Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Ocak 2015 Cumartesi

ALDIM, DİNLEDİM, YAZDIM - KAYAHAN'IN EN İYİLERİ 1

KAYAHAN'A SAYGI ALBÜMÜ

Çıktı çıkacak, geldi geliyor, bu hafta değil haftaya, haftaya değil sonraki haftaya derken, beklenen albüm çıktı ve beklendiği gibi büyük bir ilgiyle karşılandı. “Büyük Usta” (aman bunu da yazayım da mahkemeye filan vermesin) Kayahan’ın albümü bu yazının konusudur canım blogdaşlarım.

Benim için iki Kayahan vardır, biri 90lı yıllarda sözleriyle müziğiyle içimizi içimizi yakan ya da yüzümüze kocaman bir gülümseme yerleştiren sahici şarkıların sahibi sempatik ve babacan Kayahan, biri de 2000’li yıllarda müziğini arabesk soslu bayık melodilere döndürmesinin yanı sıra; yaptıklarıyla, söyledikleriyle, tavırlarıyla iyice sevimsizleşen ve bir kesimin artık ciddi olarak en hafif tabirle “sevmediği”  Kayahan (şahsen ben mesela bir Yağmur’u, Her Şeyden Çok’u, Sensiz Olmaz Ki’yi, Esmer Günler’i, Geceler’i ve daha birçok hiti çıkaran Kayahan nerde, bu 2000’li yılların Kayahan’ı nerde, gerçek Kayahan buysa, o samimi babacan Kayahan hangi gezegenin Kayahan’ıydı diye düşünürüm her seferinde)! Bu albüm de beni destekler nitelikte zira, Gönül Sayfam dışındaki bütün şarkılar 80’li, 90lı yılların albümlerinden çıkan hitler.

Albümdeki şarkıcıları ve yorumcuları tek tek irdelemeden birkaç noktadan bahsetmek istiyorum albümün geneliyle ilgili. Albümü genel olarak beğenmekle birlikte, öncelikle bir saygı albümü olarak –belki de çıta çok yüksek olduğu için- bazı beklediğim şarkıları ve yorumları bulamamanın üzüntüsünü yaşadım.  Genel olarak şimdiye kadar çıkan saygı albümlerinin birçoğunda (hepsinde değil, bu da ayrı bi yazı konusu) görülen eksiklik (belki kulakların beklediği vurguları başka seslerden duymaya alışkın olmamanın da neticesi olarak), o oldu bitti havası, bu albümde de karşımıza çıkıyor. Bu albüm, adındaki 1’den anlaşılacağı gibi, iki(?) albüm olarak düşünülmüş olmasına rağmen, en baba şarkıların bu albümde olmaması neden dedirtti, öyle ya, bir sanatçıya saygı albümü yapılacaksa devamı gelse bile ilk albüme en baba şarkılar konulması beklenir.

Bazı şarkıları ve bazı şarkıcıları bu albümde çok gereksiz bulduğumu da belirtmek isterim. Mesela yorumlamaya gerek bile görmediğim Öykü Berk’in alakasızlığı ve o şarkıyı flamenko yapayım derken garip hecelerle tırtamento’ya çevirmeleri gibi ya da bazı şarkıcıların bazı şarkılara duygu, ses ve duruş olarak oturmaması gibi şeyler ister istemez keşke biraz daha bekleselerdi ya da daha iyi planlama yapılsaydı düşüncesi yaratıyor. 
Öte yandan bazı seslerin bazı şarkıları, orijinalinin yarattığı duyguya yakın hatta üzerinde bir duyguyla uçurması gibi diğer uçta örnekler de yok değil… İşte bu yazıda bunları okuyacaksınız canım blogdaşlarım.

Son dönemlerde saygı albümleri yapmak pek moda haline geldi, geldi gelmesine de hepsinde aynı oldu bitticilik, satsın diye aynı isimleri görmek bir süre sonra insanda hakkıyla yapamayacaksanız hiç yapmayın dedirtiyor. Mesela bir bakıyorsunuz hepsinin ilk sırası aynı şarkıcıya ait (kim olduğunu tahmin etmezseniz ayıp), bu durum sizi bilmem ama ben de bir sıkkınlık ve bıkkınlık yarattı yoğun halde, bir starın kariyeri bu kadar yorulmamalı, üstelik artık yorum aynı, vurgu aynı, aalama uulama bile aynı. Bir tane saygı albümünde olmasa dişimi kırıcam, ama albümün satması için de onu şart görüyorlar ya, aslında o star için dezavantaj aslında.

Sonuç olarak eksiğiyle fazlasıyla raflarımızda gıcır gıcır eski Kayahan şarkıları kulaklarımızı gene epey bir süre şenlendirecek. O halde şarkılara ve yorumlara geçebiliriz.

TARKAN – YEMİN ETTİM
1991 tarihli bu Kayahan klasiği elbette ilk sırada olması kaçınılmaz şarkılardan biri. Türkiye’de slogan şarkı denince ilk akla gelen örneklerden, zira artık şarkının nakaratında geçen “sana sevdanın yolları, bana kurşunlar” günlük konuşmalara bile girmiş bir söz kalıbı oldu artık. Kayahan’ın (ve Nilüfer’in de tabi) klasiği olan bu şarkı Tarkan’ın sesinde bir yorgun savaşçıya dönüyor ne yazık ki. Aysel’de olduğu gibi bu albümde de Tarkan görevini yerine getirmiş bir tribüt memuru gibi şarkıyı söylüyor, maaşını alıyor ve gidiyor, yenilik yok, eski altyapıya bir karaoke yorumu var. Ama bu yorum da tutacak mı, tutacak, çünkü Tarkan’ın adı var! Bana bir şey hissettirmedi, özellikle Kayahan’ın coşkun bir sahicilikle “bir ara bir sor Allah aşkınahahaha” deyişi, Tarkan’ın standart vurgularında kaybolmuş gitmiş. Usulüne uygun söylemiş, söylemiş, ama hepsi bu işte, söylemiş! (Not: Tarkan başka ne yapaydı derseniz, Orhan Gencebay albümünde ‘Hatasız Kul Olmaz’ı nasıl uçurduğuna bakın derim). Belki de şarkıyla doku uyuşmazlığı oldu bu şarkıda. Şarkının aranjesi İskender Paydaş’ın elinden çıkmış.

İPEK TÜTER – MOR MENEKŞE
Albüme aile kategorisinden olması hasebiyle ikinci sıradan giriş yapabilen (çünkü ilk sıra Tarkan’a parselli) İpek Tüter, albümdeki en dinlenir yorumlardan birini yapıyor aslında. 1989 çıkışlı Benim şarkılarım-2/Siyah Işıklar’da yer alan şarkı zor bir değil, İpek Tüter de bu tip şarkılara sesi, yorumu giden bir solist. Yıllardır bu şarkıların içinde kala kala özdeşleşmiş.  Bu yüzden riske girmeden, zorlanmadan söyleyip bitiriyor, sesi yormuyor (Bu arada aklıma Beni Azat Et albümündeki “Her An Sevdan” şarkısındaki yorumu geliyor. Ne güzel şarkı ve yorumdu o). Bilgisayar yerine canlı enstrümanlarla çalınsaymış veya daha daha akustik düzenlenseymiş, daha iyi olabilirmiş sanki. Şarkının aranjesi Kayahan-İskender Paydaş’a ait. (Şimdi kafama terliği yiycem, az kaldı).

SEZEN AKSU ­– ODALARDA IŞIKSIZIM
Sezen Aksu’nun yolu Kayahan’la 1988 yılında seslendirdiği Bir Kuş Uçur (ya da herkesin bildiği adıyla Hep Karanlık) şarkısında kesişmişti ve Sezen’e çok yakışmıştı. Şimdi o yorumdan 27 yıl sonra Sezen Aksu ilk kez bir Kayahan şarkısı söylüyor.  1992 yılı çıkışlı bu parçada albümün harikalar yaratan isimlerinden biri (her ne kadar bazı kelimeleri ağzının içinde yuvarlasa da). Kadında doğal bir söylediğini hissetme güdüsü var, bu şarkıda iliklerine kadar gümbür gümbür hissediyor (ama nedense kafamdan Sezen’i bu şarkı yerine başka bir şarkıda görmek isterdim düşüncesini atamıyorum,  çünkü bu şarkı ayrıntısını Gülşen’de anlatacağım üzere “erkek” bir şarkı). Gene de albümün en çarpıcı yorumlarından biri, çünkü Sezen duygusunu biliyoruz ki aşkı da hüznü de keyfi de en dibine kadar, en sarsıla sarsıla yaşatan ve yaşatan bir duygu. Bu yüzden bu umutsuzluğun, yalnızlığın, isyanın, kavganın en dibine vuran şarkıya gümbür gümbür bir Sezen yakışırdı, öyle de olmuş. Bu ‘erkek’ şarkıyı kadın vokal olarak sadece Sezen söyleyebilirdi. (Bu şarkıyı söylemeseydi, en uygun şarkı, lakabına da atıfta bulunurcasına, Bir Garip Serçe olurdu, hatta keşke öyle olsaydı Sezen’i “yandı mı bu postaneler, yıkıldı mı yoksa?” derken düşündüğümde) Şarkıyı Ozan Bayraşa düzenlemiş.

SILA – CANIM SIKILIYOR CANIM
1989 yılı çıkışlı Siyah Işıklar albümünde yer alan şarkının Sıla yorumu albümün kesin ve açık ara en iyisi. Kayahan'ın en iyileri albümünde şarkıya en çok yakışan solist ya da soliste en çok yakışan şarkı. Sadece bir piyano, çello ve gitar eşliğinde su gibi akan bir yorumla, o yalnızlık ve canının sıkılmasını taa içinden hissettiriyor insana. Çok fazla yoldan sapmadan, çok fazla yorum katmadan, şarkıyı özüne sadık ama SILACA söylüyor, ki bu benim yeniden yorumdan anladığım bir husus. Sıla bu albümün yıldızı ve albümü çok güzel parlatıyor. Bir klip gelecekse, kesinlikle bu şarkı olmalı. Çok etkilendim, bu albümü bir daha dinlemeyecek olsaydım bile, bu şarkıyı ayrı bir yere koyardım. Şarkı Sıla söylesin diye yazılmış sanki. Sıla yeni neslin sözü ve müziğini kendisi yazan, eğlencelisi de hüzünlüsü de kendini dinleten, müzik piyasasına canlılık getiren en üst düzey solistlerinden biri (her ne kadar bazı şarkılarını biraz arabesk bulsam da) ve müzikteki iyi konumunu bu muhteşem yorumla taçlandırmış. Şarkının hakkını vermiş. Düzenleme İskender Paydaş’a ait. On numara beş yıldız.

CANDAN ERÇETİN – BÜYÜK AŞKIM
İyi ellerde yapılan bir estetiğin, bir görünüşü nasıl değiştirip güzelleştirdiğini şarkılar yoluyla anlatacak olsaydık, bu şarkıyı örnek verebilirdim. Nilüfer’in 2001 yılında çıkan Büyük Aşkım albümüne de ismini veren şarkı, Candan’la resmen metamorfoz geçirerek bambaşka bir görünüme bürünmüş. Şarkının Nilüfer hali ne kadar ağır aksak ve bir türlü sonu gelmiyorsa, bu versiyonu o kadar canlı ve kendini dinletiyor. Başka bir şarkı mı dinliyorum dedim hatta. Candan’ın yorumculuğu zaten tartışılmazken, Balkan ezgilerine büründürdüğü bu düzenleme, şarkıyı orijinalinin bile üzerine çıkarmış. Şarkıya renk gelmiş, ruh gelmiş, balo salonundan halkın arasına inmiş şarkı ve bence bu haliyle özünü bulmuş. Şarkıda “uçur beni büyük aşkım” diyor ya, işte uçurmuş Candan şarkıyı. Nilüfer yorumunda “kucağını aç bana, kollarına al beni” yorumu ne kadar “snob” duruyorsa, Candan’da o kadar içten (Bu arada yanlış anlaşılmasın Nilüfer’in yorumu ve sesi güzeldi, ancak şarkı düzenlemesi çok çok çok ağır olduğu için bir süre sonra bit artık dedirtiyordu.) Candan’la bu şarkıyı sanırım daha birçok defa dinleyebilicem. Canlı enstrümanlarla müziğe doyabildiğimiz şarkının düzenlemesi Alper Erinç’e ait.

GÜLŞEN – EMRİN OLUR
İşte geldik yanlış sese yanlış şarkı düşüncemin kahramanına. Gülşen, Kayahan’ın 1998 tarihli albümüne de adını veren benim üç favori Kayahan şarkımdan biri olan Emrin Olur’a Ozan Çolakoğlu düzenlemesi ile hayat veriyor. Yorumu epey de ilgi çekti. Bunda Gülşen’in hık dese dinleyecek büyük bir dinleyici kitlesi olmasının da payı var tabi. Ama bence bu şarkı tam bir yanlış eşleşme. Sayın blogdaşım, bilirsiniz ki bazı şarkıların cinsiyeti vardır: söylemi, içerdiği sözlerin bağlamı, duruşu vs vs. nedeniyle bir kadın solist ya da bir erkek solist ile eşleşemeyecek şarkılar. Mesela Nil Karaibrahimgil şarkıları dişi şarkılardır, genellikle kadınları, kadınlık hallerini konu eder ya da kadın söylemli şarkılardır, erkek solist şarkıları değildir (Murat Boz’a verdiği Aşkı Bulamam Ben’i saymıyorum, zira o Nil’in yazdığı bir ‘erkek’ şarkı) ya da Ahmet Kaya’nın şarkıları genelde “erkek” söylemli şarkılardır genelde, kadın söylemine uymaz mesela. Anlatabildim mi? Bu şarkı da böyle bir şarkı işte. Bir ‘erkek’ şarkı, zira “emrin olur gülüm, baş üstüne” gibi söylemler erkeğe has söylemler. Bu açıdan Gülşen’in bu yorumu çok ilgi çekmekle birlikte, duygusunun içine giremediğim, çünkü Gülşen’i düşününce ne duruş olarak ne de söylem olarak bağdaştırabildiğim bir şarkı seçimi olmuş Gülşen için. Bakın Gülşen’e hangi şarkı giderdi biliyor musunuz? “Aman” Hem Gülşen’in cıvıl cıvıl neşeli tarafını öne çıkartacak, hem de Gülşen’in tarzı ile daha iyi eşleşecek bir seçim olurdu. O yüzden bu şarkıya maalesef puan veremiyor ve bizımla deyilsın demek istiyorum.

AJDA PEKKAN – GÖNÜL SAYFAM
Ajda Pekkan saygı albümleri geleneğini bozmadı ve bu albümde de yerini aldı. Bu şarkı bence Kayahan’ın kariyerindeki en sıkıcı şarkısı. Kayahan Beni Azad Et albümünden itibaren tercih ettiği ağdalı arabeskimsi Kayahan şarkılarına 2000 yılı çıkışlı bu albüm ve şarkıyla tüy dikmişti. Neyse sadede gelelim. Ajda’nın yorumculuğunu tartışacak değilim. Ama bu şarkıyı söylerken o Ajda duyguya giremedim, bağdaştıramadım diyelim. Zaten şarkıya karşı bi antipatim varken, Ajda aynı sıkıcılığı sürdürüyor maalesef. Bütün seslere tam basıyor ve söylüyor, tamam ama o kadar işte. İlk yarıda söylediği yorumu aynen ikinci tekrarda aynı ton ve vurgularla söylüyor, ne bir yorum katıyor, ne de bir farklılık getiriyor. Görevini yapıp iniyor, sadece söylüyor, hissetmiyor. Geçelim. Düzenlemesi Cem İyibardakçı’ya emanet edilmiş.

FUNDA ARAR – VE MELANKOLİ
Albümdeki iyi yorumlardan biri, üstelik Funda Arar’ın yer yer yoran yorumuna rağmen. Başka daha sakin bir şarkıda olsaydı keşke dedim aslında, ama bu şarkıda da Funda Arar 80’lerdeki Kayahan’ın sitemkar naifliği 2000’lerin metropol kadını yorumu katmış, daha asabi ve vurucu bir ton vermiş yorumu bu şarkıya. Bu da şarkıyı aslına sadık ama Funda tarzını ortaya koyan bir yoruma bürümüş. Kulaklarım hep “Dört yanımda uçurumlar”dan sonra Demet’in “naram naram”larını arasa da, albümün en eli yüzü düzgün yorumlarından biri olduğu için sineye çektim ben de bu durumu. 2000’leri melankolisi böyle oluyor demek ki. Düzenlemesi tabi ki Febyo Taşel’e ait.

MİNE KOŞAN – ALLAHIM NEYDİ GÜNAHIM
Albümün parlayan yıldızlarından bu yorum. Doğru şarkı-şarkıcı eşleşmesine örnek. 1993 çıkışlı Benim Pencerem’den albümünün hiti olmuştu bu şarkı. Mine Koşan’ı yıllar sonra bir albümde görmek, hem de gümbür gümbür bir yorumla albümün en yakışan yorumlarından birinde görmek çok güzel oldu. Allahım Neydi Günahım derkenki isyanını hissediyorsunuz, yer yer çok fazla gırtlak yapsa da, arabeskin şanındandır deyip yıldızlı onu yapıştırıyorum. Bu şarkı Mine Koşan’ın sahne çalışmalarında da repertuarına alabileceği bir şarkı. Düzenleme Yıldıray Gürgen’e ait.

ÖYKÜ&BERK – BENİ ANLAMADIN YA
Bir ara ayrı yollara gitmişken bu albüm için yeniden bir araya gelen ikilinin yorumu malesef albümün en zayıf performansı. Üstelik bu kadar hareketli bir şarkıyla yapılabilecek şeyler bu kadar fazlayken. Flamenko yapayım derken tırtamento olmuş, hele o “la fa la sol la fa la sol” derkenki vurgular, ritim kaçırmalar, zaten pek de matah olmayan bu şarkıya geçiniz bir kalem dedirtiyor. Halbuki benim beklediğim, madem Flamenko yapılacak bu şarkı, böyle Flamenko gitarlarla bir intro, yavaş tempoyla başlayıp hızlanarak ve yer yer temposu düşerek ve hızlanarak, yani sürprizli, şaşırtıcı ve özgün bir Flamenko performansıydı, şarkı çok uygun çünkü. Flamenko taklidi gibi olmuş maalesef bu yorum. Maalesef sizin flamenkonuzu anlamadık hiçbirimiz… Siz ona yanın. :)

MUSTAFA CECELİ – SARI SAÇLARINDAN SEN SUÇLUSUN
Mustafa Ceceli son yılların en yükselen erkek seslerinden biri. Bu şarkıda da düzenleme konusundaki ustalığını konuşturuyor. Şarkı hem tempolu hem de mistik bir ritmi var, Kayahan şarkılarındaki o mistisizm var. Albümdeki dinlenir yorumlar olmuş, zaten bu şarkılara iyi giden hoş bir tonu var sesinin. Bilhassa tizlere çıktığında Mustafa Ceceli tarzı diyorsunuz. Enbe orkestrasındaki Unutmadım ya da ilk albümden Dön gibi. Kendi tarzını yaratabilmiş ve bunu özellikle slov şarkılarda daha iyi ifade eden bir ses Mustafa Ceceli, radyoda çıksa dinlerim bu yorumunu da.

AŞKIN NUR YENGİ – ATIN BENİ DENİZLERE
Dinlemeden önce başta Aşkın’la bağdaştıramadığım ama dinleyince şaşırıp, ‘aa ne kadar güzel olmuş’ dediğim bir yorum. Aşkın albümün parlayan yıldızlarından olmuş bu yorumla. Aşkın bu şarkıyı Sahne Tozu programında da seslendirmişti ve aynı keyfi orda da yaşamıştım. Canlısı da albüm kadar dinletiyor, tekrar tekrar istetiyor. Sözüyle, yorumuyla, düzenlemesiyle fıkır fıkır bir yorumla, Aşkın çok yakıştırmış bu şarkıyı. Tabi ki düzenleme kısmına baktığımızda İskender Paydaş adını gördüğümde taşlar daha da yerine oturdu. Aslında biten bir aşkın ardından yaşanan hüznünü, bu kadar güzel bir tempoyla kıpır kıpır hale getirebilen çok az örnek vardır. İnsan dinlerken, ‘gözlerim yollarda geçti bir gün daha, ağlamak geliyor içimden’ gibi bir sözü duyunca bile ‘amaaaan giden gitmiş, sen bak dalgana’ diyesi geliyor. Aaaa atın beni denizleereee… :)

SUAT SUNA – YOKSUN SEN
Bu albüm haberini aldığımda en heyecanlandığım şeylerden biriydi Suat Suna’nın sesini yıllar sonra bir albümde duyabilecek olmaktı. Onun naif titrek sesi, kimbilir hangi Kayahan şarkısından içimizi ağlatacaktı. Suat Suna’nın yıllardır Kayahan’ın kanatları altında (Kayahan öyle kabul etmez ya çok kimseyi) olduğunu bildiğimden, albümde olması kaçınılmazdı zaten, iş hangi şarkıyı söyleyeceğiydi.  İşte bu noktada Yoksun Sen adını gördüğümde, ‘tamam’ dedim, ‘Suat Suna uçurur bu şarkıyı’. Zira duygusu ‘Yoksun Sen, yoksun ya akşamlarda’ haykırışındaki sahiciliği doğal olarak sesinin hüznünde taşıyan bir adam. Daha önce Yalan Değil’lerde, Hasret Fenerleri’nde, Aramızda Uçurumlar’da, ‘Sensiz Kaldım’larda örneğini çok kere gördük, o hüzünlü ve güzel tonu. 25 yıl önce bu şarkıyı Kayahan’dan önce Zerrin Özer söylemişti Dünya Tatlısı albümünde, sonrasında Kayahan 1989 Siyah Işıklar albümünde seslendirmiş sonra rafa kalkan bir Kayahan klasiği olarak beklemeye başlamıştı. Lakin evdeki hesap çarsıya uymadı. Suat Suna ile parlar dediğim bu yorum, ağdalı ve bir türlü bitmiyor dediğim bir sıkıcılıkla albümdeki yerini almış. Suat Suna’nın güzel sesi bile kurtarmıyor, şarkıyı dinlerken can çekişiyorum. Sıkıcılığın dibine vurmuş resmen malesef. Düzenlemesi Gökçer Turan’a ait bu şarkıyı metronomun bir tık daha üstünden olsaydı tadından yenmezdi. Ya da acaba başka bir şarkı mı olsaydı.

YONCA LODİ – GÖZLERİNİN HAPSİNDEYİM
Yonca Lodi sesiyle, yorumuyla, müzikteki duruşuyla, zerafetiyle müziğin en kalbur üstü isimlerinden biri. Bu albümde yer aldığı şarkı, Kayahan’ın 1990 yılı Türkiye eurovizyon yarı finalleri için yazdığı ve o sene kazanarak ülkemizi temsil ettiği, benim için ilk üç Eurovizyon şarkımızdan biri. Yonca Lodi o tatlı vibrasyonlu sesiyle, “haaayy lallla lalayy” dedikçe, o zamanlar geldi aklıma. Kayahan’ın erkek açısından “kaç gündür hasretinle alevlenirken düşünceler” dediği yere, Yonca Lodi kadın açısını getiriyor. 25 yıl öncesinde şarkının sözlerinde erkeğin bir kadına “ah ben yine gözlerinin hapsindeyim” deyişini, Lodi yorumunda bir metropol kadının bakış açısından bir erkeğe söylendiğini hissediyorsunuz ve erkekten kadına söylenen bu sözler, kadından erkeğe söylendiğinde sırıtmıyor. (gene önceki konuya dönecek olursak, ordaki eksik buydu işte. Gülşen maskülen söylemli bir kadın olsa da, Emrin Olur’da bir kadının bir erkeğe seslenişini hissedemiyorum.) Yonca Lodi şarkıya tam hakim bir şekilde ve hafif cilveli bir yorumla Gözlerinin Hapsinde olduğuna inandırıyor.

DEMET – NAR TANEM
Kayahan albümü projesi haberini aldığımda gözlerim ilk onun adını aramıştı, zira bu saygı albümünde Kayahan’ın müzik yolculuğunda çok önemli bir yeri olan, yıllarca birlikte yol aldığı Demet olmayacaktı da kim olacaktı? Kayahan’ın yolculuğunda da Nilüfer’le birlikte en önemli iki yol arkadaşından biriydi Demet. Sonrasında yaşanan birkaç olayla müzikal açıdan yolları ayrılsa da, Kayahan denilince akla ilk gelen isimlerden biri oldu hep. Melankoli’yi Funda Arar’dan dinlerken bile kulaklarımda hep Demet’in “narannaran”ları çınlıyor mesela. Bu yüzden Kayahan albümünde Demet’i yıllar sonra bir Kayahan şarkısında, hem de kendi tercihiyle daha önce seslendirmediği bir Kayahan şarkısında dinleyecek olmanın heyecanını hiçbir kelime anlatamazdı benim için. Derken şarkısı belli olunca, heyecan daha da arttı, “Nar Tanem” ya da Odalarda Işıksızım albümündeki adıyla “Ve Senin Sevgin” aklımda daha dinlemeden Demet’in sesiyle çalmaya başladı.  Düzenlemesini İskender Paydaş’ın yaptığı şarkı, Demet’in ruhuna çok uymuş, Demet “Güneşin ışıkları ısıtmıyor artık, geceler her gün daha uzuyor nar tanem, dışarda sonbahar, gönlümde sonbahar, göçüyor kuşlar” derken insan sonbahar rüzgarında kalmışçasına üşüyor… Kafasında o duyguyu, o hüznü canlandırabiliyor. Bunu Demet’in yorumu sağlıyor. Albümün içime en dokunan yorumlarından biri oldu bu yüzden. Hele “ne zaman ne zaman geleceksin sen, ne zaman kavuşmak sana nar tanem” derkenki sabırsızlık ve isyan… Bu ‘erkek’ şarkıyı bir anda hasretini dışa vuran bir kadın şarkısına çeviriyor. Demet albüme –her nedense- çok geç girdi, ama bildiğim tek şey var, Demet olmasaydı bu albüm bir Kayahan albümü olmazdı!

GÜLBEN ERGEN – DEVAMI VAR
Gülben Ergen, bu albümde olmasına şaşırdığım isimlerden oldu, zira Kayahan ve Gülben tarzı bağdaştırdığım bir birliktelik değil, ayrıca şimdiye kadar Kayahan’la yolları kesişen isimlerden değildi. Gülben 90’larda fantezi kulvarında başladığı müzik yolculuğuna özellikle 2000’li yıllardan itibaren birbirinden güzel Şehrazat şarkılarıyla yeni bir ivme kazandırdı ve bugünün en sevilen ve aranan şarkıcılarından oldu. Ultra şahane bir sesi var diyemem ama Türkçeyi en güzel konuşan, şarkıları kelimeleri tane tane söyleyerek anlaşılır kılan başarılı bir yorumcu tarafı olduğunu da inkar edemem. Bunda güzel şarkı seçmesinin, herkese örnek olması gereken PR çalışmasının ve krizleri iyi yönetmesinin payı var. Bu şarkı Gülben Ergen’in riske girmeden, düzgün başlayıp düzgün bitirdiği bir şarkı olmuş, çok tizlere ya da peslere inmesine gerek kalmadan, ses aralığına uygun tonda seslendirdiği eli yüzü düzgün bir yorum olmuş. Sesini tanıdığı için en uygun şarkıyı seçmiş. Zira hem pop hem de Gülben’in bıcır bıcır şarkılarının havasına da uygun bir seçim olmuş. Düzenlemesini Gülben’in tüm albümlerinin düzenlemelerine imzasını atan Taşkın Sabah yapmış. Bu yorumu sevdim, kendi çapında, albümdeki benim diyen pek çok yorumdan iyi ve yerinde olmuş. Doğru şarkı ve şarkıcı eşleşmesi.

NİLÜFER – BİR GARİP SERÇE
Kayahan albümünün en heyecan verici isimlerinden biri, şüphesiz Kayahan şarkılarının en güzel vitrini olup da sonrasında bu şarkıları söylemesi yasaklanan Nilüfer’di. Zira araya giren dargınlıklar, küslükler ve kötü olaylar sonucunda, ikilinin yolları ayrılmıştı. İkisinin yaşadığı rahatsızlık yollarını yeniden birleştirdi ve Nilüfer bu albümde yeniden bir Kayahan şarkısına hayat verdi. Nilüfer gümbür gümbür yorumuyla 1993 çıkışlı Benim Penceremden albümünün en gümbür gümbür şarkılarından biri olan Bir Garip Serçe’nin hakkını veriyor, hatta adeta bilerek bu şarkı verilmiş gibi “Çok sebebim oldu, çok kırıldım söylemedim, gözyaşımı göstermedim sana” derken sitemini gönderiyor, ancak “Ne seninle ne de sensiz olmuyor işte” diyerek zeytin dalını uzatıyor. Bu yüzden bu şarkı sadece bir yorumdan ötesi Nilüfer için. Kayahan şarkılarının tonu ve duygusu Nilüfer’in yorumuna çok uyuyor, bunca yıllık dayanışmayı sürdüren bu uyumdu zaten. Lakin ben bu şarkıya Nilüfer olmasaydı kim olurdu diye düşündüğümde, Sezen’i seçerdim, zira lakabı Minik Serçe olan Sezen’le daha fazla bağdaşabilirdi. Nilüfer’i de Odalarda Işıksızım yorumuyla dinlemeyi hayal ederdim (yıllar önce bir konserde söylemişti, hala izlerim videosunu zaman zaman). Sonuç ne olursa olsun, Nilüfer’i yıllar sonra daha önce söylemediği bir Kayahan şarkısıyla yeniden dinlemek çok güzel oldu. Sonuçta aynı Demet gibi Nilüfer de Kayahan şarkılarının olmazsa olmazı ve eğer bu küslükler galip gelip de Nilüfer yer almasaydı bu albümde, bu albüm eksik oğlu eksik olurdu. Neyse ki kötü günler geride kaldı. Belki artık iki sanatçı inadından vazgeçer de Nilüfer’i konserlerinde yeniden Kayahan şarkılarını söylerken dinleriz. Şarkının düzenlemesi İskender Paydaş’ın.

LALE MEMMEDOVA – KAR TANELERİ
Albümün sürpriz yorumlarından biri Azerbaycanlı diva Lale Memmedova’yı 1987 Benim Şarkılarım albümünün en klasik şarkılarından olan Kar Taneleri’nde dinlemek oldu. Memmedova Azerbaycan ile Türkiye’nin dostluk köprülerinden biri. Zira Azerbaycan ve Türkiye konulu şarkıları ile her iki ülkenin elçiliğini yapıyor. Bu şarkıdaki yorumuna gelecek olursak, Memmedova’nın sesindeki kırılganlık şarkıyı öyle bambaşka bir hale getirmiş ki, adeta Memmedova’nın üzerine dikilmiş bir elbise gibi. “Yollar benim umudumdur, yolları kapatmayın, yağmayın yollarıma, durun kar taneleri” derken penceresinden hasretle sevdiğinin yolunu gözleyen kadının hissettiklerini içinizde hissediyorsunuz. Defalarca dinleme isteği uyandıran bir yorumda Memmedova sesinde hem hüznü, hem hayal kırıklığını, hem özleyişi, hem sitemi, hem de umudu yaşıyor ve yaşatıyor. Şarkı biraz caz sosuna da batırılarak lezzetli bir müzikaliteye kavuşturulmuş. On numara beş yıldız bir düzenleme olmuş. Albümde Sıla ile birlikte en parlayan ve başarılı yorumlardan biri. Düzenlemesi Samir Shirinov’a ait.

EMRE AYDIN – HER ŞEYDEN ÇOK
Doğru şarkı eşleşmesine bir örnek daha. Depresif, mutsuz ve umutsuz şarkıların prensi Emre Aydın, gene bir terk edilme şarkısında harikalar yaratıyor. Böyle şarkılar Emre Aydın’a çok yakışıyor, o da bildiği sularda yüzmenin rahatlığıyla şarkıyı alıp götürüyor. “Bugün uyandığımda yoktun yanımda, canım bugün ilaçlarımı almadım” derken her ne kadar olgun bir adamın duygularını anlatsa da, şarkı Emre Aydın diskografisinin çok uzağında durmuyor. “Bugün ne kadar alışmışım anladım, canım bugün ilk defa sensiz kaldım”. Acı çeken ve bundan zevk alan bir adam duygusu var şarkıda. Sanki mutlu olsa dünya yıkılacakmış, ama bazen hüzün de güzel olabiliyor bazı yorumlarda. Bu duyguyu başkası bu kadar iyi yansıtamazdı bence. Çünkü adamın duygusu zaten şarkıdaki duygu ve Kayahan’ın yazdığını bilmesem, rahatlıkla bir Emre Aydın şarkısı diyebilirdim. Bu yüzden çok içselleştirmiş ve rahatlıkla konserlerinde söyleyebileceği, yabancılamadığım bir yorum olmuş. Albümün en iyi performanslarından biri. Düzenlemesi Çağatay Şen’e ait.

MEHMET ERDEM – İLK DEĞİL
Mehmet Erdem, 1999 çıkışlı Beni Azat Et albümünün gizli hitlerinden olan İlk Değil ile şarkının duygusuna uygun bir yorum sunuyor. Mehmet Erdem’in sesi de şarkıları da benim hiç tarzım değil, hatta şakayla karışık “boğazını temizlese sanat hayatı biter” dediğim bir ses, lakin Hakim Bey şarkısında olduğu gibi, bu şarkıyı o boğuk ses tonuyla söylemesi gerçekten çok etkileyici olmuş. Doğru şarkıya doğru eşleşme olunca sonuç da böyle başarılı olur. Şarkı zaten karanlık, usulca boğuk sesle söylenmesi kişinin kendi kendine küskünlükle yıllara sitemini çok güzel yansıtıyor. Düzenleme ise Alper Atakan’a ait.

Şarkılar hakkındaki –tamamen öznel- yorumlarım bu şekilde. Albüm bu haliyle, esas baba Kayahan şarkılarını içermemesiyle 1. Değil 2. Saygı albümü önce çıkarılmış gibi. Zira Esmer Günler, Geceler, Seni Seviyorum, Yağmur gibi en temel Kayahan şarkıları 2. Albüme bırakılmış.

Albümün EN İYİLERİ VE EN KÖTÜLERİ’ni de özetleyeyim:

EN İYİLER:
SILA – CANIM SIKILIYOR CANIM
LALE MEMMEDOVA – KAR TANELERİ
EMRE AYDIN – HER ŞEYDEN ÇOK
DEMET SAĞIROĞLU  NAR TANEM
MİNE KOŞAN – ALLAHIM NEYDİ GÜNAHIM
EN KÖTÜLER:
ÖYKÜ&BERK – BENİ ANLAMADIN YA
TARKAN – YEMİN ETTİM
AJDA PEKKAN – GÖNÜL SAYFAM
SUAT SUNA – YOKSUN SEN
GÜLŞEN – EMRİN OLUR

Albüm kartonetinde tek bir fotoğraf bile yok, daha çok internet üzerinden bulunan illüstrasyonlar şarkılara serpiştirilmiş, keşke en azından sanatçıların küçük fotoğrafları ya da ufak anıları olsaydı, Kayahan’ın saygı albümünde yazarlardan Kayahan yazıları görseydik, albüm diskografisini bulsaydık, albüm kapaklarını bulsaydık, hangi albümden alındığını belirten yazılar görseydik ya da daha önce görülmemiş Kayahan fotoğraflarını görseydik, böylece bu albüm sadece Kayahan şarkılarından oluşan bir toplama CD olmaz, gerçek bir saygı albümü olurdu. Logo ise katkıda bulunan sanatçıların adları ve seslendirdikleri şarkılardan oluşan bir gitar figürü olarak çok başarılı. İç kapakta, Kayahan'la özdeşleşen kaptan şapkası ve gemi dümeni tasarımı ve Kayahan'ın alamet-i farikası sözü "Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz" sözü ise çok hoş bir ayrıntı olmuş. Albümün renklli tek sayfası da o zaten. DMC’den çıkan, Kayahan’ın müzik direktörü olduğu albümün koordinatörü Murat Yıldırım.

Yazıyı bitirmeden önce, son söz olarak müzikdaşım @popelestiri ile 2. Albümde kim neyi söylerdi diye kafa patlattık biraz. Sonuçta ne kadar ciddiye alınır bilinmez ama, şöyle bir liste çıktı:

1) FERİDUN DÜZAĞAÇ – ALINMA AĞLIYORSAM (O şarkı aklımda hep Feridun yorumuyla çalar)
2) MİRKELAM – YAĞMUR (MAVİLİM de OLABİLİR)
3) ÜMİT SAYIN – KAÇ KERE
4) YAŞAR – SENİ SEVİYORUM
5) DENİZ SEKİ – ŞİKAYETİM VAR
6) MODEL – GECELER
7) LEMAN SAM – SANA KALDI
8) YELİZ – ACIKMIŞIM SEVGİNE
9) YASMIN LEVY – SABAHLAR UZAK
10) İZEL – ÇOK UZAKLARDA
11) GÖKSEL – SOKAK KEDİSİ
12) ZERRİN ÖZER – BİN PARÇAYIM HASRETİNLE
13) SERTAB ERENER – SEN MÜHİMSİN
14) ZİYNET SALİ – ESMER GÜNLER
15) BETÜL DEMİR – MAVİLİM
16) YALIN – SARI ŞEKERİM
17) KENAN DOĞULU – KARA SAPLANTIM
18) MURAT BOZ – BU GECE SEN DAHA GÜZELSİN (Keşke bu şarkıyı Tarkan’dan dinleseydik, seksapeline çok uygun olurdu)
19) ZUHAL OLCAY – TUTAMIYORUM KENDİMİ
20) AYŞEGÜL ALDİNÇ – ANLA HALİMDEN
21) HANDE YENER – AMAN (Gönül Gülşen’den dinlemek isterdi bu şarkıyı)

Listeye Hep Karanlık şarkısını daha önce İskender Paydaş’ın albümünde Şebnem Ferah tarafından, Elmanın Yarısı’nı ise film müziği olarak Murat Boz tarafından seslendirildiği için eklemedim. Bakalım ne kadarını tutturabileceğiz. İkinci albümü beklemeye devam…

4 yorum:

Unknown dedi ki...

yazını keyifle okudum albümü tekrar dinlerken ve kendi kritiğimi yaptım:
EN İYİLER:
Demet Sağıroğlu,Emre Aydın,Suat Suna,kayıtsız şartsız Ajda,Aşkın Nur Yengi ve Funda Arar EN SIKICILAR: Candan Erçetin,Nilüfer,Sezen,Tarkan. EN KÖTÜLER: Sıla,Mehmet Erdem,Mine Koşan,Öykü/Berk,Gülşen

efe madanoglu dedi ki...

Yazınız gerçekten çok isabetli krtiklerin yapıldığı bir yazı olmuş kaleminize sağlık. Bende albümü alınca ilk önce "Seni Seviyorum" adlı şarkıyı aradım ilk önce fakat olmadığını görünce direk yuh çektim, "Geceler"e baktım o da yok albümü rafda ki yerine bırakıp üstadın kendisinden dinlemeye devam etmenin daha keyifli olacağına kanat getirdim.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Hoş bir yazı olmuş. Fakat düzeltmekte fayda var: İki yerde, Benim Penceremden albümünün 1993'te çıktığını yazmışsınız. Oysa 1993'te çıkan albüm Son Şarkılarım; Benim Penceremden'in tarihi ise 1995 idi. Kolay gelsin.