Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Mayıs 2013 Perşembe

90'LAR YAZI DİZİSİ - NEREDELER (BÖLÜM 10) - SEÇİL

YEPYENİ BİR SEÇİL GELİYOR

Pazar söyleşilerim -biraz gecikmeli de olsa- bu hafta Seçil ile devam ediyor.1995 yılı müziğin bereketli yıllarındandı. 90ların başında patlak veren pop müziğin, 1994 yılında açılan ilk müzik televizyonu Kral TV ile artık iyice ivme kazandığı yıldı 1995. O zamanlarda Kral TV'de üç klip sürekli rotasyonla dönerdi. Bunlardan biri Hazal'ın Sevdalım Klibi, biri Kerim Tekin'in Cici Baba'sı, biri ise Seçil'in Uhde'siydi. Klibi baştan aşağı ilgili çekiciydi. “Geliyorum yanına yoluna ya rab" diyerek Yerebatan Sarnıcı’nda yeşil kıyafetleri ile dolanan genç şarkıcıya melek konseptli dansçılar eşlik ediyordu. Zamanında o dans figürlerini az taklit etmemişimdir. Kliple ilgili o zamanlardan aklımda kalan bir olay da, Seçil'in soğuktan bayılması ve bunun da klipte yer alması olmuştu. Nereden bakarsanız bakın, Seçil çıktığında, klibiyle ve şarkısıyla "olay olmuştu". Sonrasında Seçil'i sevdiği adamın peşinde dolanan, "insana dönüşmüş bir oyuncak bebek" konseptli Unutursun Gönlüm klibinde izledik. Seçil bu ikinci klibiyle konuşulmayı başardı ve bu şarkı da Seçil hitlerinden oldu. Oyuncak bebek kostümleri içinde, Uhde'dekinden çok farklı bir seçil vardı bu klipte. 

Bu albümün ardından seçil 2 buçuk sene kadar ara verdi ve 1998 yılında Rabbena şarkısıyla daha kendinden emin ve yerini sağşamlaştırmış bir Seçil çıktı karşımıza. Bu albümden Rabbena, Ya Seninle Ya Sensiz gibi şarkılar çıkaran Seçil, malesef 2000'leri pek iyi karşılamadı. Yaşadığı ciddi sağlık sorunuyla hepimizin yüreğini ağzına getirdi. Sonraki yıllarda Aşkısı albümü çıkana kadar Seçil’in müzik yaşamı kadar özel yaşamı da gündeme geldi (Nö nö nö magazin kısmı için arşivle bakınız sayın müzikdaşım, burada sadece müzik konuşulacak ;)) Neyse ki, kısa sürede sağlığına kavuşup üçüncü albümü Aşkısı’yı 2003 yılında Cezzar Records etiketiyle çıkardı. Ancak, bu albümün tanıtımı çok fazla yapılamadı ve bu albüm diğerleri kadar ses getirmedi. Seçil ondan sonra uzuuuuun bir sessizlik dönemine girdi. Uzun süren sessizlikten sonra izini bulduğum Seçil ile irtibata geçip, bu keyifli söyleşiyi yaptım. Ben ilk albümden bugüne merak ettiklerimi, albüm yapmadığı sürede neler yaptığını, ne yeyip ne içtiğini kendisine sordum, O da içtenlikle yanıtladı ve sevenlerine müjdelerini sıraladı.



İlk albümü yapmasında rahmetli babasının payı olduğunu söyleyerek başlıyor. Küçük yaşlardan beri içinde olan albüm yapma isteği, biraz da rahmetli babasının isteğini yerine getirmek arzusu ile birleşince karar vermiş. Konservatuara devam ettiği yıllarda çeşitli sanatçılara vokal yaparken Selim Çaldıran’la tanışması ilk albümü için vesile olmuş. Seçil ilk albümü Uhde’yi çıkardığı zaman bu kadar ses getireceğini hiç düşünmemiş, Ancak çok kısa süre içinde sevilen şarkıların arasına girmeyi başarması yüzünü güldürmüş Seçil’in. “Bunda benim de payım var tabii, ne mutlu bana,” diyor gülerek.

Sanılan aksine albüm yapmayı bırakmadığını, ancak bağlı bulunduğu plak şirketi Raks Müzik kapandıktan sonra istediği gibi albüm yapacağı fazla şirket olmadığını söylüyor: “Bağlı bulunduğum plak şirketi artık yok. Raks müzik kapandı, bu yüzdende artık çok fazla şirket yok albüm yapan çoğu sanatçı albümlerini kendi yapıyor ve firmalara dağıtım veriyor.” Seçil’in bir diğer değindiği konu İnternet faktörü oluyor: “Maalesef ki internet ortamı bizim sektörü çok fena vurdu, albümler satmıyor ve bu yüzden de firmalar riske girip albüm yapmıyor”. Tabi bu süreçte yaşadığı sağlık sorunları da eklenince, çok büyük maddi kayıpları da olmuş. “Şimdi kendi yağımla kavrulup bir şeyler yapma çabasındayım,” diyerek müzikten kopmadığını vurguluyor.


İlk çıktığı dönemle bugünü karşılaştırdığında son dönemlerde çok fazla akılda kalıcı şarkı yapılmadığını söylüyor. Daha albümün piyasaya çıkmadan İnternete düşmesi ve son dönemlerde her şeyin çok çabuk tüketilmesinin sanatçıları olumsuz etkilediği düşüncesinde. 70’ler ve 90’ların şarkıların yeniden yorumlanmasının o dönemde yapılan işlerin ne kadar doğru ve kalıcı olduğunu gösterdiğini ekliyor.

Söyleşimizin sonlarına doğru, Seçil müjdelerini sıralıyor: “Şu anda bir single çalışması içerisindeyim, çok uzun zamandan beri bu single için çalışıyorum. Bazı aksilikler yaşadım bu single’la ilgili. Sevenlerim bana dua etsinler bütün aksilikleri geride bırakıp inşallah singlemdaki yeni şarkılarımı onlarla tanıştırmam için.”
 
Seçil’in bir sürprizi daha var. En son gelişme olarak, yakında bir tiyatro oyunu ile seyircisiyle buluşacağının müjdesini veriyor. Heyecanla sorularımı arka arkaya sıralıyorum: Bu tiyatro oyunu projesi nasıl ortaya çıktı? Nasıl dahil oldunuz? Sizin rolünüz nedir? İzleyiciler nasıl bir Seçil izleyecek? Şarkıcı Seçil, Oyuncu Seçil'i nasıl değerlendiriyor? Bu tip oyunculuk projelerinin devamı gelecek mi? gibi. Seçil sağ olsun, hepsini incelikle yanıtlıyor:

Yalçın Özden’den teklif geldi, görüştük, hiç düşünmeden kabul ettim. Tiyatrodan çok fazla para kazanılmadığını bunun için yola onunla devam etmek isteyip istemeyeceğimi sordu bana, ben de maddiyatın ikinci planda olduğunu, oyunculuğu kariyer yapmak ve zevk aldığım için seve seve yapabileceğimi söyledim ve anlaştık. Mayıs ayında provalarımız başlayacak ve Temmuz ve Ağustos aylarında da Ege ve Akdeniz’e turneye çıkacağız. Çok keyifli bir turne olacağını düşünüyorum şimdiden. Kadromuzda Suna Yıldızoğlu da var. Komedi türünde bir oyun sergileyeceğiz. Oyun başlamadan rolümü söyleyemiyorum. Ama çok güzel, değişik bir Seçil görecek insanlar. Aynı zamanda kabare olduğu için oyunumuz, müzik de olacak oyunda. Yani izleyenler hem oyunculuğumu görecek hem de şarkılarımı da dinleyebilecek. Bundan sonra bu işten de eğer alnımın akıyla çıkarsam oyunculuğa devam etmek istiyorum,” diye heyecanla anlatıyor bu yeni projeyi.
 Yani Seçil ara vermek zorunda kaldığı yılların acısını dört bir koldan telafi edecek, biz de keyifle dinleyeceğiz ve izleyeceğiz demek oluyor bu. Son olarak herkese sevgilerini yollayan Seçil’e, ben de bu keyifli söyleşi için teşekkürlerimi iletiyorum. Hem her ayrılık da yine kahrolsak da, ne başlangıçlar ne sonlar biter, yollarımız hep müzikte birleşir, değil mi?









Hiç yorum yok: