TEMMUZ KONSERLERİ vol. 1
YAŞAR @ SANAT PERFORMANCE HALL [01.07.2017]
10 günlük konser arasının ardından Temmuz ayı konser maratonum 1 Temmuz Nevizade Sanat Performance Hall’daki Yaşar konseri ile başladı.
Temmuz ayının ilk konseri, açılışını Yaşar’ın yaptığı,
Nevizade Sokağı’nda benim gibi konserseverleri yeni bir konser mekanına
kavuşturan Sanat Performance Hall konseri oldu. Konserden önce mekandan biraz
bahsetmek istiyorum. Haziran başında çok sevdiğim dostlarla rezervasyonumuzu
yaptırmıştık ancak daha önce bazı mekanlarda rezervasyona rağmen sıkıntı
yaşadığımız çok olduğu için acaba burada bizi nasıl bir şey bekliyor kaygısı
duymadım değil. Konser günü geldiğinde toplanıp mekana geldik. Önce bizi
kapılar açılana kadar terasta ağırladılar. Sonra yavaş yavaş aşağı katta konser
alanına gittik. Varan 1. İnanılmaz güzel bir ilgi ile karşılanınca
endişelerimizin bir kısmı uçmaya başladı. İnanılmaz güzel bir Yaşar kalabalığı
vardı. Konser girişi biraz dar olmakla birlikte, Yaşar konserlerinin kalabalık
olması beni her zaman mutlu etmiştir. İçeri girdik ve ilk izlenimim şahane bir
mekan kazanmış Nevizade ve İstanbul oldu. Ferah bir alanda, ayakta bilet alanlar da sahne önü masa alanlar da rahat rahat sahneyi görüyor ve kimse kimseyle dirsek dirseğe sıkışmadan konseri izleyebiliyor. Ayrıca üstünün açık olması yaz gününde kapalı mekandaki konserlerden sonra ayrı bir ferahlık verirken, kışın üstünün kapanıyor olması ayrı bir avantaj. Yaşar konserlerinin burada sık sık yapılacağını öğrendiğime sevindim. İlk gün aksilikleri de yaşanmadı değil, açılışta bu kadar fazla bir kalabalığı hesap edememiş olacaklar ki servisler biraz gecikti, ama bu çok dert edilecek bir şey değil. Hepsi zamanla yerine oturacak durumlar. Personel de çok ilgili ve güleryüzlüydü. Hülasa bu mekan böyle devam ederse, birkaç ufak eksiği iyi tespit edip ortadan kaldırırlarsa, civardaki benzer mekanları siler süpürürler.
mekan kazanmış Nevizade ve İstanbul oldu. Ferah bir alanda, ayakta bilet alanlar da sahne önü masa alanlar da rahat rahat sahneyi görüyor ve kimse kimseyle dirsek dirseğe sıkışmadan konseri izleyebiliyor. Ayrıca üstünün açık olması yaz gününde kapalı mekandaki konserlerden sonra ayrı bir ferahlık verirken, kışın üstünün kapanıyor olması ayrı bir avantaj. Yaşar konserlerinin burada sık sık yapılacağını öğrendiğime sevindim. İlk gün aksilikleri de yaşanmadı değil, açılışta bu kadar fazla bir kalabalığı hesap edememiş olacaklar ki servisler biraz gecikti, ama bu çok dert edilecek bir şey değil. Hepsi zamanla yerine oturacak durumlar. Personel de çok ilgili ve güleryüzlüydü. Hülasa bu mekan böyle devam ederse, birkaç ufak eksiği iyi tespit edip ortadan kaldırırlarsa, civardaki benzer mekanları siler süpürürler.
Gelelim konsere. Zaten benim için Yaşar konserlerinin her
biri sanki ilk kez Yaşar’ı izliyormuşum heyecanıyla geçer. Ancak bu konserde
ayrı bir heyecanım vardı. Bir süre önce, albüm yazısında da belirttiğim üzere,
fonunda İstanbul olan bir albüme imza atan Yaşar hem albümün ilk İstanbul
konserini, şarkılardan birine de adını veren Nevizade Sokağı’ndaki bu mekanda
veriyordu. Nevizade Sokağı şarkısının tam yerini bulduğu bir konser oldu. Yaşar
konseri aynı zamanda mekanın da ilk konseriydi. Yaşar Markiz’le başladığı
konserinde, yeni albümünün nabzını da tuttu. Seyirci reaksiyonu Yaşar için
önemlidir. Albüm satışları iyi gidiyor olsa da, seyircinin şarkılara ilgisi ve
eşliği esas kriterdir Yaşar için ve bu konserde bunu gördüğü için midir ayrı
bir coşkuluydu Yaşar. Şarkılar ezberlenmiş ve seyirciler de Yaşar’ın verdiği
pasları çok iyi yakalayıp geri gönderince tadından yenmez bir konser oldu.
Bilhassa Nevizade Sokağı tam yerini bulurken, benim şahsi favorim Seni Sevmeyi
Sevmiyorum’da öyle bir huşuya vardım ki, bir baktım gözlerimden yaşlar
boşanıvermiş. Şakası Yok ile de coşku tavana çıktı. Şöyle diyeyim: albümde
dinlediğinizde etkili olan duyguyu 4’le çarpın, bir de bunu karşınızda canlı
canlı söyleyerek siz ağlatan bir adamı düşünün. Yaşar konseri öyle geçti. Sadece ağladık mı? Tabi ki hayır. Kâh birlikte konser izlemesi en keyifli dostlarımdan Bircan’la kendimizi masanın önündeki küçük alanda dans ederken bulduk, kah bir kadeh tokuşturmasıyla sevincimizi, hüznümüzü şarkılara katıp boğazımızdan aşağı yuvarladık. Gel Benimle, Bela Sevdan, Onun Vedası, Sebepsiz Fırtına, Acıtmıyor Sevdan, Hayırdır İnşallah, Sevda Sinemalarda, Onbir Ay, Divane, Bir Tanem, Kumralım, Esirinim ve tabi ki Kuşlar gibi hitlerinin ve hep repertuarına aldığı Kan ve Gül, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Anlıyorsun Değil Mi, Hep Karanlık sevdiği üstatların şarkılarının yanı sıra, yeni albümünden Şehir Yalnızlığı, Nara, Aşk Bozumu, Markiz, Nevizade Sokağı, Seni Sevmeyi Sevmiyorum ve Şakası Yok’u seslendirdi Yaşar. Diyebilirim ki albüm başlı başına insanın içine işlerken, Yaşar’ın yeni şarkıları bilhassa çok yüksek tonlara çıkan baladları Şakası Yok ve Seni
Sevmeyi Sevmiyorum’un canlı yorumu albümdekinden bile daha vurucu ve sarsıcı oldu, seyircilerin eşliği de şarkıları daha bir keyifli hale getirdi. Konserin bir de sürprizi vardı. Albümün genel olarak şarkılarında imzası olan Murat Güneş de o gece Yaşar’ı izlemeye gelmişti ve gece sahibinin sesinden Nara ile sona ererken, sahnede Yaşar ve Murat Güneş’in Nara düeti arşivlik ve o an orda olduğumuz için kendimizi şanslı hissettiğimiz görüntüler meydana getirdi. Yaşar başka bir keyifliydi, biz başka bir heyecanlıydık. Her duyguyu dibine kadar yaşadığımız dolu dolu bir konserin ardından,
klasiğimiz olan kulis muhabbetleri gecenin şahane cilası oldu. Bu
saatler Yaşar’ın da –çok
çok yorgun değilse ya da ertesi gün konseri yoksa-
bizim gibi birkaç dinleyicisiyle birebir görüşebildiği anlar. Bu anlar fotoğraf
ve imza kadar dostlarım dediği dinleyicileri ile muhabbet etme imkanı bulduğu
anlar aynı zamanda. Yaşar bu anlarda ne kadar yorgun olursa olsun, mutlaka
vakit ayırır, sevenleri ile muhabbet eder ve gönlünü gün eder. Bu konserde de gelenek
bozulmadı ve biz anılarımıza yeni imzalar, fotoğraflar ve muhabbetler ekleyerek
oradan ayrıldık.
canlı söyleyerek siz ağlatan bir adamı düşünün. Yaşar konseri öyle geçti. Sadece ağladık mı? Tabi ki hayır. Kâh birlikte konser izlemesi en keyifli dostlarımdan Bircan’la kendimizi masanın önündeki küçük alanda dans ederken bulduk, kah bir kadeh tokuşturmasıyla sevincimizi, hüznümüzü şarkılara katıp boğazımızdan aşağı yuvarladık. Gel Benimle, Bela Sevdan, Onun Vedası, Sebepsiz Fırtına, Acıtmıyor Sevdan, Hayırdır İnşallah, Sevda Sinemalarda, Onbir Ay, Divane, Bir Tanem, Kumralım, Esirinim ve tabi ki Kuşlar gibi hitlerinin ve hep repertuarına aldığı Kan ve Gül, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Anlıyorsun Değil Mi, Hep Karanlık sevdiği üstatların şarkılarının yanı sıra, yeni albümünden Şehir Yalnızlığı, Nara, Aşk Bozumu, Markiz, Nevizade Sokağı, Seni Sevmeyi Sevmiyorum ve Şakası Yok’u seslendirdi Yaşar. Diyebilirim ki albüm başlı başına insanın içine işlerken, Yaşar’ın yeni şarkıları bilhassa çok yüksek tonlara çıkan baladları Şakası Yok ve Seni
Sevmeyi Sevmiyorum’un canlı yorumu albümdekinden bile daha vurucu ve sarsıcı oldu, seyircilerin eşliği de şarkıları daha bir keyifli hale getirdi. Konserin bir de sürprizi vardı. Albümün genel olarak şarkılarında imzası olan Murat Güneş de o gece Yaşar’ı izlemeye gelmişti ve gece sahibinin sesinden Nara ile sona ererken, sahnede Yaşar ve Murat Güneş’in Nara düeti arşivlik ve o an orda olduğumuz için kendimizi şanslı hissettiğimiz görüntüler meydana getirdi. Yaşar başka bir keyifliydi, biz başka bir heyecanlıydık. Her duyguyu dibine kadar yaşadığımız dolu dolu bir konserin ardından,
İşte konserden birkaç fotoğraf ve video:
Yaşar şarkıyı söylemiyor, yaşıyor derken tam olarak bundan bahsediyorum. |
Sahibinin sesinden Nara'lanırken |
Bis'te Kuşlar orkestrası |
VİDEOLAR:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder