AŞKIN NUR YENGİ İLE SAHNE TOZU
Sözü fazla uzatmadan konuya geçicem sayın postdaşım. Bu
hafta benim için süper olağanüstü geçti.
Bir hafta içinde, katılmaktan mutluluk duyduğum iki etkinlik oldu. Bu
yazıda bunlardan ilkini, diğer yazıda ikincisini okuyacaksınız.
Katıldığım ilk etkinlik 26 Mayıs’ta Aşkın Nur Yengi ile
Sahne Tozu programı oldu. Bu sezon 5. Defa gerçekleşen programın sezon
finaline, kanıma giren Mehmet Akif’le birlikte gittik. Aşkın Nur Yengi benim
için hep özel insanlardan olmuştur. Onu ilk kez 1990 yılında Erkan Yolaç’ın
sunduğu Bizden Size programında görmüştüm. Yarım kol bir bluz, saçları arkadan
albüm kapağındaki gibi toplu, Ayrılmam’ı söylüyordu. Onu izlerken büyülendiğimi
hatırlıyorum, öyle içime işlemişti ki o sahne, kafasını iki yana sallayışı bile
yıllardır gözümün önünden silinmeyen bir kare olarak bunca yıl benimle geldi. O
şarkıyı ne zaman dinlesem kafamı istemsizce o şekilde sallamam bundan.
Bir gün Sivas’ta çok büyük bir fırtına kopmuştu. Öyle büyük bir
fırtınaydı ki, evlerin çatıları uçmuştu. Göz gözü görmüyor derler ya, işte öyle
bir şey. Ben 7 yaşında saf, okul servisi bekliyordum o fırtınada. Annemin
balkondan bana bağırıp içeri koşuşumu hatırlıyorum. Diyeceksiniz ki ne alakası
var şimdi Aşkın’dan bahsediyordu yazı. Bekleyiniz azıcık. Eve geldim ve teypte
bilin bakalım kimin kaseti vardı. Aşkın Nur Yengi – Sevgiliye tabi ki ve kaset
sanki o güne özel bekliyormuş gibi Öyle Bakma şarkısında kalmıştı: Esiyorken
rüzgarlar çılgınca başımda… Bu şarkıyı her dinlediğimde o kare gelir aklıma ve
aklıma eskiye dair bir kare getiren şarkılar hep benim için ayrı bir özel olur.
Sevişmek kelimesini de ilk defa o albümde duyduğumu da
burada parantez içinde belirteyim.
Burada kendimi rezil edecek bir çocukluk anekdotumu da
anlatmadan geçemiycem. 1990 ya da 1991, Hesap Ver çıkmış mıydı emin değilim,
bir aile meclisinde, tesadüfen Süheyla hanım ve Zeynep de vardı. Bunu
hatırlıyorum, çünkü içinde bir şarkıcı adı geçen hiçbir anımı unutmam. Aşkın
Nur Yengi’nin ablası ve yeğeni olarak tanışmıştım, tabi ki çocuklar ayrı bir
yerde oynuyordu, ben de gidip Zeynep’e (şu anda zinhar hatırlamaz tabi) “Sen
hiç Aşkın Nur Yengi’yi gördün mü?” diye gerzekçe bir soru sormuştum ki, hala
anlatırken salaklığıma yanaklarım kızarır :)
Sonra Hesap Ver günleri… Ellerimde şişe, her o dönemki
yeniyetme müzikle ilgili çocuk gibi şişeyle o Nazlanma sesini yapmaya
çalışırdım: Yubaaa bu, Yubaa bu, Yep yepi bau Yubaa bu… :) O dönemde
şarkıcıların 900lü hatları modaydı, ben de magazine ve müziğe aşırı ilgili bir
çocuk olarak hepsini aramıştım. O hatlarda banda kaydedilmiş şarkıcılar saçma
sapan hikayeler veya o gün ne yaptıklarını anlatırdı, ben de sevinirdim, “ahahah
Aşkın Nur Yengi bugün pazardan iki kilo patates almııış” bu sevinmeler, gelen
telefon faturası sonrası acı tecrübelere dönüştü, ama bunu burda anlatmıyım
şimdi.
Sonra Sıramı Bekliyorum… 1993 yılında çıkan bu albüm arşivcilik
yaşamımın ilk CDsi olarak arşivime girdi. (Kayahan – Siyah Işıklar ve Nilüfer –
Geceler CD’si ile birlikte aynı anda almıştım) Aşkın daha bir güzelleşmişti bu
albümde, o kıvır kıvır saçlarını çok seviyordum. Benim için kişisel olarak da
Türk popüler müziğinin tepe noktası dediğim albümlerden biridir.
Sonraki yılları bir sürü güzel albüm izledi, Kara Çiçeğim,
Haberci, Aşk Kazası, Rafet El Roman Düeti Peşindeyim, Aşkın Nur Yengi 2002, Yasemin
Yağmurları, Aşkın Şarkıları ve Gözümün Bebeği… Hepsi kaliteli, şahane
albümlerdi.
İşte bu yukarıda yazdıklarım bu muhteşem geceyi izlerken
beynimden geçenlerin kısa bir özetiydi. Geceyi özetleyecek olursam, Aşkın Nur
Yengi’nin herhangi bir konser programı gibi de biz bize olduğumuz bir gece gibi
planladığı ve Aşkın’la beraber şarkı bile söyleyeceğiniz, anekdot anlatabileceğiniz
bir gece olarak tasarlanmış. Tabi ki gecenin mimarı Hakan Eren’i de anmak lazım
burda. İdolüm nokta com resmen! Osmantan Erkır’ın sunduğu gece Aşkın’ın
vokalistlerinin İspanyolca Flamenko şarkılarından bir derlemesiyle başladı.
Birkaç şarkı sonra, Aşkın hoş bir konuşmayla programa başladı, kâh sahne
üzerinde seyircilere laf attı, kâh sahneden inip müzisyenlere laf attı ve tabi
ki yılların eskitemediği şarkılarını seslendirdi.
Programdan konuşurken şarkıları sıralıyordu, bizim de Mehmet
Akif’le resmen totem yaptığımız bir şarkısı var Aşkın’ın İmkansızım. Sesimizi
duyurabildik ve Mehmet Akif’i hatırlayarak onore etti. Bu bence bir müziksever
için müthiş anlardan biri. Velakin gecenin sonlarına doğru (en azından bizim
için) İmkansızım’ı küçük bir konuşma eşliğinde Mehmet Akif için söyledi.
Çok enerjik ve farklı
bir atmosferdi. Onu izlerken, 18 yaşında tanıdığım Aşkın’ı ve nereden nerelere
geldiğini/geldiğimizi düşündüm. O şarkıları dinlerken çocukluğuma gittim, sanki
o zamanlardan kalma bir program ya da konserde gibiydim. Bir an zaman 1990’a
gitti geldi. Aşkın Yalancı Baharla başladığı programa, arka arkaya hitlerini
sıralayarak devam etti: Başka Bir Şey, Karanfil, Susma, Sevgilim, Hesap Ver,
Zehir Gibisin, İmkansızım… O duygu Aşkın’ı çocukken kasetten dinlediğim
duyguydu. Karşımdaki de 18 yaşındaki Aşkın’dı. Buydu yıllardır hasret kaldığım
Aşkın sahnesi. O gece orada bulunmak bir şanstı benim için.
Sezon finali olduğu için ünlü sanatçı konuk kategorisi hayli
genişti. Selçuk Ural, Semiha Yankı, Zeliha Sunal ve Serhat Kılıç da Aşkın’ın
sahnesinin tozunu yutanlar oldu.
Aşkın’ı bir ara sahneden indiği vakti kollayıp, Mehmet Akif’le
soluğu Aşkın’ın yanında aldık ve bir fotoğraf çektirdik. Sonrası Mehmet Akif’in
yetişmesi gereken uçağı nedeniyle göremediğimiz ama duyumlarımıza göre enfes
geçen bir Alaturka faslı, göbekler ve muhabbet şeklinde geçmiş. Kaçırdığıma
üzüldüm ama benim zaten görmek istediğim Aşkın’ı eskimeyen şarkılarını yıllar
sonra sahnede söylerken görmekti ve bu olmuştu.
Aşkın’la o gece dilim tutulmayıp da konuşabilseydim, diyeceklerim
yukarıda yazanlar olacaktı. Olsun belki bir gün bu satırları okur da, biri için
ne kadar özel olduğunu bilir. Yeni sezonda inşallah bir daha olur ve
tekrarlanır bu geceler. Zira daha söylenecek çok Aşkın Nur Yengi şarkısı var.
Gecenin videosu ve diğer fotoğraflar da burada:
(Sesim için özür diliyorum kulaklarınızdan, azıcık fazla çıkmış :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder