Uzun sayılabilecek bir aradan sonra merhaba sevgili postdaşım, istedim ki bu yazıda başlık olmasın, sanki hiç ara vermemişim gibi olsun.
Geçen kasımdan bu yana
bloguma tek harf koymadığım süre zarfında, bahanem yok, yazacak çok şeyim vardı,
ama hiç içimden gelmedi yazmak, kimi bir nedene dayalı kimi nedensiz. Sizlere
biraz da bir özür yazısı olacak bu, zira çok boşladığımın farkındayım. Bu durum
biraz tembellikten, biraz da gün içi yorgunluktan dolayı eve gelince hiçbi şey
yapıcak halimin kalmamasındandı. Sanmayın bu süre zarfında yazacak bir şeyim
yoktu, aksine yazacak şeyler biriktikçe her gün yataktan akşam olsa da
yazılarımı yazsam diye diye bu zamana kadar geldim, bir baktım üç ay geçmiş
üzerinden. Neyse, özür faslını bundan sonra yazacağım şeylerle telafi etmeyi
umuyorum, ancak bir gerçek var ki, salim kafayla yazmadıktan sonra görev gibi
yazmanın bir alemi yoktu, ben de şimdi kendimde yeniden yazmaya geçme isteği ve
hevesi bulmuşken size bu yazıyı yazıyorum.:)
Bu yazı aslında çok gecikmiş
bir yazı ve bu yazıda benim için 2012 yılının çok önemli belli başlı olaylarını anlatacağım.
2012 benim için hüznün,
sevincin, heyecanın, bazı ilklerin yılı oldu. Unutmuş olabileceğim olaylar için
özür dilemekle birlikte, unutmuşsam zaten önemli değildir, değil mi sevgili postdaş,düz
mantık hesabı.
2012 yılının ilk 6 ayı
inanır mısın hiç aklımda yok sevgili postdaş, işe ve konserlere gidip geldim,
bir de Yaşar’a hediye mahiyetinde için yola koyulduğumuz video klip çekiminin
toplantıları ve toplanamamalarıyla geçti. Lakin haziran sonrasını düşündüğümde,
benim için ilk hatırladığım sevindirici gelişme, ölmeden canlı sahnesini görmek
istediğim Madonna konseri oldu, ki yazısı blogumda yer alıyor (okuyunuz, okutturunuz :) )
2012 yılının benim açımdan
ikinci –ve belki de en önemli- gelişmesi, çok sevdiğim Yaşar’a söz verdiğim ve
canım arkadaşlarım Arzu, Bircan, ve de şu an görüşmesek de Birgül ile, bir
senelik çalışmalarımızın sonucunda 15 temmuz 2012’de video klip çekimimizi
gerçekleştirmiş olmaktı. Bu benim için bir rüyanın gerçekleşmesi gibiydi.
Klibimizi ve kamera arkasını
buradan izleyebilirsiniz.
Bu yukarıdaki jeneriğimiz
Bu klibin akabinde Yaşar’a
güzel bir ortamda sunuşumuz ve akabinde Yaşar’ın klibimizi büyük bir heyecanla
izleyip 15 eylül 2012’de jolly joker konserinden önce yayınlatması 2012
senesinin en unutulmaz anlarındandı. Bir senelik çalışmalarımızın meyvesini
aldık. O konser saatine kadar yaşadığımız heyecanı düşünebiliyor musun sayın
postdaş, dört tane alakasız tip, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirip, sanatçının
hiçbir dahli olmadan, kendi maddi ve manevi imkanlarıyla bir klip çekip
yayınlattı.
15 Temmuz 2011 tarihinde bir
senelik çalışmalarımızı tamamlayıp Heybeliada'da Yaşar için çektiğimiz video
klibimiz. Bu klip dört kişinin YAŞAR'a bir hediyesi, bir vefa borcudur. Bu
videoklip bir sanatçı için sevenlerinin tüm maddi manevi olanaklarını ortaya
koyup çektiği ilk videokliptir.
Bu klibin çekimi tam bir
sene sürdü. Bu süreçte, daha önce kamera ve çekim işleriyle hiçbir bilgi ve
bağlantısı olmayan, hepsi farklı mesleklerden dört kişi ve bir de melek olmuş
bir kardeşimiz -haftasonları fikir alışverişleri, toplantılar, mekan
araştırması, senaryo, konu bulmak için- bir araya geldi. Bu arada Yaşar'ın da
haberdar olmasını sağladık. Şu an bu klibi izliyorsanız, Yaşar'ın bize verdiği
motivasyonun da payı çok büyüktür. Sonrasında Yaşar'ın da onayını alarak 15
Eylül 2012'de konser öncesinde Jolly Joker'de gösterdik.
Bu video klip süreci, benim
15 ağustos 2011'de Her Dem Yaşar grubumuzda açtığım "madem Eski Yazlar
albümüne klip gelmiyor, o halde biz niye çekmiyoruz" düşüncesini ortaya
atarak başladı. Bu klibi izlerken -yorum yaparken- tüm acemiliğimizi ve iyi
niyetli çabalarımızı göz önüne almanızı rica ederim.
Bu bizim için çok büyük ve
anlamlı bir süreçti, Dilerim siz de izlerken aynı heyecanı duyarsınız. Bu klip
Osman Büger'e ithaf edilmiştir.
O yayınlatma hikayesi ise
ayrı bi alemdi. Resmen dünyanın ve Türkiye’nin dört yanından gelen Her
Demcilerle (şaka değil, Adana, Yalova, İzmir, Ankara, Düzce, Hollanda,
İsviçre…) Yaşar’ın deyimiyle BM gibi
olduk. Tüm hazırlıklarımızı yaptık, Arzu bir konuşma yaptı (fikir benden çıksa
da, sahnede heyecandan katılıp kalma riskinden dolayı en doğrusu buydu J) ve klibimizi başlattık derken ekran donmasın mı?
Ayy hepimiz nasıl olduk, biliyor musun sevgili postdaş? Bi kere ben ilk yarıyı
izleyemedim bile konserde, rezil olmak bi yana, dokunsalar ağlayacağım o
derece, çıkıp gitmeyi bile düşündüm. Neyse ikinci yarıda teknik aksaklık
giderildi de, klibimizi o gece jolly joker’e gelen herkese gösterme imkanı
bulduk. Ahh orda olmalıydınız sayın postdaş, ikinci yarıda bu kez Yaşar’ın
sözleri üzerine ağladık!
Sonrasında 24 eylülde Yaşar’ın çocuğu
Kerem doğdu ve bu benim için 2012’nin en güzel haberlerinden biriydi.
2012 yılı ağustos ayında iş değiştirip, nihayet maaş veren bir yerde başlamak, benim için önemli ama bu yazıyı okuma lütfunda bulunan siz değerli postdaşlarım için önemsiz bir ayrıntı olarak kayıtlara geçsin. J
2012 yazının benim açımdan
şok edici olayı, amcamın balyoz davasından 18 sene yemesiydi, ki bu konuda tek
bir yorum yapamayacağım!!!
2012 yılında amcamın şokunu
atlatamamışken, kıymetlim babaannemin kaybı benim için ikinci darbe oldu. Hani
bazı insanlar vardır, hep orda olacağına inanırsınız ya, babaannem benim için
öyleydi, çok fazla şey yaşadık ve tek tesellim o hayattayken onu ne kadar
sevdiğimi biliyor olması ve hayır dualarını almak oldu. Düşündükçe
hüzünleniyorum hala, 2 senedir çekiyordu ve bir nevi kurtuluş oldu onun için
ama amcama hasret gitmesi, en çok o koyuyor bana, hala ve hala!
2012 yılı benim için bazı
sağlam sandığım arkadaşlıkların yıkılması ile son buldu. Canım dediğim,
kardeşim dediğim insanlardan yediğim içime oturan kazık ve darbe, giderayak
beni üzmekten beter yıkan olay oldu (ama toparlandım tabisi J). Gerçi 2013’te artçılarını yaşatmaya devam ediyor
olay ama artık fasa fiso benim için.
2012 yılının benim için
trajikomik olaylarından biri bir sene boyunca katılmayı beklediğimiz, onlarca
mülakata girip çıktığımız, onlarca form ve sözleşme imzaladığımız ve nihayet 11
ekim gecesi yarışmaya hak kazandığımız “Canlı Para” yarışmasına 21.50’de girip
daha ilk soruda gümleyerek(!) 22.00’de ayrılmamız oldu! Dalga geçme sevgili
postdaş, orası öyle bir atmosferdi ki, insanın kulağına çalınanla bildiği
birbirine geçiyor. Soru zaten tuzak! “Taksim’deki anıtın adı nedir?” İnternetten
izle de gül svgili postdaş (ama küfretme lütfen(!) J) Bende bir özgüven, bir özgüven, “aaa diyorum,
çalıştığımız yerden çıktı, bunu bilmemek ayıp, her gün gördüğümüz anıt” filan
gibi gevelemeler eşliğinde tüm parayı Atatürk Anıtı şıkkına koymam, annemin
“emin misin olum?” sorusuna “tabi yea, cumhuriyet anıtı her yerde var, Atatürk
anıtı bi tane” diye saçma bir özgüvenle verdiğim cevapla, tüm parayı bir anda
kaybetmemiz, annemin üç gün benimle konuşmamasına yol açtı! Ama sayın postdaş,
yuh deme, biz oraya hep Atatürk anıtı deriz arkadaşlarla, ne biliyim resmi
adının cumhuriyet anıtı olduğunu? Velhasıl bu yarışma sadece ablamın
doçentliğini ilan etmeye ve birde bizim bızdık Arın’dan bahsetmeye yaradı.
Sunucu Murat Başoğlu da anladı heralde gümleyeceğimizi, bizi bol bol lafa
tuttu. Sağolsun bikaç gün sonra bir magazin programında da bizden bahsetti.
Bu yarışmanın ateşi sönmemişken aynı şirketten “Eyvah Düşüyorum” yarışmasının yılbaşı çekimleri
için beni düşündüklerini söyleyen bir telefon aldım ve tabisi katıldım sayın
postdaş. Aman ne güldük ne eğlendik, Eser gerçekten çok sempatikti. Ahh
anlatacak nelerim vardı da bunda da bilgim vefa etmedi, bu sefer de 5. soruda
“İşler Güçler” dizisindeki “boomcu onur” karakterinin slogan haline gelmiş olan
sözü soruldu, ben “boomcu onur ne lan?” diye düşünürken, gümledim tabi. Düşün
postdaş, daha karakteri bilmiyorum ki sözünü bileyim? O yüzden gümlediğime
üzülmedim, zira gerçekten fikir bile yürütemeyeceğim bir soruydu. Bu soru ancak
biliyorsan o diziyi takip ediyorsan cevaplanabilecek bir soruydu. Neyse
yeni yılda yayınlanan bu programla 2012’yi kapadım.
2012 yılı benim için genelde
böyle harala gürele içinde geçti. Bu senede müzik ve albüm işleriyle fazlaca
ilgilendim, arşivimi genişlettim iyice (bir ara bendeki albümlerin listesini
ekleyeceğim buraya) çıkan albümler arasında ilk 5’im şu şekilde oldu.
1) GÖKSEL – BENDE Bİ AŞK VAR
: Yazısını da yazdığım üzere, bu albüm Göksel diskografisi içinde Yollar ile
beraber başucu albümüm olmayı kendi kendine hak etti.
2) DEMET – HİÇ ÖZLEMEDİN Mİ
: Demet’imin birkaç yıl önce çıkan maksisini saymazsak, yıllar sonra çıkardığı
uzun metraj albümü 2012 yılının son günlerinde çıkmasına rağmen, hemen
sarıverdi ve Hiç Özlemedin Mi dilime dolanan şarkılardan oldu bile. Bu albümün
kıymetinin 2013 yılında bilinmesini çok ama çok istiyorum. Demet’in soundu hem
günümüz hem de 90lardan esintiler (bu lafa da hastayım) taşıyor, bu albümü de
Kınalı Bebek’in kardeşi olarak görüyorum.
3) ORHAN GENCEBAY – BİR ÖMÜR
: Yazısını da yazdığım üzere, bu senenin en ses getiren projesiydi. Çok ses
getirdi ama devamı gelmedi, bir tek Tarkan sıyrıldı aradan, en çok olaykı –ve
çoğu sanatçının katılmadığı- lansman gecesiyle konuşuldu.
4) NÜKHET DURU – TAM
ZAMANINDA : Nükhet Duru’nun benim için yeri ayrıdır. Bu albüm de arada
çıkardığı ve beni hiç tatmin etmeyen teklilerinden sonra yayınladığı ve Sezen
Aksu, Nazan Öncel gibi devlerin desteklediği tam bir albümdü. Tanıtım mı
yapılmadı nedir, klip bile çekilmedi. Ama güzel albüm.
5) HARUN KOLÇAK – YENİDEN
DOĞUYORUM : Harun Kolçak’ın arada çıkardığı teklilerden sonra yaptığı muhteşem
albüm. Özellikle benim için çok ama çok değerli Vurgun (ki 90’lı yıllarda Emel
tarafından seslendirilmişti) şarkısı sahibinin sesinden daha bir anlamlı ve
benim için 2012 yılının en kıymetli albümlerinden. Komple müzik var içinde…
Harun Kolçak yorumculuğu, müzisyenliği, soundu, şarkıları, sözleri ve müzikleri
ile dört dörtlük bir albüm yapmış.
Tabi ki bu yıl pek çok albüm
çıktı, pek çok güzel konsere gittim, pek çok albüm aldım, güzel müzik ortamlarında
bulundum ama benim için yukarıdaki 5 albüm 2012’ye imza atan albümler oldu.
Bundan sonra arayı bu kadar
çok açmayacağım sayın postdaş, takipte kalın, esen kalın, yorumsuz bırakmayın
bu kardeşinizi. ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder