Felekten bir müzik şöleni
çaldık…
Yeni isimleri müzik
dünyasının ustalarıyla aynı sahnede buluşturan müthiş Tolga Akyıldız ile %100 Açık Sahne gecelerinin
12. si 23 Aralık Cuma gece garajistanbul’da İpek Atcan’ın sunumuyla yapıldı.
Rock’tan Pop’a, Blues’dan Country’ye her müzikten en usta ve en umut veren
isimler festival gibi geçen Açık Sahne’nin sahnesinden geçti. Bana da gidip
yazması düştü.
Gecenin ilk konuğu Yarımada
oldu. 2011 yılında kurulan grup yer yer progresif öğeler içeren rock müzik
yapıyor. Mehmet Sinan Güvenç, Ilgaz Yalçın Fakıoğlu, Eren Karacaoğlu ve Halil
İbrahim Aksu’dan oluşan grup 2015 yılında 3 tekli çıkardı. Grubu ilk kez
izledim ve sahnelerini çok sevdim, ilk grup olarak ortamı canlandırmalarının
yanı sıra, solistin sesi, yorumu ve şarkıların kalitesiyle güzel bir başlangıç
oldu geceye. Soundları sert, 3 şarkı söylediler, bilhassa ‘Yoklama’ şarkılarını
sevdim. Kendilerini tanıtmaları ve iletişim yollarını da belirtmeleri artıları
oldu. Zira daha önceki gecelerde yeni gruplar çıkıyor ve kendilerini tanıtmadan
iniyorlardı, sonra bul bulabilirsen izlerini. Halbuki bu sahnenin amacı bu
grupların bilinirliğini artırmak ve burası yeni isimlerin kendilerini en iyi
ifade etme şansı buldukları bir platform. Yarımada, bu anlamda benim takip
edeceğim bir grup ve siz de bilgi almak isterseniz, iletişim sayfaları: Yarimada Facebook sayfası ve Yarımada Web Sitesi
Gecenin 2. grubu Siyah’tı.
Yarımada’nın bir tık daha serti müzik yapıyorlar ve tarz olarak biraz Kurban
grubunu andırıyor, belki biraz daha serti ama özgünler de. Barış Baykan, Bora
Bekiroğlu, Dünya Kızılçay ve Sabi Saltiel’den oluşan grup 2015 yılında kuruldu.
Yaptıkları sert müziğe rağmen, solisti güleryüzlü ve seyirciyi sahnenin içine
alabiliyor. Maruzat, İşte Hendek İşte Deve ve Vazgeçersem şarkılarını
seslendirdiler. Genç ve dinamik bir grup. Daha sert müzik sevenlere yönelik.
Daha fazla bilgi almak ve şarkılarını dinlemek için: Siyah Facebook sayfası
Siyah’ın ardından Gürcan
Ersoy sahne aldı. Gürcan’la tanışıklığımız çok eski ve bu yüzden onu izlemek
benim için ayrıca çok keyifli. 2011 yılında Ben ve Benim Gibi Çocukların
Hakkında albümünü çıkaran Gürcan 2016’yı Bir İlkbahar sabahı EP’siyle
karşılamıştı. Bu arada bolca konser de veren Gürcan gecede bu EP’sinin
şarkılarını (Yeni Bir Hikayem Var ve Bir İlkbahar Sabahı) ve Nilüfer cover’ı
Yine Yeni Yeniden’le geceye katkı yaptı. Önceki iki sert performanstan sonra
Gürcan’la nispeten kulaklarımızı dinlendirdik biraz. İzlemesi keyifli bir adam
Gürcan. Pek çok festivalde ve etkinlikte de sahne alan isimlerin başında
geliyor. Bilgi almak ve şarkılarını dinlemek için: Gürcan Ersoy Facebook Sayfası
Gece böyle gümbür gümbür
başlarken, Gürcan’ın arkasından çıkan Melis Danişmend ile biraz sakinleşiyoruz.
Melis Danişmend’in müzik tarzı bana Country müziği anımsattı. Sen Daha Gül,
Ufak Tefek Notlar ve Bugünler Parlak şarkılarıyla geceyi dinlendirdiği Açık
Sahne’de, Danişmend’e gitarda eşlik etti. Bu arada Danişmend’in performansına
başlamadan önce gecenin sahibi Tolga Akyıldız’ın müziğin birleştiriciliğiyle
ilgili konuşması da çok güzel ve anlamlıydı. Danişmend üç şarkıyla ruhumuzu
yıkadı, pürüzsüz sesi ve müziği ifade eden anlamlı şarkı sözleriyle olmazsa
olmaz kadınlardan. Konserleri de tam gaz devam ediyor ve büyük ilgiyle takip
ediliyor. Müziğin cıstaklara boğulduğu bu zamanlarda akustik bir şeyler
dinlemeye hasret kalanlara… Sayfası da burada: Melis Danişmend Facebook Sayfası
Bu kadar dinlenme yeter,
biraz coşalım dediğim noktada, imdadıma ne zamandır bin tane farklı yerden
haberini duyup canlı izleme imkanı bulamadığım Kolektif İstanbul imdada
yetişti. Nefesli çalgılar, vokaller, sahnede eğlenen müzisyenlerle bir balkan
düğününün ortasına düştük onlarla. Çok eğlenceliler, çok sevimliler, çok da
talep görüyorlar. Daha önce neden izlemedim diye hayıflandım, ama olsun zaman
bu zamanmış. Önce adını öğrenemediğim enstrümantal bir parça ile giriş yapıp,
acılı duyguları eğlenceli bir şekilde ifade eden Acımadı Yine ile ve ardından çok
iyi bildiğim ancak adı gene aklıma gelmeyen bir Fransızca şarkıyla çok keyifli
dakikalar yaşattılar. Solist Aslı Doğan çok sevimliydi ve önce trompette sonra
vokalde hünerlerini sergilerken gözlerinin içi gülüyordu. Grup adlarının
hakkını verircesine kolektif ve dünyanın her köşesinden müziklerin bileşimini
sunuyor. Tek grupla birçok festivale katılmış gibi oluyorsunuz. Grup dünya
çapındaki festivallerde de sahne alıyor. Sayfaları: Kolektif İstanbul Facebook sayfası
Sonra gecenin tek kişilik
orkestrası Hayko Cepkin’e geldi sahne sırası. Bazı adamlar vardır, tanımasanız
bile, sıcaklığını, muhabbetini size geçirir, ben Hayko Cepkin’de hep öyle
hissederim. Galiba başarısının sırlarından biri bu, duvarsızlık ve samimiyet,
insanlar samimiyeti ve sahiciliği seviyor ve karşılığını gösteriyor. Hayko
Cepkin ile oturup her konudan konuşabilirmişsiniz, geyiğin de dibine
vurabilirmişsiniz, müziğin damarına basabilirmişsiniz gibi bir his yaratıyor. Gecenin
en beklenen adamıydı Hayko Cepkin ve çıkar çıkmaz salondan bir övgü uğultusu
yükseldi. Tek piyanoyla adeta tek kişilik bir orkestra gibiydi. Üç şarkı
seslendirdi, çok fazla konuşmadı ama seyirciler onun yerine konuştu zaten,
herkes bir ağızdan Cepkin şarkılarına eşlik ederken Cepkin’in çok mutlu olduğu
yüzünden anlaşılıyordu. Doymadınız ile
başlayan Cepkin şov, benim en sevdiğim Cepkin şarkılarından olan Melekler (Bir
Olsun Gönlünde), Ölüyorum ve Yalnız Kalsın şarkılarıyla devam etti ve kısa bir
teşekkürle sahneden ayrıldı Cepkin, bu konuşmada aynı gece Zorlu’da 20.
yıllarını muhteşem bir konserle kutlayan Mor ve Ötesi’ne selamlarını göndermeyi
unutmadı.
Hayko sahneden inerken
yerini pop müziğin her geçen gün çıtasını yükselten Aydilge’ye bıraktı. Aydilge
de, Hayko gibi daha önce Açık Sahne’yi şenlendirmişti. Bu gece de tüm cıvıltısı
ve çılgınlığıyla insanlara umut aşılayıp mutlu etmek üzere sahnedeydi. Önce iki
slov şarkısına, Bu Gece Ben Ay ve Aşk Acı Sever ses verdikten sonra benim
haykırışlarıma dayanamayarak benim için Hadi Sarıl Bana’nın makaratını söyleyip
artık klasik hiti olan Kiralık Aşk ile geceyi coşturdu. İzlemesi gerçekten çok
keyifli kadınlardan biri Aydilge ve her izlediğimde aynı keyfi alıyorum.
Oyunculuğuyla tanınan
sahnenin komik adamı Erdem Yener, Aydilge’nin ardından bu sene çıkardığı Çıplak
albümüyle sahne aldı ve ne çok yönlü bir sanatçı olduğunu gösterdi. Zira
sahnede hep güldüren adam bu defa sağlam rock parçalarıyla müzisyenliğini
kulaklarımızın beğenisine sundu. 2008 yılında çıkardığı Kirli albümünden de
şarkılar seslendiren Yener’i ilk kez izledim, çok da keyifliydi, ama Erdem
Yener’i izlerken o komik adam görüntüsünü bir türlü aklımdan silemiyorum. Bu
avantaj mı dezavantaj mı bilemem ama şarkıları güzel o kesin. Belki, Gece gibi
şarkılarını tam bir rock star gibi seslendirdi Yener. Keyifliydi izlemesi.
Erdem Yener’in arkasından
yeni gruplardan Deer From Space çıktı. Yüksek Sadakat’ten Uğur Onatkut ve
Serkan Özgen’in de desteklediği Deer From Space gecenin müzik türleri arasında
alternatif rock türünü temsil etti. Benim için biraz sert bir müzik ama bu türü
sevenlerin hayli takip ettiği ve konserlerini takip ettiği bir grup olduğunu
gördüm netteki araştırmalarımda. Sahneleri çok dinamik ve solistin seyircisiyle
etkileşimi çok iyiydi. Gecede o gün çıkardıkları ep’lerini de dağıtan grup
kendini sitelerinde alternative-stoner rock band olarak tanımlıyor. Şarkılarını
dinlemek için: Deer From Space web site
Deer From Space sahneden
ayrılırken, gecenin en heyecanla beklediğim grubu Yüksek Sadakat hazırlıklarına
başladı. Bir süre Sami Cingi’nin front-man’lik yaptığı ve daha önceki Açık
Sahneler’de de sahne alan Yüksek Sadakat, bu geceye bir süre önce gruba geri
dönen Kenan’ın front-man’liğiyle katıldı. Kafile ile başlayan Yüksek Sadakat
şov, Beni Bırakma, Ben Seni Arayamam ve klasik hitleri olan Haydi Gel İçelim’le
doruğa çıktı. Sami’yi de çok sevmiştim ama Kenan’ın havası bir başka kimya
olarak Yüksek Sadakat’te. Grup 13 Ocak’ta konuklarıyla birlikte yeniden
garajistanbul’da olacaklar.
Gecenin son grubu Vokalde
Batı Dibek, klavyede Ozan Hasoğlu, gitarda Ömer Okan Arslan, bas gitarda Yiğit
Can Öztop ve davulda Atakan Türkan’dan oluşan Kırk’iki oldu. 2013’te kurulan
grup ilk EP’lerini geçen sene çıkarmış. Gecede Tilki, Görünmez Adam ve Bir
Durum Mu Var şarkılarını seslendiren grup blues, pop, rock ve funk tarzların
bir bileşimin sunan şarkılar yapıyor. Çok heyecanlı ve coşkulu çocuklar, ve bu
bize yansıyor. Şu anda sahne hareketleri ile ilham aldığı ağabeylerinin izinden
gittiğini anladığım solistin sesi ve yorumu güzel, kendilerini izletiyorlar.
Sahnede çok sevimliler. Zamanla taşların yerine oturacağı ve kendilerini “tam
olarak” bulacağı zamanların gelmesi yakın. Desteklenmeli, çünkü bu müzik
tutkusuyla gelecek için ümit vaat ediyorlar, zaten yaptığım araştırmada
gördüğüm, festivallerde ve keşif sahnelerinde de kendilerine yer bulmaya
başlamışlar. Daha fazla bilgi ve şarkılarını dinlemek için: Kırk'İki Facebook Sayfası
Bu gecede sahne alan yeni
gruplar izlerken, dünya müziklerinde hiç de geride olmadığımızı gördüm ve en
azından bu konuda dünyanın geri kalanıyla aynı düzlemde olduğumuzu görüp biraz
teselli buldum. Soundlar, müzikler, sahne duruşları yanı sıra şarkıların Türkçe
sözlü olmaları ile müziğe dair umutsuzluğum umuda bırakıyor yerini böyle
gecelerde. Gecenin tek nazarlığı ışıkların insanın gözüne gözüne gelmesi. Bu
gecenin başka bir güzelliği, tüm olumsuzluklara rağmen kalabalık bir seyircinin
olması ve insanları gene müziğin birleştirmesi, zira her zaman dediğim gibi
aydınlık, ferah ve yaşanası bir ülkede yaşamanın yolu ruh sağlığı bozuk olmayan
bireylerden geçer ve ruhumuzu sağaltmanın tek ve en güzel yolu müzikten ve
sanattan geçer… Siz siz olun, müziğin sesini kısmayın, zalimin sesini bastırmanın en iyi yolu müziğin sesini açmaktır çünkü...
(Not: Tolga Akyıldız, daha önce Açık Sahne adıyla olmayan ama teması aynı olan başka bir etkinliği de saydığı için bu etkinlik bu yazıda Vol. 13 olarak geçiyor.)
(Not: Tolga Akyıldız, daha önce Açık Sahne adıyla olmayan ama teması aynı olan başka bir etkinliği de saydığı için bu etkinlik bu yazıda Vol. 13 olarak geçiyor.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder