Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

26 Aralık 2011 Pazartesi

DÜN GECENİN NOTLARI - 1 [FATİH ERDEMCİ]

Yeni yılda siz ne yapacaksınız bilmem ama ben şahsen uzun yıllardır yapmayı ertelediğim şeyi gerçekleştirip bu sene yeni yıla PTT’de gireceğim! (Hala bilmeyen var mı bu açılımı? :) ) Zira ön-yeni yıl kutlamasını dün gece şahane bir gece ile gerçekleştirmiş bulunuyorum. Bu postun konusunu tam da dün gece oluşturuyor.

Efenim, dün gece üzerinize afiyet dolu dolu bir gece oldu. Gecenin startı 90’lı yılların sonunda önce 9’da 9 adlı Toplama albümdeki “Ben Ölmeden Önce” şarkısıyla albümün Kaan Öztürk’le birlikte en öne çıkan iki isminden biri olan Fatih Erdemci’nin Mask’taki programı ile başladı. Fatih Erdemci’yi bilenler bilir ancak televizyonlarını yeni açan dinleyiciler için Erdemci’den ve –şu anda- tek ve harikulade albümü “Yaşamak Zor” albümünden biraz bahsetmek lazım.

Kimdir Fatih Erdemci? 1970 yılında İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini yine İstanbul'da tamamladı.1990 yılında girdiği Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümünden 1998 yılında mezun oldu. Küçük bir çocukken müzik düşünmeye, lise yıllarında ise akustik gitar çalmaya başladı.Ve bu yıllarda birçok gece kulübünde sahne çalışmaları yaptı...

1998'de çıkan "9'da 9" adlı albümde yer alan pop-rock tarzındaki "BEN ÖLMEDEN ÖNCE" isimli parçasıyla müzik otoritelerinin dikkatini çekmeyi başardı. Müzik dünyasında büyük ilgi gören parçaya Ömer Faruk SORAK yönetmenliğinde,başarılı ışık oyunlarının kullanıldığı bir klip çekildi. Bu klip de en az parça kadar ilgi gördü ve Fatih ERDEMCİ sözü ve müziği kendisine ait olan bu parçası ile televizyon ve radyoların listelerinde üst sıralarda yer almayı başardı.

Bir parçasıyla 1998 yılında büyük bir başarıya imza atan Fatih ERDEMCİ, daha sonra da 10 parçadan oluşan "YAŞAMAK ZOR" adlı solo albümü ile sevenleriyle buluştu. Tamamının söz ve müziği kendisine ait olan albümün süpervizörlüğünü;Tansel DOĞANAY yaptı. Albümünün ilk klibi ise Hakan YONAT yönetmenliğinde "Suçum Değil" adlı parçaya çekildi. Klipleri bu sayfada izleyebilirsiniz.

Yaşamak Zor güzel albümdü, hala dinlediğim albümlerdendir. Benim için bir albümün kalıcılığı, üzerinden yıllar geçtikten sonra bile her dinlediğimde bana aynı hazzı yaşatabilmesi, o albümü dinlemeyi ÖZLEMEK, sözüyle müziğinin bir tutarlılık içinde olması gibi bunları içeren ama bunlarla sınırlı olmayan (evet çevirmenim ve evet “including, but not limited with”i buraya adapte ettim :) ) bir dizi kırılmaz Türkan Şoray kanunum var! Yaşamak Zor bunları bulabildiğim bir albümdü.

Albüm çıkış yılı 1999. Tempo Müzik’ten çıkan bu albüm ne yazık ki artık raflarda bulunmuyor. Bu nedenle yeni nesil müzik dinleyicisine Fatih Erdemci’yi tanıtmayı kendime görev biliyorum efenim. Albümün tüm söz-müzikleri Fatih Erdemci imzasını taşırken, aranjörü müthiş müzik adamı Tansel Doğanay’ı buradan anmamak olmaz… (Saygılar, Selamlar abi :) ). Zira bir şarkı asla ilk yapıldığı halde piyasaya çıkmıyor, doğru şarkının iyi bir aranjörün sihirli parmakları ile buluşması çıkartır çoğu zaman iyi şarkıyı. Bu albümdeki şarkıların sihirli parmağı olmuş Doğanay! Albümün vokallerinde, gene benim çok sevdiğim, ve Erdemci ile benzer zamanlarda albüm çıkaran ancak şu sıralar reklam cıngılları ile sesini duyduğumuz güzel ses Sibel Gürsoy’u görüyoruz, ki Sibel Gürsoy da muhakkak bir post’un konusu olacak. Albümün enstrüman kısımlarında adları geçen Eylem Pelit, Volkan Öktem Cengiz Köroğlu gibi isimler ise müzikalite konusunda albümün kalitesine dair tüm merakları gideriyor.

Şimdi böyle bilgileri cepte tutup, zamanında benim gibi bir müzikseveri cezbeden Fatih Erdemci’nin programı olur da gidilmez mi, sorarım size. Ben de aynen öyle yapıp fotoğraf makinemi (Noel Baba’dan yeni yıl için bir video kamera istiyorum, valla çok uslu durdum bu sene Noel baba!) alıp Fatih Erdemci’nin Mask’taki programına yollanıyorum. Üstelik sürpriz olarak blogumun ilk röportajını yapma ihtimali de var ufukta!

Fatih Erdemci’yle yaptığımız söyleşi de bu programın esasında 7. konseri olduğunu öğreniyorum. 2007'ye kadar devam konserlerden sonra verdiği 4 yıllık aranın ardından ilk olarak 9 Mart’ta Beyoğlu Hayal Kahvesi ve sonra 4 Kasım 2011’de Old City Club’taki performansından sonraki bu 3. konseri (doğrusu ben 3. sanıyordum. ne yazık ki müzik dünyasında gözden ırak olan gönülden de ırak olur kuralı değişmiyor. İlk 4 programdan haberim bile olmadı.) Fatih Erdemci'nin bir daha sahnelere bu kadar ara vermeyeceğin müjdeler gibiydi. Saat 21.30’u gösterdiğinde Mask’a varıyorum. Fatih Erdemci orada. Tansel Doğanay ile koyu bir sohbette. Sosyal ağdaki konuşmalarımıza ve 4 Kasım’daki programdaki tanışmamıza güvenerek, “usulca sokulup, ‘merhaba’ dedim!” Üstelik demekle kalmadım, blogum için kısa bir röportaj yapabilir miyiz, diye bile sordum! (Yaaa… :) ) ve postumun aşağıda detaylı olarak göreceğiniz ve heyecandan elimin ayağıma dolaştığı ilk röportajı böylece gerçekleşti. Fatih Erdemci röportajında yeni albümün müjdesini verdi.

T: Öncelikle teşekkürler, bu kısacık sürede blogumun ilk röportajı için bu kısacık görüşmeyi kabul ettiğiniz için. Sizin bildiğim programlarınız 4 Kasım’daki Old City Club konseri ve bu program.
Fatih Erdemci: Bu aslında bizim 7. konserimiz olacak. Uzun süre ara verdikten sonra ilk kez Hayal Kahvesi’nde çaldık. Ama tabi bu geceki yorumlar yeni yorumlar olacak. Bu konserler aslında ısınma turları, yeni albüm için hazırlık diyebiliriz.
T: Bu geceki programınıza gelirsek, ne gibi sürprizler var? Yeni şarkı müjdesi var mı mesela?
Fatih Erdemci: 5 tane yeni şarkım var, onları çalacağız, bunun dışında sevdiğim şarkılar olacak. Ben bu işi sahnede öğrendim, sahneden kendimi daha iyi hissediyorum ve bu işi sahnede sürmesini istiyorum. Sahnede söylemiş olduğum, söylemekten keyif aldığım rock şarkılarını da seslendireceğim, çünkü ben onlarla besleniyorum. Bu yüzden “Yaşamak Zor” albümünün bütün şarkıları ile birlikte yabancı cover parçalar da olacak.
T: Siz sahnede bu işi öğrendiğinizi ve kendinizi iyi hissettiğinizi söylediniz. Peki siz 90’ların sonunda büyük bir çıkış yapmış bir müzisyen olarak o dönemki sahne performanslarıyla 2000’li yılların sahne performanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fatih Erdemci: Tabi ki değişim var, müzik çok çeşitlendi. Eskiden daha hard rock ağırlıklı şarkılar çalınırken, şimdi daha popüler, daha funk, daha diskovari şarkılarla sahne hayatına aslında renk geldi. Bence bu kötü bir şey değil.
T: Çok teşekkür ederim bu görüşme için.

Lütfen sorularımdan dolayı beni kınamayınız, hiç hazırlığım yokken, bir anda ‘aaa olsa ne güzel olur’ diyerek yaptığım bir girişimdi :) . Veee teşekkür edip, Tansel Doğanay’ın masasına geçip geri sayıma başlıyorum. Masada Tansel abi, ben ve adını anmadan olmaz, blogumun isim babası Oğuzhan (a.k.a. vitrindeyiz) var.

Konser “Yaşamak Zor” albümünün en güzel slovlarından Hiçbir Şey Değişmez ile başladı. Bu şarkıda ben hep Bülent Ortaçgil havası sezerim. Öyle dinlendirici ve anlamlıdır. Erdemci bu albümün bu tek slovunu baştan söyleyerek gecenin arka arkaya tempolu şarkılarla geçeceğinin sinyallerini verdi. 


İlk albümden bombaları arka arkaya patlatıyor. Karanlık Sokakların Çirkin Çocukları biterken, Fatih Erdemci “Hep İstanbul’a dair ancak içinde İstanbul geçmeyen bir şarkı yapmak isterdim, işte bu oldu!” diyerek benim albümdeki en sevdiğim ve sözlerini kendime yorduğum şarkısı “Profesyonel”i söylüyor. “Ben bu şehrin en profesyonel yalnızı” derken kendimi düşünüyorum (Dert Faslı bu kadar! :) )

Bilen bilir (ya da kimse bilmezse ben bilirim) Fatih Erdemci’nin şarkılarının temel derdi hayattır. Hayata dair sözlerini incelerken hayatı çok iyi gözlemlediğini ve yansıttığını düşünürüm. Sözgelimi, Yaşamak Zor, Karanlık Sokakların Çirkin Çocukları, Hiçbir Şey Değişmez, Ben Ölmeden Önce doğrudan hayatın içinden duygulara yer verirken, Profesyonel, Gecenin İçinde, Yorgunum, Acıma Kendine, Son Umudum, Suçum Değil gibi aşka yazılmış görünen şarkılarında bile bu hayat, yaşamak, direnmek, yalnızlık meselesi kendini gösterir. Hepsi bir bütünün parçası içindeki bir metropol adamının yalnız kalışlarını, isyanlarını anlatır gibidir.  Bu açıdan sözleri sıradan bir şarkı sözü gibi değildir.

Ben Ölmeden Önce’nin yeri benim için ayrı. Bu şarkı üzerine uzun uzun düşündüğümü hatırlıyorum. Hani bazen insan tüm neşesini kaybeder ve sanki bir daha hiç mutlu olmayacakmış, hiç gülmeyecekmiş gibi hisseder. Hani “öldüm ben!” der ya insan, hisseder ya içi boşalmış bir çuval gibi… ve kendiyle, geçmişiyle hesaplaşır ya, bu şarkıda esasında ben fiziki yaşlanmaya isyandan çok bu bahsettiğim hayattaki tüm amacını ve neşesini kaybetmiş bir insanın isyanını görüyorum ölmeden önce derken. Ama her şeye rağmen içinde bir umut taşıyor, bir gün yine de yaşarım ben de yine! Bu şarkıda öyle bir ruh halinin izlerini görüyorum. Tabi bu benim yorumum, Fatih Erdemci belki de bambaşka duygularla yazmıştı bu şarkıyı.

Bu kısa felsefi aradan sonra yeni şarkılara geçebiliriz. Fatih Erdemci Yaşamak Zor’la devam ediyor. Bu arada şarkıların vokal kısımlarını kafamda Sibel Gürsoy vokaliyle tamamladım, ki ona da selam olsun, ne güzel yerleşmişti sesi şarkılara.

Gecenin beni en çok şaşırtan yorumu Gecenin İçinde oldu. Albümde hareketli ve funk bir tarzı olan şarkıya yapılan yeni slov düzenleme pek değişik ve keyifliydi. Bambaşka bir şarkı gibi olmuş. Nakaratı tanımasam yeni şarkı sanıcaktım :) Hatta Tansel Doğanay'la şakayla karışık yeni şarkı mı değil mi tartışması bile yaptım :) 

Konser yeni Fatih Erdemci besteleriyle devam etti. Anlamadım, Anlat Hikayeni [ruhuna kal diyemezsin, gölgene git diyemezsin] ve özellikle Tual grubunun tarzını çağrıştıran blues türünde Seni Çok Özledim en çok aklımda kalan yeni şarkılar oldu. Anlat Hikayeni ile Hiçbir Şey Değişmez kardeş şarkılar bence. İkisinde de Bülent Ortaçgil şarkılarının havası ve naifliği var. Bu şarkıları biraz düzenleme ile uçacaklarını düşündüğüm parçalar olarak, şimdiden favori Fatih Erdemci şarkılarım arasında yerlerini aldılar.

Konserin sonlarına yaklaşırken Fatih Erdemci’nin sevdiği şarkıların cover’larına dalıp tüm Mask cemaati Dire Straits - Money For Nothing’de I Want My MTV” diye ünlüyoruz ve aklım ister istemez geçen ay bitirdiğim tezime gidiyor :-) Arada bir yabancı şarkı daha söyledikten sonra gece Ben Ölmeden Önce ile çok şık bir şekilde sonlanıyor.

Son  söz:
Fatih Erdemci’yi izlemek eski bir dostla karşılaşmak gibiydi. Çok keyif aldım. Şarkıları albüm kadar canlı dinlemenin de tadı başkaymış.

Kısa Notlar: 1) Fatih Erdemci'nin Suçum Değil şarkısı, ilk olarak Yonca Kocadağ'ın 1994 yılı çıkışlı ilk albümü Her Daim'de İtirazım Var adıyla seslendirildi.
2) Fatih Erdemci'nin en son stüdyo kaydı Pamela'nın son albümü Stil Zengini'nde Düet yaptığı Ben Ölmeden Önce şarkısı oldu.


Hiç yorum yok: