EDA-METİN ÖZÜLKÜ, ÖZÜLKÜ PROJECT’TE “BİZİM ŞARKILAR”IMIZI YENİ SESLERE EMANET EDİYOR
2015 yılında büyük isimler
teklilerle ve albümlerle arşivlerimizi şenlendirirken, müzik dünyasının yaptığı
her şeyi çiçek bahçesine çeviren çifti Eda-Metin Özülkü de 2015 yılını
dostlarını ağırladıkları Bizim Şarkılar projesiyle karşıladı. Aslında epeydir
gündemde olan ve çift CD olarak çıkarılması planlanan bu proje, bir türlü çıkış
tarihi netleşmeyen ve benim de çeşitli nedenlerden beklediğim bir projeydi ve
nihayet kış yerini ilkbahar aylarına bırakırken çift değil tek cd farkıyla
müzik marketlerdeki yerini aldı. Bana da albümü dinleyip yazması kaldı.
Albümdeki şarkılara ve yorumlara
değinmeden önce, albüm hakkında birkaç bilgi vermeli. Albüm Özülkü
Project-Bizim Şarkılar adıyla geçen Mart ayında Seyhan Müzik etiketiyle
yayınlandı. Beyaz tonların ağırlıkta olduğu kapak tasarımında ve iç kapakta çiftin adeta bir fotoğraf albümü
tadındaki fotoğrafları karşılıyor bizi ve bu albümdeki şarkılar çiftin yıllar
içinde kulaklarımızdan gönüllerimize akıttıkları şarkılardan oluştuğu için,
adeta onların fotoğraf albümüne bakıyormuşuz hissini yaratıyor. Bu açıdan çok
güzel bir tema olmuş. Kitapçıkta albümde yer alan konukların fotoğraflarını
görüyoruz. Kitapçığın ortasında da Özülkü orkestrasından kareler var. Fonda boş nota çizgileri ise akla müzikle dolu dolu geçmiş zamanları,
yılların müzik üstatları olan çiftin yeni şarkılarla dolduracağı nice boş nota
çizgileri olduğunu ve bu serüvenin hep süreceğini getiriyor. Sürsün de… (Bu
konuda bir tek eleştirim olacak, neden ‘Project’? Dil konusunda fazla hassas
değilimdir, ancak Türkçe müzikte işinin en iyisi olan bu çift albüm adında
neden İngilizce bir ad tercih etmiş? Yabancı albüm hissi vermek için mi? Özülkü
adını ön plana çıkaracak başka bir adla çıkartılmış olsaydı çok daha kafamda
bütünlük sağlanırdı. Neyse çok düşünmeyeyim.)
Albümün prodüktörü Bülent Seyhan
ve müzik direktörü Metin Özülkü. Konuklardan albümde çalan müzisyenlere kadar tamamıyla
Özülkü çiftinin müzikal yolculuklarında onlara eşlik eden yakın dostlarından
oluşuyor, ki bu da fotoğraf albümü
hissini destekliyor. Evlerinde dostlarıyla şarkılar ve muhabbetlerle bir müzik
gecesi yapmışlar da bizi de davet ediyorlar havasında şarkılar, düzenlemeler ve
duygu… Samimiyet böyle albümlerde aradığım başlıca kriter ve takdir edersiniz
ki Özülkü çifti bu zamana kadar bunu fazlasıyla gösterebilmiş ve herkesin
saygısını kazanmış insanlar. Düzenlemelerde Metin Özülkü, Kaan Kurmuş, Taşkın
Sabah ve Özgür Yedievli imzalarını görüyoruz ve şarkıları dinlediğinizde
genelin ortalamanın çok üstünde bir iş olduğunu görüyorsunuz.
Gelelim onların şarkılarında
anlattığı duygunun başka yorumlarca yeterince samimiyetle ifade edilip
edilmediği konusuna. Bilirsiniz, bu tür proje albümlerde, kulaklarımıza dolan
şarkılar başka şarkıcılarla seslendirildiğinde hep bir tarafı eksik kalır.
Kulaklarımız orijinal yorum ve tona alıştığı için de olabilir bu, sanatçının
kendine yakışacak şarkıyı seçme beceriksizliği yüzünden de. Bu albümde o sorun
aşılmış görünüyor. Şayet, albümü dinlerken beni çok şaşırtan yorumlar oldu.
Öncelikle albümün konuklarına bakalım. Albümde Eda Özülkü ve Metin Özülkü birer
sıfır şarkıyla yer alırken, konuklar skalası hayli geniş. Zira Aşkın Nur Yengi,
Gülben Ergen, Hülya Avşar, Işın Karaca, İlkay Armen, Murat Dalkılıç ve Yaşar
gibi müziğin profesyonel isimlerinin yanında, Asuman Krause, Hande Subaşı ve
Zuhal Topal gibi ekranlardan ve dizilerden tanıdığımız sürpriz isimleri konuklar
arasında görüyoruz. Saygı albümlerinde yer ala ala ismi aşınan kişilerin
olmaması bu projeyi farklı kılıyor.
Albüm Aşkın Nur Yengi yorumuyla
Metin Özülkü hiti Unutulmuş Muydum parçasıyla açılıyor. Metin Özülkü’nün 2005
yılı çıkışlı Hayat Başladı albümünde yer alan parçada, o zaman Metin Özülkü
melodilerine İclal Aydın şiiriyle eşlik etmişti. Aşkın Nur Yengi versiyonunda
şiir yok. Kulağım bunun eksikliğini bir parça hissetse de, Aşkın Nur Yengi
yorumunun lezzeti şarkıyı sıfır bir şarkı gibi hissettirmeye yetiyor. Metin
Özülkü bir röportajında bu parçayı yıllar önce Aşkın Nur Yengi’ye vermek
istediğini, Aşkın Nur Yengi’nin o zamanlar istemediğini ancak Özülkü kendi albümünde
yer verdikten sonra da Yengi’nin almadığına pişman olduğunu anlatmıştı. Yıllar
sonra Aşkın Nur Yengi bu albümde bu isteğini gerçekleştiriyor ve doğru şarkıcı-doğru
şarkı eşleşmesinin örneği oluyor. Aşkın Nur Yengi zaten yorumuyla her şarkıyı
içten hissettiren bir şarkıcı ve bu şarkıda da unutulma hissini bir kadın
ağzından dile getiriyor. Şarkıyı Metin Özülkü’den dinlerken geri dönen bir
erkeğin çaresizliğine tanık oluyorduk, bunda geri dönen kadının mağrurluğunu
duyuyoruz Yengi’nin sesinde. Daha hesap soran bir kadın var burda. Aşkın
şarkılarında hep hissettiğim bir duygu bu aslında. Aşkın sitem şarkılarında
bile güçlü, kuyruğu dik tutan kadındır. Aşkın Nur Yengi’nin bu anlamda şarkının
özünü korurken şarkıya kendi tarzını kattığını söyleyebiliriz. Bu da yorumu
başarılı kılmasının yanında, şarkıyı çıkış şarkısı olarak da doğru bir seçim
yapıyor.
Albümün ikinci şarkısı Boşu
Boşuna, manken, oyuncu ve yeni şarkıcı Asuman Krause’ye emanet edilmiş. Şarkı,
Gülben Ergen’in 2002 yılı çıkışlı Sade ve Sadece albümünün klipsiz kalsa da ses
getiren şarkılarından biri olmuştu. Asuman Krause, daha önce 2006 yılında Çok
Yalnızım ve 2008 yılında Kukla albümleriyle mankenlik ve oyunculuğuna
şarkıcılığı ekleyen ekranın en bilinen isimlerinden biri. Albümün profesyonel
müzisyen olmayan üç kişisinden de biri. Buna rağmen, seçtiği şarkıyı başarıyla
seslendiriyor. Bunda şarkının çok oktav istemeyen ve zor bir şarkı olmamasının
da payı olabilir ama Asuman Krause hiç de fena söylemiyor. Şarkıda çok fazla
bir farklılık yok yorum açısından, Krause bir yenilik getirmese de, şarkıyı
hakkıyla söyleyerek görevini yapmış.
Üçüncü şarkı Eda Özülkü’nün güzel
sesiyle yıllar sonra söylediği sıfır şarkı. Bazı kadınlar var, Benjamin Button
kadınları diyorum ben onlara, zaman onlara işlemiyor, Eda Özülkü o kadınlardan
biri. Zerafetini, sahnedeki asilliğini de geçtim, yorum olarak, ses olarak
kimler geldi geçti, Eda Özülkü sesiyle 10 kilometreden farkını gösteren bir
isim. Bir tane kötü şarkısını duyamazsınız. Bu yeni şarkısı da klasik Özülkü
şarkılarından biri ve bunu seviyoruz. Gene bir çift var şarkıda, durumları
sallantıda, beraberliklerinin üzerinde
kara bulutlar dolanıyor ama gene de bir şeyleri kurtarmak için konuşuyorlar
birbirleriyle. Zamanımızın ayrılık şarkılarında çiftlerin birbirlerinin gözünü
oyduğu bir dönemde, “Hadi durup son bi
defa, konuşalım biraz daha, geçer gider belki bu fırtına” diyerek sorunların
diyalog ve konuşarak çözülebileceğini gösteren bir medeniyet örneği oluyorlar.
Klip gelmesi gereken şarkılardan biri. Hem şarkının güzelliğinden hem de Eda’yı
televizyonlarda daha sık görmek istediğimden :). Allah –şarkıdaki çiftin
aksine- Eda-Metin Özülkü çiftine daha nice ağız tadıyla, sağlıkla dolu yıllar
yaşatsın.
Metin Özülkü dendiğinde akla ilk
gelen hit “Seninle Olmak Var Ya”, bu albümde Gülben Ergen’e emanet edilmiş.
Bıçak sırtı şarkılardan biri bu aslında, çünkü o kadar söyleyeniyle özdeşleşmiş
bir şarkı ki, kim söylerse söylesin hep kulak Metin Özülkü ya da Eda Özülkü vurgusunu
arıyor. Gülben Ergen ise şarkıda bunu hissettirmemek çok uğraşmış belli, hissettiriyor
duyguyu ama şarkıyı kusursuz söyleme çabası yer yer uzaklaştırıyor duygudan.
Biraz daha kendini rahat bırakıp söyleseydi diye hissettim. Albümün iyilerinden.
Türkçe kelimeleri tane tane duyabildiğim yorumlardan.
Albümün belki de en iyi ve en
şaşırtıcı yorumlarından biri müzik alanı dışındaki bir isimden geliyor. Eda
Özülkü’nün 1994 yılı çıkışlı Dalgacı albümünün en sağlam şarkılarından biri
olan Saymadım Yılları Hande Subaşı sesinde sıfır şarkı gibi parlıyor. Hande
Subaşı ile Metin Özülkü’nün yolu birkaç sene önce, şarkıcılarla müzik dışı
ünlülerin birlikte yarıştığı bir müzik yarışmasında kesişmişti. Hande Subaşı bu
işle profesyonel olarak hiç ilgilenmemiş olmasına rağmen o yarışmada epey
başarılı olmuştu. Bu albümde Hande Subaşı o amatörlüğü hiç hissettirmiyor,
hatta yorumuyla öyle parlıyor ki profesyonel pek çok ismin üstüne çıkıyor.
Hande’den dinlerken, şarkıda bahsedilen o kırılmışlığı ve sitemi içinizde
duyuyorsunuz, bilhassa “Olmuyor ne
yapsam, hep sen haklısın” derken. Pes etme var burda, kendini avutma, “ya
olursa” duygusu. Bu şarkıyı amatör bir sese emanet etmek riskli iş, çünkü çok
yoğun bir şarkı. Sakil durabilirdi alakasız birinin üzerinde. Hande zerafetiyle
de taşıyor şarkıyı, duyguda bir eksilme olmadığı gibi, genç bir kadının ayrılığa
ve acıya karşı naif avuntusunu ve vakur duruşunu çok iyi ifade ediyor bilhassa
şarkının belkemiği olan “Kimbilir
alışırım yokluğa, ayrılığa; bir anda gülerim senin gibi” dizesinde. Saymadım
Yılları şarkısında Hande Subaşı su gibi yorumuyla albümün en başarılı amatör
konuğu olurken, bundan sonra müzikle ilgili bir şey yapacak mı diye meraklandıran
isimlerden biri oluyor. Kliple taçlanması gerek bu yorumun.
Albümün beni şaşırtan bir diğer
yorumuna geldi sıra. Altıncı sırada müzik adına yıllardır dişe dokunur bir iş
yapmayan ve benim de yorumcu olarak pek “dinlemeyi tercih etmediğim” -diyelim-
Hülya Avşar, 2009 yılında çıkarmış olduğu Kişiye Özel albümünde seslendirdiği
Sonsuza Dek parçasını bu albüm için bir daha yorumluyor. İlk kez Hülya Avşar
dinlerken şarkıyı pas geçmedim, bilhassa keyif aldım. Hülya Avşar belli ki çok
sevmiş şarkıyı ve kendini yormadan söylüyor. Aşkla bakan bir kadını
hissettiriyor. Şarkı içeriği itibariyle de evlilik düğünlerinde çalınmaya pek
müsait. Kısacası Hülya Avşar bu yorumda beni şaşırttı, keşke her şarkıda böyle hissettirebilse.
Albümün iyilerinden.
Albümde beni iyi yönde şaşırtan
bir yorum Işın Karaca’dan geldi. Yorumcu olarak normalde çok fazla bağırdığı
için dinleyemediğim Işın Karaca, Akrep Nalan klasiği Kolay Mı şarkısında
keyifle dinletiyor kendini. Bağırmadan da şarkı söyleyebildiğini göstermesinin
yanı sıra, şarkıya çok uyan duygusu ile albümün iyilerinden oluyor. “Kolay mı ağlamadan kabullenmek her şeyi,
Kolay mı güçlü olmak en zor anında, Kolay mı bir alışkanlık zinciri boynunda, Hükmeder
benliğine istemesen de” derken Işın Karaca’ya yakışıyor bu hesap sorma,
yadırgamıyorsunuz bu yarı pes etmiş yarı dik duruşu. Çünkü Işın Karaca şimdiye kadar
hep kırılgan ama güçlü kadın şarkıları söyledi. Bu anlamda şarkı doğru
şarkı-doğru şarkıcı eşleşmesine uyan bir şarkı. Yıllardır gündeme gelmemiş bu
şarkının bu albümde yer alması beni ayrıca mutlu etti. Burada Akrep Nalan’a
bize bu şarkıyı sevdirdiği için selam ve teşekkürlerimizi göndermeli.
Türk Sanat Müziği sanatçısı İlkay
Armen bu albümde bir slov pop parça olan Sonu Geldiyse Ne Olmuş şarkısına hayat veriyor.
İlkay Armen’de hep bir Nesrin Sipahi havası alıyorum, gerek yorumu gerekse her
tür şarkıyı gereken şekilde söyleyebilme becerisi ile zamanında Nesrin Sipahi
neyse günümüzde İlkay Armen o gibi gelir bana hep. Bu albümde yer alan Ne Olmuş
şarkısına getirdiği yorum bunu bir kez daha kanıtlıyor. Farklı türleri
denemekten çekinmeyen, bir de bunları ustalıkla yapan sanatçılara ayrı bir
hayranlık duyarım. Türk Sanat Müziği sanatçısı olarak çıkardığı TSM
albümlerinin yanı sıra İlkay Armen de kendi türünün dışında bir pop parçaya
verdiği hayatla komple sanatçılığını bir kez daha göstererek albümün en iyi
yorumlarından birine ses veriyor. Hülya Avşar’ın 2009 yılı çıkışlı Kişiye Özel
albümünün slovlarından olan şarkı usul usul başlayıp temposu değişmeden
çıkışlar inişler olmadan devam eden bir dans parçası.
Eda-Metin Özülkü’nün 2010 yılında
birlikte çıkardıkları ikinci albüm Issız Ada’nın en güzel slovlarından Seni
Unutana Kadar parçası ile Metin Özülkü mikrofonu eline alıyor dokuzuncu
şarkıda. Metin Özülkü imzası o kadar baskın ki şarkıda, başkası söylese bile
bilmeseniz bu Özülkü şarkısıdır derseniz. Metin Özülkü bu şarkıyı başka birine
emanet etmek istememiş ve kendisi seslendirmiş albümde. İyi ki de öyle yapmış
aslına bakarsanız, çünkü bu şarkıdaki duygu yoğunluğunu ancak şarkının sahibi
verebilirdi. Başka isimlere diktiği kıyafetler var Özülkü’nün ama bu onlardan
biri değil bence. Bu Özülkü şarkısı. Açık ve net. Unutma, yıkılma, devam etme,
terk etme duygularıyla süslenmiş şarkı Metin Özülkü’nün kadifeden sesine
dikilerek giden kadına bir gece elbisesi oluyor. Boğaz düğümleyici bir şarkı.
Albümün iyi yorumlarından ve
bilinen bir şarkıyı kendi tarzında yorumlama becerisi gösteren isimlerinden
biri, ilk söyleyeni itibariyle zor bir şarkının altından layıkıyla kalkmış.
Ajda’nın 1996 yılı albümünden akılda kalan tek şarkı olan Eğlen Güzelim, Murat
Dalkılıç sesinde 2000lerin soundunu 90ların duygusuyla buluşturuyor. Özellikle
bu şarkıda Ajda yorumu o kadar baskın ki, çok bıçak sırtı bu şarkıyı öyle bir
yorumdan sonra yeni bir sesten dinlemek. Dalkılıç’ın eksikleri yok değil, bir
kere coşku bir tık daha aşağıda, Ajda’dan dinlerkenki gümbürdeme, bu yorumda
olmadı bende mesela. Ama eli yüzü düzgün söylemiş. Acaba düzenlemesi mi daha
farklı olsaydı ya da Dalkılıç’a başka bir şarkı mı olsaydı diye düşünmekten
kendimi alamadım. Güzel ama ortalama ama dediğim gibi işi zordu. Ne yaparsa
yapsın, ister istemez Ajda yorumunu aratacaktı.
Albümü belki de alma
sebeplerimden biri Yaşar’ın yorumladığı Sen Daha Dur. Bu şarkıyı yaptığı radyo
programında söyledi söyleyeli aklım gönlüm her bir hücremle bir albüme
girmesini dilediğim şarkı, Yaşar’ın bu albümde Sen Daha Dur ile konuk olmasıyla
gerçeğe dönen bir rüya oldu. Rock tınılarıyla düzenlenen bu parçada Yaşar gene
boğaz düğümlemekle, yastıkları yumruklama isteği arası duygular yaratıyor. Yaşar
bu tarz hasret şarkılarında harikalar yaratan bir ses, adamda doğal bir hasret ve
hüzün duygusu var, dikkat ederseniz hareketli şarkılarında bile içinizden
ağlama isteği gelir, çünkü hareketli şarkıların bile duygusu hasret, özlem, unutmamadır.
Yaşar duygu adamıdır. Dolayısıyla bu albümde seçtiği şarkıda bildiği sularda
yüzüyor, en vurucu yorumlardan birine imza atıyor. Albümün en iyi profesyonel
yorumcusu. Bu parça önce Metin Özülkü’nün 1992 yılı çıkışlı Aşkım İçin
albümünde, daha sonra Eda Özülkü’nün 1997 yılı çıkışlı Al Beni albümünde
seslendirildi. Bu albümdeki sözleri Metin Özülkü versiyonu. Eda versiyonunda
sözler daha değişikti.
Albümün belki de en yadırgadığım
ve keşke başka bir şarkıda olsalardı dediğim en yanlış eşleşmesi Zuhal
Topal-Korhan Saygıner çifti olmuş. Eda-Metin Özülkü çiftinin birlikte ilk
albümü 1999 yılı çıkışlı Böyle Aşk Olmaz’ın klasiği, damarlar damarı Aramadın
Aylardır Zuhal Topal-Korhan Saygıner çiftinin elinde disko disko cıptıs cıptıs
ritimler arasında ağlayan nağmelere dönmüş. Şarkı bir ayrılığın ardından kalanın
hasretle gidenin aramasını beklediği o umutsuz anları anlatırken, şarkı bu
versiyonda tamamen duygulardan, aşktan, umutsuzluktan filan sıyrılıp eller
havaya moduna bürünmüş. Nerdeyse sevdiği gitti diye eller havaya yapıyor
şarkıdaki kişi. Halbuki şarkının özü ayrılık, hasret, özlem, umut, bekleyiş
gibi duygular olmalı, bu yorumda bunların hiçbiri ne yazık ki yok! Neyse
albümün nazarlığı bu olsun diyelim. Belli ki albüme hareketli bir şarkı
eklensin diye yapılmış ama başka bir dolu şarkı vardı Zuhal Topal-Korhan
Saygıner çiftinin beraber söyleyerek parlatabileceği. Bu şarkı bu yorumla en
hafif tabirle sadece harcanmış! Hangi şarkılar olabilirdi diye düşünüyorum,
Oyalama Beni olabilirdi, Cibali Karakolu olabilirdi, Sevgili Adaletin
olabilirdi ya da bu şarkıyı salt akustik tek gitarla söyleselerdi gene
kurtarırdı.
Tabi ki koskoca bir müzik geçmişi
bu 12 şarkıyla anlatılamaz ve bir albüm daha geleceğini tahmin ediyorum. En
azından bu albüm haberini ilk aldığımda bunun çift CD olacağını duymuştum,
dolayısıyla bu albümü tamamlayacak bir ikinci CD ile daha nice gündeme
gelememiş Eda Metin Özülkü şarkısının yeniden duyulmasını görmek ister bu
gönül. Bir de yeni albümden beklentim, hareketli Eda-Metin Özülkü şarkılarının
da yeni versiyonlarını duymak. Aşağıda birkaç öneri yapmak isterim yeni albümde
görmeyi dilediği şarkılardan: İzel – Sevdan Hep Ellere (kesinlikle Allah’ım duy
sesimi bu şarkıyı İzel söylesin), Gökhan Türkmen – Bir Yemin Uğruna, Yaşar’ın
bir şarkı daha hazırladığını biliyorum, Jale – Uçurdum da Uçurdum, Yalın – Aşk
Masalı… Bunun dışında, görmek istediğim nice isim var, Seyyal Taner, Hazal, Ayşegül Aldinç, Göksel, Bora Öztoprak, Yeliz gibi isimlerden Özülkü şarkıları dinlemek nefis olabilir. Cibali Karakolu, Sevgili Adaletin, Parolayı Söyle gibi
şarkılarla biraz daha hareket katılabilir yeni albümde.
Son olarak Özülkü şarkıları bizi
anlatan şarkılardır, aşkı, hasreti, hatırlamayı, güzel duyguları kırmadan
dökmeden, birbirinin gözünü oymadan anlatan şarkılardır. Günlük 1 ton empoze
edilen müzik bolluğunda giderek kirlenen kulaklarımızın gördüğü ışıktır. Ruh
deterjanıdır. Eski güzel güneri hatırlatırken, günlük yaşamda dinlediğimizde oh
be dedirten şarkılardır. En önemlisi “müzik” barındıran şarkılardır. Bu yüzden
arşivlere alınası, dinlenilesi, dinletilesidir. Bu albümü alın, çünkü bu şarkılar "Bizim Şarkılar"...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder