BU YAZ ALTINOLUK'TA 'SILA'YA VARDIM...
İlk Sıla konserim Altınoluk'ta bol sürpriz dolu geçti.
Yaz konserlerimin devamı ayın 12’sindeki Sıla konseri ile
oldu. 12 Ağustos’ta Altınoluk Amfi Tiyatroda yapılan Sıla konseri benim ilk
Sıla konserim ve teyzeme doğum günü hediyem oldu. Sıla yeni nesil kadın vokal
boşluğunu çok iyi dolduran bir isim. Şarkılarını kendisinin yazmasının yanı
sıra sesiyle ve yorumuyla bir ‘Sıla’ adı yaratabilmesiyle takdir ettiğim bir
isim. Böyle sanatçılar her zaman bir sıfır önde başlar benim için. Bir sanatçı
özgün olunca insanlar tarafından daha kolay benimseniyor. Sıla’nın sahnesi hakkında çok iyi şeyler
duymakla birlikte, daha önce görmediğim için merak ediyordum. Benim için en
önemli kriterler, şarkılarını playback söylememesi ve seyirciyle iletişimidir
(insan kendini konserde değil de, evinin salonunda samimi bir ortamda
hissediyor mu bir konserde, bunu başaran sanatçının sahnesi tadından yenmiyor).
Sıla konseri bu düşüncelerle başladı. İki saat kadar süren
konserde dikkatimi çeken Sıla’nın ekibiyle gerçekten çok eğlenmesi ve bunu
yansıtması oldu. Seyirciyle iletişimi açısından –güzeldi ama azdı- çok fazla
evimizin salonundaymışım gibi hissetmesem de, sahnede Sıla’nın ekibiyle
diyalogları beni Sıla’nın evinde misafirmişim gibi hissettirdi.
Sıla şimdiye çıkardığı dört albümünden dengeli bir dağılım
yapmıştı, bilinmeyen şarkı yok gibiydi. Albümlerinde birden fazla hit çıkardığı
için, genelde riske girmeyerek bilinen şarkılardan gitti. Gönlüm Canım
Sıkılıyor Canım’ı da dinlemek isterdi sahnede, Kayahan’a da selam göndermek
babında (zira o saygı albümünün en parlayan yorumu Sıla’ya aitti.)
Seyircinin reaksiyonu müthişti, merdivenler bile dolmuş
durumdaydı ve bir gerçek var ki gözlemlediğim, Sıla gerçekten sanatçılığıyla
insanların gönüllerinin ta derinlerine girmiş. O ağlayan kızları görünce daha
fazla ikna oldum.
Konserin ikinci yarısı, o bahsettiğim ev hissini daha fazla
hissettirdi, bir koltuk ve etrafına yerleşen müzisyenlerle unplugged havasında
başladı ikinci yarı. Yorgunum Kaptan damar vuruşu oldu. Sıla yaşadığı kadar
yaşattı şarkıları. Seyirciyle az ama öz konuştu, Altınoluk’a her sene geldiğini
ve artık orayı evi gibi hissettiğini söyleyerek bizi de davet etti bazı
şarkılara ama zaten davet etmese bile yer yer seyircilerin sesi Sıla’yı bile
bastırdı. Bağırdık çağırdık, Sıla’ya sesini duyurmaya çalışanlar oldu, bu arada
bir de sürpriz yaşandı. Yurtdışında yaşayan bir Sıla hayranı, sahneye çıkarak
kız arkadaşına evlenme teklif etti. Sırf bu konser için gelmişler ve teklifi
yapacak kişi Sıla’ya ulaşmış. Sahnede bir yanında hayran olduğu Sıla bir
yanında teklifini kabul eden kız arkadaşı ondan mutlusu yoktu o gece orada.
Konserin benim açımdan en heyecan verici yanlarından biri,
vokallerde benim 90lar hayatımın en önemli isimlerinden Tuba Önal ve Sibel
Gürsoy’u görmek oldu. Bir ara Sıla sahneyi vokallerine bıraktı ve her biri
zaten doksanların en iyi isimleri olan Tuba Önal, Sibel Gürsoy ve adını
hatırlayamadığım erkek vokalisti, ikişer şarkıyla Sıla’nın yokluğunda
amfitiyatroyu coşturdu. Bense çocukluğumun kahramanlarını sahnede izlerken bir
taşla iki kuş (bu sözü de hiç sevmem, gaddarca gelir ama tarif edecek başka
atasözü bulamadım :)
keyfini yaşıyordum. Konser sırasında da bir ara Sıla’yı bırakıp onları
izlediğim de doğrudur. :) Gitarda Fatih Ahıskalı’yı görmek ayrıca keyiflendirdi.
Konserin bizi Sıla'nın salonundaymış gibi hissettiren bir diğer tarafı, sanatçı dostlarını ağırlaması oldu. Son zamanların en dikkat çekici isimlerinden Güliz Ayla da Sıla sahnesine 2015 yılının en sevilen şarkıları arasına giren Olmazsan Olmaz ile konuk olurken, şarkıyı Sıla ile birlikte söylemesi ayrı bir keyif kattı.
Hülasa Sıla konseri beklediğimin üzerinde coşkulu geçti. Şarkılarına keyifle eşlik ederken, beklediğim Sıla’yı sahnede görmenin mutluluğunu yaşadım. Çıkışta Sıla ile görüşemesek de, Fatih Ahıskalı, Tuba Önal ve Sibel Gürsoy’la –ayaküstü de olsa- muhabbet edebilmek beklemeye değdi.
Hülasa Sıla konseri beklediğimin üzerinde coşkulu geçti. Şarkılarına keyifle eşlik ederken, beklediğim Sıla’yı sahnede görmenin mutluluğunu yaşadım. Çıkışta Sıla ile görüşemesek de, Fatih Ahıskalı, Tuba Önal ve Sibel Gürsoy’la –ayaküstü de olsa- muhabbet edebilmek beklemeye değdi.
Tadımlık videolar olmadan konser coşkusu anlaşılmaz :)
Konser serilerim devam edecek… Takipte kalın… :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder