Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Şubat 2013 Cuma

2012 YILINA DAİR..


Uzun sayılabilecek bir aradan sonra merhaba sevgili postdaşım, istedim ki bu yazıda başlık olmasın, sanki hiç ara vermemişim gibi olsun.

Geçen kasımdan bu yana bloguma tek harf koymadığım süre zarfında, bahanem yok, yazacak çok şeyim vardı, ama hiç içimden gelmedi yazmak, kimi bir nedene dayalı kimi nedensiz. Sizlere biraz da bir özür yazısı olacak bu, zira çok boşladığımın farkındayım. Bu durum biraz tembellikten, biraz da gün içi yorgunluktan dolayı eve gelince hiçbi şey yapıcak halimin kalmamasındandı. Sanmayın bu süre zarfında yazacak bir şeyim yoktu, aksine yazacak şeyler biriktikçe her gün yataktan akşam olsa da yazılarımı yazsam diye diye bu zamana kadar geldim, bir baktım üç ay geçmiş üzerinden. Neyse, özür faslını bundan sonra yazacağım şeylerle telafi etmeyi umuyorum, ancak bir gerçek var ki, salim kafayla yazmadıktan sonra görev gibi yazmanın bir alemi yoktu, ben de şimdi kendimde yeniden yazmaya geçme isteği ve hevesi bulmuşken size bu yazıyı yazıyorum.:)

Bu yazı aslında çok gecikmiş bir yazı ve bu yazıda benim için 2012 yılının çok önemli belli başlı olaylarını anlatacağım.

2012 benim için hüznün, sevincin, heyecanın, bazı ilklerin yılı oldu. Unutmuş olabileceğim olaylar için özür dilemekle birlikte, unutmuşsam zaten önemli değildir, değil mi sevgili postdaş,düz mantık hesabı.

2012 yılının ilk 6 ayı inanır mısın hiç aklımda yok sevgili postdaş, işe ve konserlere gidip geldim, bir de Yaşar’a hediye mahiyetinde için yola koyulduğumuz video klip çekiminin toplantıları ve toplanamamalarıyla geçti. Lakin haziran sonrasını düşündüğümde, benim için ilk hatırladığım sevindirici gelişme, ölmeden canlı sahnesini görmek istediğim Madonna konseri oldu, ki yazısı blogumda yer alıyor (okuyunuz, okutturunuz :) )

Madonna'nın resmi fotoğrafçısı tarafından çekilip Madonna albümüne giren fotomuz şudur: :)

2012 yılının benim açımdan ikinci –ve belki de en önemli- gelişmesi, çok sevdiğim Yaşar’a söz verdiğim ve canım arkadaşlarım Arzu, Bircan, ve de şu an görüşmesek de Birgül ile, bir senelik çalışmalarımızın sonucunda 15 temmuz 2012’de video klip çekimimizi gerçekleştirmiş olmaktı. Bu benim için bir rüyanın gerçekleşmesi gibiydi.

Klibimizi ve kamera arkasını buradan izleyebilirsiniz.


 
Bu yukarıdaki jeneriğimiz

Bu klibin akabinde Yaşar’a güzel bir ortamda sunuşumuz ve akabinde Yaşar’ın klibimizi büyük bir heyecanla izleyip 15 eylül 2012’de jolly joker konserinden önce yayınlatması 2012 senesinin en unutulmaz anlarındandı. Bir senelik çalışmalarımızın meyvesini aldık. O konser saatine kadar yaşadığımız heyecanı düşünebiliyor musun sayın postdaş, dört tane alakasız tip, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip, sanatçının hiçbir dahli olmadan, kendi maddi ve manevi imkanlarıyla bir klip çekip yayınlattı.

15 Temmuz 2011 tarihinde bir senelik çalışmalarımızı tamamlayıp Heybeliada'da Yaşar için çektiğimiz video klibimiz. Bu klip dört kişinin YAŞAR'a bir hediyesi, bir vefa borcudur. Bu videoklip bir sanatçı için sevenlerinin tüm maddi manevi olanaklarını ortaya koyup çektiği ilk videokliptir.

Bu klibin çekimi tam bir sene sürdü. Bu süreçte, daha önce kamera ve çekim işleriyle hiçbir bilgi ve bağlantısı olmayan, hepsi farklı mesleklerden dört kişi ve bir de melek olmuş bir kardeşimiz -haftasonları fikir alışverişleri, toplantılar, mekan araştırması, senaryo, konu bulmak için- bir araya geldi. Bu arada Yaşar'ın da haberdar olmasını sağladık. Şu an bu klibi izliyorsanız, Yaşar'ın bize verdiği motivasyonun da payı çok büyüktür. Sonrasında Yaşar'ın da onayını alarak 15 Eylül 2012'de konser öncesinde Jolly Joker'de gösterdik.

Bu video klip süreci, benim 15 ağustos 2011'de Her Dem Yaşar grubumuzda açtığım "madem Eski Yazlar albümüne klip gelmiyor, o halde biz niye çekmiyoruz" düşüncesini ortaya atarak başladı. Bu klibi izlerken -yorum yaparken- tüm acemiliğimizi ve iyi niyetli çabalarımızı göz önüne almanızı rica ederim.

Bu bizim için çok büyük ve anlamlı bir süreçti, Dilerim siz de izlerken aynı heyecanı duyarsınız. Bu klip Osman Büger'e ithaf edilmiştir.

O yayınlatma hikayesi ise ayrı bi alemdi. Resmen dünyanın ve Türkiye’nin dört yanından gelen Her Demcilerle (şaka değil, Adana, Yalova, İzmir, Ankara, Düzce, Hollanda, İsviçre…)  Yaşar’ın deyimiyle BM gibi olduk. Tüm hazırlıklarımızı yaptık, Arzu bir konuşma yaptı (fikir benden çıksa da, sahnede heyecandan katılıp kalma riskinden dolayı en doğrusu buydu J) ve klibimizi başlattık derken ekran donmasın mı? Ayy hepimiz nasıl olduk, biliyor musun sevgili postdaş? Bi kere ben ilk yarıyı izleyemedim bile konserde, rezil olmak bi yana, dokunsalar ağlayacağım o derece, çıkıp gitmeyi bile düşündüm. Neyse ikinci yarıda teknik aksaklık giderildi de, klibimizi o gece jolly joker’e gelen herkese gösterme imkanı bulduk. Ahh orda olmalıydınız sayın postdaş, ikinci yarıda bu kez Yaşar’ın sözleri üzerine ağladık!
 


Sonrasında 24 eylülde Yaşar’ın çocuğu Kerem doğdu ve bu benim için 2012’nin en güzel haberlerinden biriydi.






2012 yılı ağustos ayında iş değiştirip, nihayet maaş veren bir yerde başlamak, benim için önemli ama bu yazıyı okuma lütfunda bulunan siz değerli postdaşlarım için önemsiz bir ayrıntı olarak kayıtlara geçsin. J

2012 yazının benim açımdan şok edici olayı, amcamın balyoz davasından 18 sene yemesiydi, ki bu konuda tek bir yorum yapamayacağım!!!

2012 yılında amcamın şokunu atlatamamışken, kıymetlim babaannemin kaybı benim için ikinci darbe oldu. Hani bazı insanlar vardır, hep orda olacağına inanırsınız ya, babaannem benim için öyleydi, çok fazla şey yaşadık ve tek tesellim o hayattayken onu ne kadar sevdiğimi biliyor olması ve hayır dualarını almak oldu. Düşündükçe hüzünleniyorum hala, 2 senedir çekiyordu ve bir nevi kurtuluş oldu onun için ama amcama hasret gitmesi, en çok o koyuyor bana, hala ve hala!

2012 yılı benim için bazı sağlam sandığım arkadaşlıkların yıkılması ile son buldu. Canım dediğim, kardeşim dediğim insanlardan yediğim içime oturan kazık ve darbe, giderayak beni üzmekten beter yıkan olay oldu (ama toparlandım tabisi J). Gerçi 2013’te artçılarını yaşatmaya devam ediyor olay ama artık fasa fiso benim için.

2012 yılının benim için trajikomik olaylarından biri bir sene boyunca katılmayı beklediğimiz, onlarca mülakata girip çıktığımız, onlarca form ve sözleşme imzaladığımız ve nihayet 11 ekim gecesi yarışmaya hak kazandığımız “Canlı Para” yarışmasına 21.50’de girip daha ilk soruda gümleyerek(!) 22.00’de ayrılmamız oldu! Dalga geçme sevgili postdaş, orası öyle bir atmosferdi ki, insanın kulağına çalınanla bildiği birbirine geçiyor. Soru zaten tuzak! “Taksim’deki anıtın adı nedir?” İnternetten izle de gül svgili postdaş (ama küfretme lütfen(!) J) Bende bir özgüven, bir özgüven, “aaa diyorum, çalıştığımız yerden çıktı, bunu bilmemek ayıp, her gün gördüğümüz anıt” filan gibi gevelemeler eşliğinde tüm parayı Atatürk Anıtı şıkkına koymam, annemin “emin misin olum?” sorusuna “tabi yea, cumhuriyet anıtı her yerde var, Atatürk anıtı bi tane” diye saçma bir özgüvenle verdiğim cevapla, tüm parayı bir anda kaybetmemiz, annemin üç gün benimle konuşmamasına yol açtı! Ama sayın postdaş, yuh deme, biz oraya hep Atatürk anıtı deriz arkadaşlarla, ne biliyim resmi adının cumhuriyet anıtı olduğunu? Velhasıl bu yarışma sadece ablamın doçentliğini ilan etmeye ve birde bizim bızdık Arın’dan bahsetmeye yaradı. Sunucu Murat Başoğlu da anladı heralde gümleyeceğimizi, bizi bol bol lafa tuttu. Sağolsun bikaç gün sonra bir magazin programında da bizden bahsetti.


Bu yarışmanın ateşi sönmemişken aynı şirketten “Eyvah Düşüyorum” yarışmasının yılbaşı çekimleri için beni düşündüklerini söyleyen bir telefon aldım ve tabisi katıldım sayın postdaş. Aman ne güldük ne eğlendik, Eser gerçekten çok sempatikti. Ahh anlatacak nelerim vardı da bunda da bilgim vefa etmedi, bu sefer de 5. soruda “İşler Güçler” dizisindeki “boomcu onur” karakterinin slogan haline gelmiş olan sözü soruldu, ben “boomcu onur ne lan?” diye düşünürken, gümledim tabi. Düşün postdaş, daha karakteri bilmiyorum ki sözünü bileyim? O yüzden gümlediğime üzülmedim, zira gerçekten fikir bile yürütemeyeceğim bir soruydu. Bu soru ancak biliyorsan o diziyi takip ediyorsan cevaplanabilecek bir soruydu. Neyse yeni yılda yayınlanan bu programla 2012’yi kapadım.



2012 yılı benim için genelde böyle harala gürele içinde geçti. Bu senede müzik ve albüm işleriyle fazlaca ilgilendim, arşivimi genişlettim iyice (bir ara bendeki albümlerin listesini ekleyeceğim buraya) çıkan albümler arasında ilk 5’im şu şekilde oldu.

1) GÖKSEL – BENDE Bİ AŞK VAR : Yazısını da yazdığım üzere, bu albüm Göksel diskografisi içinde Yollar ile beraber başucu albümüm olmayı kendi kendine hak etti.


2) DEMET – HİÇ ÖZLEMEDİN Mİ : Demet’imin birkaç yıl önce çıkan maksisini saymazsak, yıllar sonra çıkardığı uzun metraj albümü 2012 yılının son günlerinde çıkmasına rağmen, hemen sarıverdi ve Hiç Özlemedin Mi dilime dolanan şarkılardan oldu bile. Bu albümün kıymetinin 2013 yılında bilinmesini çok ama çok istiyorum. Demet’in soundu hem günümüz hem de 90lardan esintiler (bu lafa da hastayım) taşıyor, bu albümü de Kınalı Bebek’in kardeşi olarak görüyorum.


3) ORHAN GENCEBAY – BİR ÖMÜR : Yazısını da yazdığım üzere, bu senenin en ses getiren projesiydi. Çok ses getirdi ama devamı gelmedi, bir tek Tarkan sıyrıldı aradan, en çok olaykı –ve çoğu sanatçının katılmadığı- lansman gecesiyle konuşuldu.


4) NÜKHET DURU – TAM ZAMANINDA : Nükhet Duru’nun benim için yeri ayrıdır. Bu albüm de arada çıkardığı ve beni hiç tatmin etmeyen teklilerinden sonra yayınladığı ve Sezen Aksu, Nazan Öncel gibi devlerin desteklediği tam bir albümdü. Tanıtım mı yapılmadı nedir, klip bile çekilmedi. Ama güzel albüm.


5) HARUN KOLÇAK – YENİDEN DOĞUYORUM : Harun Kolçak’ın arada çıkardığı teklilerden sonra yaptığı muhteşem albüm. Özellikle benim için çok ama çok değerli Vurgun (ki 90’lı yıllarda Emel tarafından seslendirilmişti) şarkısı sahibinin sesinden daha bir anlamlı ve benim için 2012 yılının en kıymetli albümlerinden. Komple müzik var içinde… Harun Kolçak yorumculuğu, müzisyenliği, soundu, şarkıları, sözleri ve müzikleri ile dört dörtlük bir albüm yapmış.


Tabi ki bu yıl pek çok albüm çıktı, pek çok güzel konsere gittim, pek çok albüm aldım, güzel müzik ortamlarında bulundum ama benim için yukarıdaki 5 albüm 2012’ye imza atan albümler oldu.

Bundan sonra arayı bu kadar çok açmayacağım sayın postdaş, takipte kalın, esen kalın, yorumsuz bırakmayın bu kardeşinizi. ;)

Hiç yorum yok: