En Kötü Günümüz Böyle Olsun
Özel konuğun Harun Tekin olduğu gecede kahkahalar ve tabi Harun Tekin’le her telden muhabbetlerle güzel bir akşam geçirdik. Daha önce katılmadığım için her şeyin benim için yeni bir deneyim olduğu bu gece hakkında izlenimlerim bu yazının konusu. Böyle ortamlara ilk kez girince, benim ya çeneme vurur ya da büsbütün içime çekilirim. O gece çeneme vuran gecelerdendi. Zira takip edenler bilir, müzik söz konusu olduğunda çenem durmaz, aklımdan geçenin dilime düşmesi 5 saniye sürer. O gece müzik hayatımla ilgili alakalı alakasız başını şişirdiğim herkese özürler :)…
Hararetle anlatıyorum |
Masadaki diğer blog yazarlarıyla muhabbetin ardından Olcay'la eski albümlerden, yeni albümlerden, Sertab Erener'den, kliplerden, programlardan dem vuruyoruz. İnsanın frekansının aynı olduğu biriyle muhabbeti başka bir keyifli oluyor. Arada bir fırsatını bulup Harun Tekin’le muhabbetin yollarını gözetiyorum. İşte o fırsatlardan biri. Usulca eğilip, “Sizin benim için en özel şarkınız, Gül Kendine albümündeki “Bir” şarkısı,” diyorum, “herkes ‘Bir Derdim Var’ der Mor ve Ötesi denince, ama benim için ‘Bir’ şarkısı, üstelik albümün son şarkısı olmasına rağmen, çok başka bir yerdedir" deyip biraz mırıldanıyorum hatta (evet canlar, Harun Tekin’e Harun Tekin şarkısı söyledim :)) Seviniyor ve yakın zaman önce o şarkının İtalyanca'ya çevrilmiş bir versiyonunu dinlediğini ve şaşırdığını söylüyor.
Olcay'la bir muhabbet anı... |
Sonra Youtube meselesine ve tabi ki Eurovizyon meselesine değiniyoruz. Daha doğrusu ben değiniyorum, Harun Tekin sabırla dinliyor :). Harun Tekin iki meselenin de yakın zamanda çözümleneceğini düşündüğünü söylüyor. Çok da detaylı konuşmuyoruz bu konuyu. Son olarak benim zamanında çalıştığım bir müzik yarışmasında Mor ve Ötesi şarkılarından “Uyan” ile birincilik kazanan gruptan bahsediyorum. Derken sigara molaları biten insanlar yerlerine geri dönüyor ve ben de daha fazla sıkmamak için yanında ayrılıyorum. Gene de aklımdakilerin yüzde 90’ını sorup/söyleyip cevaplarını alabilmenin mutluluğunu yaşıyorum.
Harun Tekin’in müthiş biri olduğunu düşünüyorum. Bir kere eleştiriyi kaldırabiliyor ve nezaketi hiç elden bırakmıyor ve en önemlisi dinliyor ve savunmaya geçmiyor. O öyle karşımdayken, sanki çok bilinen bir grubun solisti değil de, beraber müzik ve hayata dair her şeyi konuşabildiğimiz bir dostumuz gibi.
Gece gene muhabbetlerle sürüyor ve sonuna doğru Harun Tekin ve arkasından grubun bazıları kalkıyor. Tolga abi ve birkaç kişi kalıyoruz, “hadi" diyoruz, “bu gecenin hatrına ‘yeni rakılarımızı’ tokuşturalım. Bu arada Tolga abinin kitabından bahsediyorum, tebrik ettikten sonra, "çıkış zamanlaması manidar," diyorum (sebebi bende kalsın), “öyle bir zamanda çıktı ki, ayarlasan bundan daha doğru bir zaman olamazdı, bu kitap baş ucunda durmalı ve sindire sindire okunmalı" diyorum. Biliyorsunuz Tolga Akyıldız'ın "Özür Dilerim Çok Sevdim" kitabı çıktı, (aldınız değil mi?) Kitap şimdiye kadar genelde hep kadınların kadınlar açısından anlattığı aşkı ve ayrılığın erkek tarafını anlatıyor. Bir erkeğin kendini sorgulamaları, hesaplaşmaları, ayrılığı nasıl kaldırdığını ya da nasıl kaldıramadığını, isyanlarını… insanlığını anlatıyor aslında. Bence erkekler bu kitapta belki kendi içlerinde çözemedikleri soruların cevaplarını bulacak, kadınlara çoğu zaman ‘duygusuz ve odun’ dedikleri erkeklerin iç dünyasını anlamalarına bir kapı açacak...
Bu dip notu da ekledikten sonra gecenin sonuna geliyoruz. Tolga abiye bir kez daha teşekkür edip, bir dahaki buluşmada görüşmek dileklerimle oradan ayrılıyorum. Benim için güzel, faydalı ve mutlu olduğum gecelerden biriydi. Sizlere bu programlar oldukça yazmaya devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder