YEPYENİ BİR SEÇİL GELİYOR
Pazar söyleşilerim -biraz gecikmeli de olsa- bu hafta Seçil ile devam ediyor.1995 yılı
müziğin bereketli yıllarındandı. 90ların başında patlak veren pop müziğin, 1994
yılında açılan ilk müzik televizyonu Kral TV ile artık iyice ivme kazandığı
yıldı 1995. O zamanlarda Kral TV'de üç klip sürekli rotasyonla dönerdi.
Bunlardan biri Hazal'ın Sevdalım Klibi, biri Kerim Tekin'in Cici Baba'sı, biri
ise Seçil'in Uhde'siydi. Klibi baştan aşağı ilgili çekiciydi. “Geliyorum yanına
yoluna ya rab" diyerek Yerebatan Sarnıcı’nda yeşil kıyafetleri ile dolanan
genç şarkıcıya melek konseptli dansçılar eşlik ediyordu. Zamanında o dans
figürlerini az taklit etmemişimdir. Kliple ilgili o zamanlardan aklımda kalan
bir olay da, Seçil'in soğuktan bayılması ve bunun da klipte yer alması olmuştu.
Nereden bakarsanız bakın, Seçil çıktığında, klibiyle ve şarkısıyla "olay
olmuştu". Sonrasında Seçil'i sevdiği adamın peşinde dolanan, "insana
dönüşmüş bir oyuncak bebek" konseptli Unutursun Gönlüm klibinde izledik.
Seçil bu ikinci klibiyle konuşulmayı başardı ve bu şarkı da Seçil hitlerinden
oldu. Oyuncak bebek kostümleri içinde, Uhde'dekinden çok farklı bir seçil vardı
bu klipte.
Bu albümün ardından seçil 2 buçuk sene kadar ara verdi ve 1998
yılında Rabbena şarkısıyla daha kendinden emin ve yerini sağşamlaştırmış bir
Seçil çıktı karşımıza. Bu albümden Rabbena, Ya Seninle Ya Sensiz gibi şarkılar
çıkaran Seçil, malesef 2000'leri pek iyi karşılamadı. Yaşadığı ciddi sağlık
sorunuyla hepimizin yüreğini ağzına getirdi. Sonraki yıllarda Aşkısı albümü
çıkana kadar Seçil’in müzik yaşamı kadar özel yaşamı da gündeme geldi (Nö nö nö
magazin kısmı için arşivle bakınız sayın müzikdaşım, burada sadece müzik
konuşulacak ;)) Neyse ki, kısa sürede sağlığına kavuşup üçüncü albümü Aşkısı’yı
2003 yılında Cezzar Records etiketiyle çıkardı. Ancak, bu albümün tanıtımı çok
fazla yapılamadı ve bu albüm diğerleri kadar ses getirmedi. Seçil ondan sonra
uzuuuuun bir sessizlik dönemine girdi. Uzun süren sessizlikten sonra izini
bulduğum Seçil ile irtibata geçip, bu keyifli söyleşiyi yaptım. Ben ilk
albümden bugüne merak ettiklerimi, albüm yapmadığı sürede neler yaptığını, ne
yeyip ne içtiğini kendisine sordum, O da içtenlikle yanıtladı ve sevenlerine
müjdelerini sıraladı.
İlk albümü
yapmasında rahmetli babasının payı olduğunu söyleyerek başlıyor. Küçük
yaşlardan beri içinde olan albüm yapma isteği, biraz da rahmetli babasının
isteğini yerine getirmek arzusu ile birleşince karar vermiş. Konservatuara
devam ettiği yıllarda çeşitli sanatçılara vokal yaparken Selim Çaldıran’la
tanışması ilk albümü için vesile olmuş. Seçil ilk albümü Uhde’yi çıkardığı
zaman bu kadar ses getireceğini hiç düşünmemiş, Ancak çok kısa süre içinde
sevilen şarkıların arasına girmeyi başarması yüzünü güldürmüş Seçil’in. “Bunda benim de payım var tabii, ne mutlu
bana,” diyor gülerek.
Sanılan
aksine albüm yapmayı bırakmadığını, ancak bağlı bulunduğu plak şirketi Raks
Müzik kapandıktan sonra istediği gibi albüm yapacağı fazla şirket olmadığını
söylüyor: “Bağlı bulunduğum plak şirketi
artık yok. Raks müzik kapandı, bu yüzdende artık çok fazla şirket yok albüm
yapan çoğu sanatçı albümlerini kendi yapıyor ve firmalara dağıtım veriyor.”
Seçil’in bir diğer değindiği konu İnternet faktörü oluyor: “Maalesef ki internet ortamı bizim sektörü
çok fena vurdu, albümler satmıyor ve bu yüzden de firmalar riske girip albüm
yapmıyor”. Tabi bu süreçte yaşadığı sağlık sorunları da eklenince, çok
büyük maddi kayıpları da olmuş. “Şimdi
kendi yağımla kavrulup bir şeyler yapma çabasındayım,” diyerek müzikten
kopmadığını vurguluyor.
İlk çıktığı
dönemle bugünü karşılaştırdığında son dönemlerde çok fazla akılda kalıcı şarkı
yapılmadığını söylüyor. Daha albümün piyasaya çıkmadan İnternete düşmesi ve son
dönemlerde her şeyin çok çabuk tüketilmesinin sanatçıları olumsuz etkilediği
düşüncesinde. 70’ler ve 90’ların şarkıların yeniden yorumlanmasının o dönemde
yapılan işlerin ne kadar doğru ve kalıcı olduğunu gösterdiğini ekliyor.
Söyleşimizin
sonlarına doğru, Seçil müjdelerini sıralıyor: “Şu anda bir single çalışması içerisindeyim, çok uzun zamandan beri bu
single için çalışıyorum. Bazı aksilikler yaşadım bu single’la ilgili.
Sevenlerim bana dua etsinler bütün aksilikleri geride bırakıp inşallah singlemdaki
yeni şarkılarımı onlarla tanıştırmam için.”
Seçil’in bir
sürprizi daha var. En son gelişme olarak, yakında bir tiyatro oyunu ile
seyircisiyle buluşacağının müjdesini veriyor. Heyecanla sorularımı arka arkaya
sıralıyorum: Bu tiyatro oyunu projesi nasıl ortaya çıktı? Nasıl dahil oldunuz?
Sizin rolünüz nedir? İzleyiciler nasıl bir Seçil izleyecek? Şarkıcı Seçil,
Oyuncu Seçil'i nasıl değerlendiriyor? Bu tip oyunculuk projelerinin devamı
gelecek mi? gibi. Seçil sağ olsun, hepsini incelikle yanıtlıyor:
“Yalçın Özden’den teklif geldi, görüştük, hiç
düşünmeden kabul ettim. Tiyatrodan çok fazla para kazanılmadığını bunun için
yola onunla devam etmek isteyip istemeyeceğimi sordu bana, ben de maddiyatın
ikinci planda olduğunu, oyunculuğu kariyer yapmak ve zevk aldığım için seve
seve yapabileceğimi söyledim ve anlaştık. Mayıs ayında provalarımız başlayacak
ve Temmuz ve Ağustos aylarında da Ege ve Akdeniz’e turneye çıkacağız. Çok
keyifli bir turne olacağını düşünüyorum şimdiden. Kadromuzda Suna Yıldızoğlu da
var. Komedi türünde bir oyun sergileyeceğiz. Oyun başlamadan rolümü söyleyemiyorum.
Ama çok güzel, değişik bir Seçil görecek insanlar. Aynı zamanda kabare olduğu için
oyunumuz, müzik de olacak oyunda. Yani izleyenler hem oyunculuğumu görecek hem
de şarkılarımı da dinleyebilecek. Bundan sonra bu işten de eğer alnımın akıyla
çıkarsam oyunculuğa devam etmek istiyorum,” diye heyecanla anlatıyor bu
yeni projeyi.
Yani Seçil
ara vermek zorunda kaldığı yılların acısını dört bir koldan telafi edecek, biz
de keyifle dinleyeceğiz ve izleyeceğiz demek oluyor bu. Son olarak herkese
sevgilerini yollayan Seçil’e, ben de bu keyifli söyleşi için teşekkürlerimi
iletiyorum. Hem her ayrılık da yine kahrolsak da, ne başlangıçlar ne sonlar
biter, yollarımız hep müzikte birleşir, değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder