Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Ocak 2015 Cumartesi

TUNCA GECELERDE -1-

SİBEL CAN'LA FELEKTEN BİR GECE
Sevgili blogdaşlar, konsersiz ve etkinsizlik geçen bir Kasım ayından sonra, Aralık ayı resmen bu konsersizliği telafi ettiğim ay oldu. Bu yazıda, içimde bir süredir yazamamanın verdiği bir birikmişle, Kasım ayında gittiğim iki, Aralık ayında gittiğim 8 etkinlikten bahsedeceğim.

Efenim ilk olarak benim bu sene kafamda kendi tarzım olmayan insanların sahnelerini görme kararımın ilk adımı olarak yıllardır görmek isteyip, hatta küçümseyici bakışlara maruz kalmak bahasına bu arzumu dile getirdiğim, ama çok fazla methini duyduğum için çok fazla merak ettiğim ve nihayet şartların olgunlaşmasıyla gidebildiğim Sibel Can konserinden bahsederek başlamak istiyorum.  Kasım ayındaki bu konser etkinliğim için Bostancı Gösteri Merkezi’ndeki konsere aylar önce bilet almama rağmen dokuzuncu sırada zor yer bulabilmem, ilginin izdihamın ilk göstergesi gibiydi, konser günü insanlar özellikle kadınlar bütün salonu tıklım tıkış doldurmuş durumdaydı (hatta bütün koltuklar dolduğu gibi 400 de ekstra sandalye getirildiği bilgisini aldım) Konser kadınlar matinesi gibiydi zaten. 

Sibel Can sahnede tam bir dişi ve insanlarla diyalogu, bakışı, kendine baktırması ile inanılmaz bir performans sergiliyor… Hani sahneyi doldurmak derler ya aynen öyle bir etki halindeydi. Son albümünün şimdiden en sevilen şarkılarından olan Kış Masalı ile başlayan konserde beklediğim kadar eğlendim. Sibel Can’ın sahnesi kadar onu sevenlerin izdihamını görmek benim için değişik bir deneyim oldu. Bir ara sahneden inip salonu dolaştı, aboooov o kadınları görüceksiniz, bir kare fotoğraf bir elini tutmak için birbirini ezenler mi istersiniz, Sibel Can selam verdi hıçkıra hıçkıra ağlayanlar mı... Bir gerçek var, insanlar Sibel Can’ı gerçekten seviyor ve Sibel Can da karşılığını gösteriyor. Durum böyleyken, bu yoğun ilgi karşısında anında Botancı Gösteri Merkezi’nin programına o dakika bir Sibel Can konseri daha eklediği bilgisi geldi (8 Nisan Cumartesi günü).

Sibel Can konserde yeni albümünden Kış Masalı, Galata, Oh Oh gibi şarkılarının yanı sıra, Hançer, Çakmak Çakmak, Çantada Keklik, benim kişisel favorim Belliydi Zaten, Padişah, Berivan gibi klasik Sibel Can şarkılarını seslendirdi. Konserine Türk Sanat Müziği repertuarından da eklemeyi ihmal etmeyen Sibel Can, bir ara sahneyi vokalisti Erkan’ı bıraktı ve şarkısında eşlik etti. Konserlerinin geleneği haline gelen oryantal gösterisini ihmal etmeyen Sibel Can’ı izlemek gerçekten çok keyifliydi. Bu arada belirtmeden geçmiyim, Emret Öleyim, Deli Yüreğim, Daha Yolun Başındayım şarkılarını da dinlemek isterdi bu kulaklar.

Konser sonrası kulise gidip yanımda getirdiğim Hatırasıdır ve Seni Sevmek albümlerini imzalattım ve ayak üstü muhabbet etme imkanı buldum (güvenlik görevlisinin saçmasapan tavrına rağmen hem de) İzlenimim çok tatlı ve muhabbet bir kadın, teşekkür etti cdler için ve ilk kez konserine geldiğimi söylediğimde beğenip beğenmediğimi sordu, beklediğimin üzerinde güzeldi deyince sevindi. Yeniden teşekkür edip yanından ayrıldım.
------------------------------------------------------
LEMAN SAM'LA HER TELDEN 
 Leman Sam bu ülkenin en kıymetli sanatçılarından ve sanatçı kimliğine, tanıştıktan sonra gördüğüm sıcak kişiliği ve hayata, toplumsal olaylara duyarlılığı eklenince kıymeti daha da artıyor. Leman Sam'ın uğradığı psikolojik linçten sonra, 20 Kasım'da Kadıköy Sahne'de konser vereceğini duyar duymaz, ilk konserinde işi gücü bıraktım ve bu güzel kadını izlemeye gittim.
Konser çok kalabalık olmayan ama öz bir Lemansever kitlesi ile biz bize bir gece olarak geçti. Repertuarındaki klasiklerinin yanı sıra, Ahmet Kaya'dan Zülfü Livaneli'den klasikleri söyleyen Leman Sam, arada anlattığı şiirleri ve anılarıyla hem burnumuzun direğini sızlattı hem de gülümsetti. Son zamanlarda yaşananlara da gülüp geçen Leman Sam düşmana nispet, dostlara kısmet bir gece yaşattı ve "ne olursa olsun sahnede olacağının" sözünü verdi. Yeri geldi güldük, yeri geldi dertleştik, yeri geldi söyleştik, yeri geldi danslar ettik, yeri geldi Leman Sam sahneden aramıza indi, "bu gece sabaha kadar söylemek istiyorum, ne isterseniz söyleyeceğim" dedi ve gerçekten de baya kalabalık bir repertuarla bizleri duyguya duyguya geçirdi. "Hey Yıllar"la yılları saydık, "Rüzgar" olup pencerenin perdesini havalandırdık, mücadeleden "illa" vazgeçmedik, hayvanlara "kıyamam sana" dedik, "nereye kadar" dedik olan bitene, "gül güzeli" gelip omzumuza kondu, Erdal Eren'i, Denizleri, Ahmet Kaya'yı ve yiten gezi canlarını andık...
Konsere Leman Sam'ın eski yardımcılarından bir müzisyenin (adını unuttum şimdi) seslendirdiği şarkıları ve Leman Sam ile birkaç anısı da renk kattı. Konser üç saat kadar sürdü ve Leman Sam büyük alkışlarla ve Çav bella marşıyla sahneden indi. Biraz kulis muhabbetinden sonra, oradan ayrıldım. Kasım ayının son konseri böylece bitmiş oldu.

Hiç yorum yok: