Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

23 Şubat 2013 Cumartesi

AYSEL'SİZ 5. YIL

AYSEL GÜREL'İ 17 ŞUBAT'TA EBEDİ DİNLENME MEKANINDA AYSELCE ANDIK

Geçen Pazar günü benim için çok hüzünlü ama bir o kadar da neşeli bir etkinlikteydim. Geçen Pazar Aysel Gürel’in –namı diğer deli Aysel’in- 5 sene önce “eee çok yoruldum, ben artık dinleniyorum” diyerek ebedi dinlenmeye gittiği günün yıldönümüydü. Benim müzikal ilgi ve bilgimin en büyük mimarlarından olan Aysel Gürel’in dinlenme mekanına gitmek şarttı. Canım arkadaşım ve Aysel Gürel’in gözbebeklerinden Bekir’le konuşarak, ben de kabri başındaki anmada bulunabildim.

Saat 11.00’deki anma için 9’da kalkıp metrobüsle Zincirlikuyu’ya gittim, Aysel’in mezarı biraz sapa bir yerde kalıyor, 15-20 dakikalık bir kaybolmadan sonra buluyorum yerini, kalabalık çağırıyor sanki. Hoca okuyor, helallikler, dualar okunuyor, televizyon kameraları da gelmiş, Mehtap Ar’la röportaj yapıyorlar. Dua bitiyor, usulca Müjde Ar’ın yanına sokuluyorum, o anda o annesini kaybetmiş bir evlat, sarılıyor bana, geldiğim için teşekkür ediyor, ona “ben Aysel’le hiç tanışmadım, ama benim müzikle olan kuvvetli bağlarımın %90’ında onun imzası vardır, bugün de ona yakın olmaya geldim,” diyorum, “canım,” diyor, “hayatta olsa seni ne çok severdi, gençlerle olmayı ne çok severdi,” diyerek bir kez daha sarılıyor. “Ona gitmiş diyemiyorum, iyi ki vardı ve eminim şu an burayı duyuyor, görüyor” diyorum, derken şak diye bir mikrofon bitiyor dibimde, “Müjde Hanım, Aysel Gürel’i hiç tanımayan bir hayranı gelmiş, neler diyiceksiniz??!” Ne diyebilir? Müjde Hanım’a müziğe olan ilgimden, arşivimden bahsediyorum, “Keşke Aysel’in arşivini görsen,” diyor, “bir ara kahve içmeliyiz.” O an o sıcaklık bana o kadar dokunuyor ki, sanatçı olmak böyle bir şey diyorum ve insanın saygıyı boşa hak etmediğini bir kez daha anlıyorum.

Beni Mehtap hanım’la tanıştırmak istiyor, tanışıyoruz, Aysel Gürel’in hayat doluluğu Mehtap Ar’a miras kalmış gibi, ayak üstü konuşuyoruz, sağolsun akşam dostlarına ve Ayselseverlere yapacağı dua gecesine beni de davet ediyor.

Çok kalabalık yoktu tahmin ettiğim üzere, müzik camiasından bir tek müthiş ses İlker Özdemir ve bir de Banu Zorlu’yu seçti gözlerim, varsın olsun, az ama öz bir kalabalıktı Aysel’in çevresinde toplanan, Aysel’in en sevdikleri… Kabrinin başındayken, yakın dostları, sevenleri ve bittabi kızları Müjde ve Mehtap Ar’la birlikte duasını okurken kendimi ona hiç olmadığım kadar yakın hissettim, sanki biz oraya onu anmaya değil de, evine ziyarete gitmişiz gibi…

Akşam saat 18.30 gibi çıkıyorum evden, mevlid saat 19.00 gibi başlayacak Mehtap Hanım’ın evinde. Bir parça gecikmeyle de olsa yetişiyorum duaya, evde daha fazla kalabalık var, herkes hocanın okuduğu duaya konsantre olmuşken Aklında Aysel’i geçiriyor, Aysel sanki orada. Dua bir kırkbeş dakika sürüyor. Sonrasında yemekler ve Aysel’in sağlığında yanında yöresinde olan genç müzisyenlerden bazıları Aysel şarkılarını söyleyip Aysel’i yad ediyorlar. Bunlardan biri albümde de yer alacak olan Ayla Çelik. Müzikle bağlantısı olanlar, Ayla Çelik’i bir iki sene önce çıkardığı Lavanta albümüyle tanır. Sayın postdaş, bir ses var, ben bu kadar sağlam, karakterli ve kulak okşayıcı ses nadir duymuşumdur canlısından. Müthişti, zaten orada şarkı söyleyen müzisyenlerin hepsi müthiş seslerdi.

Sonrasında Aysel anıları ve şarkılarıyla Aysel’i Aysel’ce andık. Hikayeler anlatıldı, şarkıları söylendi, onu şerefine kadehler kaldırıldı, kahkahalar zaman zaman gözyaşlarıyla birlikte kadehlere aktı gitti. Aysel gene herkesi yamacında topladı ve bir mutlu gece daha bıraktı bizlere.

Gecenin en dokunaklı yanı, Aysel’in hasta yatağında söylediği Fransızca bir şarkının Sezen Aksu tarafından kaydedilen son ses kaydı ve akabinde Sezen’in bir yorumunun çalındığı andı. Bu yorum albümde yer alacakmış yani mendilleri hazırlayın derim sayın postdaş. Aysel anısına çıkacak albüm 8 Mart’ta müzik marketlerde olacakmış bu arada ve müthiş olacak sayın postdaş benden söylemesi, zaten günü yaklaşınca bir yazı daha yazacağım albümle ilgili.

Ben Aysel’le hiç tanışmadım, Uzay Heparı ile birlikte içimde hep ukde kalacak. Ama insan tanışmadan da mesafeleri yıkabiliyormuş. Aysel’im ne çok sevildiğini bilerek gitti ve ben hep söylediğim gibi, “keşke gitmeseydi” demiyorum, “iyi ki vardı” diyorum, da acelen neydi be Aysel? Değil 5, 55 sene de geçse üzerinden, Aysel hiçbir zaman gitmeyecek… 5. ‘yeniden doğum günün’ kutlu olsun! Sen hiç gitmedin ki!








Hiç yorum yok: