek için 9 yıl beklememiz gerekti. Neydi bu uzun aranın sebebi
diye sorduğumda, “tamamen kendi
tercihimdi” diyor. Arkadaşlarının, tanıdıklarının ısrarları bile kar
etmemiş, yarım kalan eğitimini tamamlamak için müziğe ara vermiş. “Hayatta her zaman kendimi mutlu edecek
kararlar almaya çalıştım. 4 yaşından beri okuyup yazan bir insan olarak eğitim
benim için çok önemlidir. Eğer bu kararı almamış olsaydım bir yanım hep pişman
olacaktı. Müzik sektöründeki şartlar, şu anda olduğundan daha kötü değildi ama
2000'ler bence kalite açısından çöküşün başladığı yıllardı, bu da bir
gerçek” diyerek aslında çoğu sanatçının albüm yapmaya neden mesafeli
kaldığını da açıklıyor, “Zaten öyle
olmasa milyonlarca insan niye 90'ların ve daha önceki dönemlerin şarkılarına
bu kadar tutunsunlar,öyle değil mi?” diye ekliyor.
Hazal 2009
yılında “Geriye Dönme” isimli albümü ile, albümün adının tersine bomba gibi bir
geri dönüş yaptı. Ben her zaman zaman zaman böyle araların bir müzisyen için
nefes alma ve yenilenme araları olduğunu düşündüğümden, bu süre belki de Hazal
için gerekliydi diyorum. Bu süreçte kendini dinleme, nerde durduğunu ve
duracağını belirleme ve yeni şarkılar için belki de yaşanmışlık biriktirme söz
konusuysa bu ayrılıklar aslında sanatçıyı besleyen fırsatlara dönüşebilir.
Nitelik
albüm arası süreçte, Hazal her zamankinden de fazla müziğin içindeymiş. Zaten
müziği bıraktım diye bir şeyin söz konusu olamayacağını çünkü müziğin
vazgeçilmez bir aşk olduğunu söylüyor. Bu sürede konservatuara geri dönmüş, Hafta
içi okul, hafta sonları ise hem yurt dışı hem de yurt içinde konserleri, ekstra
çalışmaları devam etmiş. Bu süre içinde albüm ve reklam çalışması yapmamış,
ihtiyaç da duymamış, ta ki sanal ortamda kliplerinin altında yazan “sevgi dolu sözler ve geri dön çağrılarını
görene kadar”. “Bir gece saat 04:00
civarıydı, çok duygulandım, biraz da ağladım onları okurken. Sahiden de
sevenlerim çok değerliler benim için,” diye açıklıyor.
Bu güzel
sözlerin ve geri dön çağrıları almasını, albümlerinin hala dinlenip
hatırlanmasını samimiyete bağlıyor. “Hem
benim için hem de o dönemde başarılı olmuş pek çok sanatçı için, yetenek, birikim,
heyecan, tutkuyla, aşkla müzik yapmak, şarkı söylemeyi istemek”, şeklinde
özetliyor. Hazal’a göre kendine güvenen, eğitimli ve yetenekli, hiçbir sanatçı,
sırf popüler olmak için bugün oynanan bel altı oyunlara dahil olmak
istemez. “Bugün olduğu gibi günün getirdiği ayrıcalığı yaşamak ve çok para
kazanmak için bu işi yaparsanız,ne kadar uzun ömürlü olursunuz bilemiyorum. Teknolojinin
nimetlerinden sonuna kadar faydalanan, ruhsuz ve sıradan şarkılar dolu. Hangisi
kimin şarkısı, solist girene kadar anlayamıyorum bile,” diyor.
Hazal son
olarak sevenlerine müjdeyi veriyor:
Sevenlerime güzel haberlerim var. Fono
Müzik'le el sıkıştım. Patronum sayın Ahmet Güngörmüş, Türkiye’nin en önemli
seslerine albümler yapmış çok deneyimli ve müziği bilen bir insan. Çok huzurlu
olduğum ve harıl harıl hazırlandığım bir dönemdeyim. Şarkılarımın hepsi
birbirinden güzel. Şarkılarımda yine Dost Bilen kırım'ın imzası olacak, birkaç
sürpriz de yapabiliriz.
Hazalseverler
etkinlikleri https://www.facebook.com/hazalcilar/info ve
https://twitter.com/hazalinsayfasi adreslerinden takip edebilirler. Sevgili Hazal, sen hayranlarına, hayranlarında
sana Sevdalı... Her neredeysen, inşallah en kısa zamanda “Geriye Dön”meni
bekliyor bu kulaklar...
Sizi Hazal klipleri ile başbaşa bırakıyorum:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder