Sayın postdaşlar, herkesler listeler yapar da bu müzikdaşınız yapmaz mı? İşte bu da benim 90’lı yıllarımın en sevdiğim başucu albümlerim… Aslında bu yazıda ilk 10 olarak belirtmekle birlikte aslında hiçbir albüme böyle bir sıralama yapamayacağımı fark ettim, zira bu albümler benim müzikal gelişimimde yol gösterici oldu. Yüzlerce sevdiğim albüm arasında bu kadarını çıkarmak zor oldu ama işte benim 90lı yıllar dediğimde ilk aklıma gelen albümler bunlar:
1) YAŞAR – DİVANE [1996]
Kınamayınız sayın postdaş, Yaşar bu listenin tepesine oturmayı bileğinin hakkıyla kazandı. 1996 yılı Eylül ayında gözlere ve kulaklara şahane bir şekilde yerleşen bu albüm, klipleri, şarkı sözleri, albüm kartonetinde yazdığı şiirleriyle, albümün prodüksiyonuyla, sounduyla zaten kendini belli ediyordu. Sezen klanından olmayan bu Adanalı delikanlı, o dönem çıkan pek çok kişinin arasından ister istemez sıyrılıyordu. Her açıdan dört dörtlük bir albümdü. Üzerinden 16 sene geçmesine rağmen hala aynı tazelikle dinleniyorsa, konserlerde en çok bu albümde parçaları isteniyorsa, ben buna başarı der Yaşar’ı da birinci sıraya oturturum arkadaş! :) :) FAVORİ ŞARKIM: ONUN VEDASI
2) ŞEBNEM FERAH – KADIN [1996]
3) GÖKSEL – YOLLAR [1997]
Onunla ilgili ne yazsam az. Bu albüm klasik, hit, goldies, greatest of all times… ne derseniz deyiniz, eksik kalacak… o plastik toplu havuzda “sabır sabır ya sabır” derken Göksel şu anda sabretmenin karşılığını fazlasyıla alıyor. Bu albümle ilgili denilebilecek iki şey var: Bu albümün bırakın müzikmarketleri, internette bile doğru dürüst bulunamaması çok büyük ayıp, yazık, kayıptır! 2) Göksel, sen nerede olursan olursan ben uzun uzun yolları aşıp her zaman sana desteğe gelicem. Sen çok özelsin… FAVORİ ŞARKIM: UNUT DEDİLER
4) AŞKIN NUR YENGİ – SEVGİLİYE [1990]
Eveeeet sevgili postdaş… Konu 90’lar albümleri olunca, “hani?, hani?, hani?” dediğiniz, gözlerinizin listede gidip gelip, “ya eklememişse” korkusu yaşadığınız, bulunca “tabi ya” dediğiniz, o albüme sıraaaa… geldi işte. Aşkın Nur Yengi’yi ilk görüşüm BİZDEN SİZE programında olmuştu. Saçlarını albüm kapağındaki gibi toplamış, üzeirne gene albüm kapağındaki gibi yarım omuz bir bluz ve kot giymişti. İlk kez orda dinlemiştim “Ayrılmam”ı. Bu ülkede 90’lı yıllar albümü denince herkesin birden istisnasız Sevgiliye’yi muhakkak sayması, albümün çağlar, zaman ötesi bir büyüsü olduğunun en açık kanıtı. Milyonlar yanılıyor olamaz! :) Bu albümü gene şapşahane hit fabrikası Hesap Ver izledi ki, ilk 10’da yer kalmadığı için burada adını geçirip bir saygı duruşunda bulunayım o albüme de. FAVORİ ŞARKIM: AYRILMAM
5) SERTAB ERENER – SERTAB GİBİ [1998]
Sertab Erener’in sesini çok teknik ve duygusuz bulurum. Evet mükemmeldir, tek detone olmaz, kafa sesini rahat çıkar ama ÇOK FAZLA kusursuz ve tizdir (TOO MUCH yani sevgili postdaş :) ) yorar beni. Ancak bu albüm Sertab’ın bence Demir Demirkan’la tanışıp, sevgili olup (magazin bu kadar :)) rock sularına açıldığı, Demir Demirkan’ın da sihirli parmaklarının değmesi ile Türk müzik tarihine şahane bir albüm kazandırmış en güzel albümüdür. Kişilikli albümdür, karakterlidir. Sertab’ın sesi beni hiç yormaz bu albümde. Şarkı sıralamasından, söz-müziklere, yorumdan, düzenlemelere gayet eli yüzü düzgün, bütünlüklü, her şarkının bir hikaye barındırdığı, İncelikler Yüzünden, Yara, Aslolan Aşktır ve Sezen’in sözlerini konuşturduğu Yüz Yüzeyim gibi şahane hitlerin bulunduğu ve tabi ki Türkiye piyasası için o zaman “yeni” bir dokunuş olduğu ve insanların pop görmeye alıştığı Sertab’a yakıştıramadığı için değerinin bilinmesinin geçen seneye kadar nasip olmadığı bir albümdür. Geçen sene nihayet yeniden piyasaya çıkarıldı da ben de bir oh çektim. FAVORİ ŞARKIM: YÜZ YÜZEYİM
6) LEVENT YÜKSEL – MED CEZİR [1993]
Levent Yüksel, “ben best of’umu ilk albümde yapmışım” demesi her şeyi açıklıyor aslında. Levent Yüksel müzik dünyası içinde nevi şahsına münhasır isimlerden. Çok sağlam müzik bilgisinin yanı sıra, Türkiye’de Bas Gitar çalarken şarkı söyleyebilme yeteneğine sahip iki müzisyenden biri (diğeri Özkan Uğur). Levent Yüksel ilk albümle patlama yaptıktan sonra talihsiz bir sağlık sorunu sonucu ara vermek zorunda kaldığı müzik sektörüne yeniden girişte bir daha asla o ilk albümün rüzgarının hızını yakalayamadı. Bu Levent Yüksel’in başarısız olduğu anlamına gelmiyor, (Tamam kısmen Levent Yüksel’in sonraki albümlerinde genel olarak şarkı seçimlerinin pek başarılı olmaması da etken olabilir bir parça) ama bunun esas nedeni Levent Yüksel’in kendini o rüzgara kaptırmayıp, geri planda kalmayı özellikle tercih etmesi gibi gelir hep (aynısını Mirkelam için de düşünürüm, o da çok değerli adamdır). Sonuçta piyasanın istediğini değil, kendi istediğini yapan bir adam Levent Yüksel ve istese çok başka yerlerde olabilirdi. İnşallah değeri daha hayattayken bilinebilir. En azından şu an albüm çalışması olmasa da herkesin aklında Levent Yüksel iyi bir adam olarak yer ediyor. Bu da az başarı değil. FAVORİ ŞARKIM: UÇURTMA BAYRAMLARI
Nazan Öncel, 1970’lerin sonlarında tutmayan 45liklerinden sonra 90ların başında “son atımlık barutum” diyerek bir girdi pir girdi ve bu albüm Nazan’ın 90lı yıllardaki tepe noktası ve Nazan’ın söz-müzik yazarı olarak “devler kategorisi”ne girmesini sağlayan albüm oldu. Bu albümü takip eden Nazan Hit 3’lüsünün ilk albümü (Diğerleri Sokak Kızı ve Demir Leblebi). Her şeyin bir zamanı var, sözünü kanıtlarcasına 90’la Nazan için resmen ortalığı yakıp yıktığı yıllar oldu. Nazan tarzı eğlenceli şarkılarına eşlik eden, melankolik şarkıları ve Nazan’ın 100lerce ses arasından seçilen vokali birleştiğinde ortaya klasik bir albümün bütün bileşenleri çıkıyor. FAVORİM: GİDELİM BURALARDAN
8) SEDEN GÜREL – BİR YUDUM SEVGİ [1992]
“Bum bum bum daldan hop dala uçtum, sonunda bir dala kondum, nedir bu daldaki durum?” diyerek beyaz mantar şapkası ve bir dolu çocukla televizyon ekranlarını şenlendirdiğinde sene 1992’ydi ve imaj döneminin ilk örneği olarak aklımıza kazındı (Gerçi sayın postdaş, Neslihan Yargıcı mahsulü olan bu mantar şapka imajının daha önce 1990 Eurovizyon Türkiye yarı Finallerinde İZEL – evet evet bildiğimiz İzel – tarafından denendiğini de buraya not edelim). O dönem için şahane bir PR çalışmasıydı, heyecan verici bir yenilikti, müziğe imaj katkısının hasıydı. İnsanlar deliler gibi dedikodu üretiyordu (Yok Seden kelmiş, şapkanın altında acaba ne varmış? vs. vs.) Çarşaf çarşaf bir ton haber çıkıyordu. Sanırım Seden Gürel bu durumun albümün kalitesine gölge düşürmeye başladığını hissetmiş olacak ki bir gün bir TV programında aniden şapkayı parça pinçik ederek seyircilere fırlattı ve mantar şapkalı kız imajı anında tarih oldu. Şapkanın altında saç olduğunu görünce insanlar da (çok da üstlerine vazifeymiş gibi) derin bir nefes aldılar. Bu olay sadece imajı değil, Neslihan Yargıcı-Seden Gürel ortaklığı ve ilişkisini de tarihin derinliklerine gömdü. (Bence iyi oldu. Yargıcının “yarattığı” imajlar şimdiye kadar kimse bir fayda sağlamadı, bkz. Ajlan-Mine’nin Mine’si). Bu durum Seden’e yaradı aslında, zira insanlar nihayet artık şarkılara odaklanabildiler. Zira bu albümde çok fazla güzel şarkı vardı. Bum Bum ve imajının rüzgarı yüzünden fark edilmesi vakit alan Devlerin Aşkı, Bir Yudum Sevgi, Güllerimi Ver (video klibinde Seden ilk kez şapkasız olarak görünür), Harbiden gibi şarkılarla bu albüm yıllardır başucu albümlerindendir. FAVORİ ŞARKIM: BİR YUDUM SEVGİ
9) UMAY UMAY – NAYLON [1996]
Nevi şahsına münhasır kadınlardandır Umay, duyarlıdır, hayata açıktır radarları, şu sıralar sanatsal fotolar çekiyor ve bu albüm de 90lı yıllar Umay albümlerinin tepe noktasıdır. İlk albümün tamamlayıcısıdır. Umay’ın sesi yukarıda Sertab’da yazdığım durumun tersidir. Kusursuz bir sesi yoktur söylerken ama öyle bir söyler ki, sesinin çatallaşması bile karizmatiktir, hissettirir, duygu yüklüdür. “Sen şeker kokarsın anne”, derken, “Sevemedim onları ben bi türlü, naylon öfke kuru gürültü, ört üstümü şimdiden kirlenmeden” derken de sahicidir. Mete Özgencil ortaklığı Düşmedim Daha, Naylon, Anne gibi şarkılarla bu albüm her devrin albümü bence. FAVORİM: NAYLON
10) TEOMAN – O [1998]
Teoman’ın Ne Ekmek Ne De Su ve Papatya gibi şapşahane şarkılarla dolu albümünün hızına yakışır bir ikinci albümle söz-müzikte de varlığını kanıtladı ve 10 şarkının 10’u da muhteşem bir rock albüm çıktı. Klipleri de çok konuşuldu bu albümün, Sus Konuşma, O, Bazı Yalanlar, (bana göre öyle olmasa da) orijinalinden bile daha çok ilgi çeken ve Teoman'a mal olan Gemiler gibi hitlere çekilen klipler ile uzun soluklu bir albüm oldu. Teoman’ın vücutlu, terli, sevişmeli şarkılarından gına gelmediği güzel zamanlardı diye bir de not düşelim. FAVORİM: BAZI YALANLAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder