2016 Yılı Sona Ererken, Bu Sene Çıkan Albümlere İlişkin En'ler Serim Bu Sene Beni Tatmin Etmeyen, Hayal Kırıklığına Uğratan, Hiç İçimi Açmayan,Hiç Yokmuş Gibi Davranalım ya da Etkisi Geçene Kadar Sığınaklara Geçelim Dediğim Tekli ve Albümlerle Son Buluyor.
1-) Zerrin Özer – Git
:
Zerrin’in onu terk eden sevgilisinin ardından belalar okuyan şarkısı,
nerde o “Ayrılsak da mutluluk dilerim sana” diyen naif Zerrin dedirtti. Bu
şarkıyı çıkartmayıp İsmail YK’nın Allah Belanı Versin’ini seslendirseydi bir
beddua şarkısı eksik olacaktı müzik dünyasından. O kadar usta ve kalifiye
müzisyenle hücum kayıt olarak kaydedile kaydedile bu şarkı mı kaydedildi
dedirtti. Neyse ki çok duyulmadı bu şarkı. Zerrin'e 7 yaşımdan beri bayıldığımı blogumu takip edenler bilir, ama Zerrin’in acilen silkinip bu acılı
arabesk duygudan silkinmesi lazım. Pop ve hareketli şarkılarla dönüş yapmasını umuyorum.
2-) Tarkan – Cuppa :
Tarkan’ın tüm kariyerinde çıktığı gibi çöpe giden tek şarkısı bu oldu galiba.
Sezen Aksu ismine ve durun azıcık bekleyin, bakın bu yaz bu şarkı plajları
inletecek diyen müzik yazarlarına rağmen bu şarkıdan hiçbir şey olmadı ve iyi
de oldu, zira toplumsal bir eleştiri olup da hiçbir şey anlatmayan, ne melodisi
kulakta kalan ne sözleri vurucu olan Tarkan’ın artık bir şeyler yapması gerek
temelinden olsa gerek alelacele çıkartılmış ve gümlemiş tek şarkısı. Aklımda sadece Cuppa Cuppa Cuppa, Cuppa da Cuppa Cuppa kısmı kaldı geri kalan kocaman bir boşluk... Geçiniz.
3-) Emel – ...ile Yeniden :
Albümün sanırım tek güzel yanı kırmızı kapağıydı, ki o da zaten Enya Best
of’undan alınmaydı. Ne düzenlemeler, ne yorumlar, ne yeni versiyonlar tatmin
etti. O kadar da heyecanlanmıştım. Hele zaten ödüllü ve görsel şölen olan Hovarda klibine yeni klip çekmek de ne? Bir Best Of ancak bu kadar yapılamaz... Bu kadar yani...
4-) Kenan Doğulu –
İhtimaller :
Bu senenin beni en mutsuz eden albümlerinden oldu. O güzelim
şarkıların aldığı caz versiyonları beni çok mutsuz etti. Müzikalite filan tamam da, birçoğu benim kendime
kendime duşta vs. şarkıları eğip büktüğüm versiyonlar gibi olmuş. Niyet iyi ama "İhtimal" ve "Sımsıkı"nın versiyonları nispeten dikkatimi çeken ve iyi
denilebilecek düzenlemeler olsa da genel olarak bu albüm tatmin etmediği gibi
hayalkırıklığı yarattı. Şarkılar ruhu uyuşmuş.
5-) Sibel Can –
Arabesque :
Adıyla Işın Karaca’nın birkaç sene önce çıkardığı albümünü akla
getiren, repertuarında Zara’nın gene bu sene çıkan albümündeki 7 şarkıyı söylemesiyle
özgünlükten uzak, şarkı sözlerindeki acılardan, yokluklardan, dertlerden geçen
kadın imajıyla inandırıcılıktan uzak albümü. Öyle ya, Miami’de bilmem kaç evi
olan, tatillerinde Fransa’lardan çıkmayan Sibel Can’dan seçtiği şarkılardaki
dertlerle, yoksullukla, acılarla yoğrulmuş bir kadın izlenimini kusura bakmayın
ama ben alamıyorum. Yorumun güzel olması her zaman yetmiyor. Hem neden Arabes"QUE"?
Bu da
bonus: Hakan Peker – Efsane Şarkılar:
Şarkıların biçimlerinin bozulmasına mı yanayım, cıstaklara boğulmasının ben de
yarattığı depresyona mı. Şarkılar efsane doğru ama bırakaydı da efsane olarak
kalsalardı, aklımızda sıcak bir anı, kulaklarımızda bir tatlı ses olarak tutsaydık… Hiç çıkmamış olmasını diliyorum.
Son söz:
Bu liste öznel bir liste, almaya/dinlemeye değer bulduğum ya
da kimsenin çok fazla listelerine almadığı isimlerden oluşuyor. Almadığım
isimlerin albümlerine hakim değilim, daha doğrusu dinlemeye sıra gelmedi bir
türlü ama zaten onların albümleri herkesin 2016 listesinde başı çekiyor. Benim
listemde olmayıversin. O yüzden bu neden yok, şu neden yok demek yerine siz de kendi
listenizi yapabilirsiniz.
2017 yılının müzik açısından epey bereketli olacağı şimdiden belli. Sezen Aksu'dan Yaşar'a, Tarkan'dan Mirkelam Tribute Albüm'e, birçok isim albümlerini çıkarmak için gün sayıyor. Ben de heyecanla bekliyorum.
Bu sene genel olarak proje albümlerin, eski şarkıların
yeniden söylendiği konsept albümlerin veya saygı albümlerinin yılıydı. Ama epey
verimli bir yıl oldu müzik adına. Yenilerden eskilerden bir dolu kişi albüm çıkardı.
Beğeninize bir sürü albüm sunuldu. Kimini sevdiniz kimini sevmediniz belki ama
siz siz olun, hayatınızdan müziği eksik etmeyin, çünkü ferah, aydınlık,
yaşanası bir ülke olma olmanın yolu, ruh sağlığı bozuk olmayan bireylerin
olmasından geçiyor ve ruhumuzun da tek ilacı müzik, şarkılar ve sanat. O yüzden
siz siz olun müziksiz kalmayın, çünkü unutmayın zalimin sesini bastırmanın yolu
müziğin sesini açmaktan geçiyor…
Bu sene sevdiğim ve takip ettiğim bazı isimler albümle değilse de
tekliler ve EP'leriyle kulağıma ve arşivime misafir oldular...
1-) Model – Mey;
Fatma Turgut – İlkbaharda Kıyamet :
Model’e zaten hayranken bayılma
aşamasına getiren şarkısı… Sözler, müzikler, Fatma’nın vokali… Bu sene en çok
dinlediğim şarkı Mey’in tamamlayıcısı İlkbahar Kıyamet’le tamamlanıyor yıl…
2-) Simge – Yankı -
Kamera :
Bu senenin en iyi çıkışı Simge’ye ait. 2015’te Mış Mış’la yaptığı
çıkışı 2016’da Yankı ve Kamera teklileriyle devam ettirdi Simge. Ama Yankı
özellikle Simge’ye yıllardır tırmaladığı o şöhreti getirdi.
3-) Soner Arıca – Bir
Yanım Gitti - Aşkın Saniyesi :
Soner Arıca, 2015 yılındaki Yap Boz ve Saklı
teklileriyle gösterdiği baş döndürücü değişimini bu sene de iki tekliyle
taçlandırdı ve yeni albümü için heyecan kat sayısını arttırdı.
4-) Aşkın Nur Yengi –
Aşk’tan Olsa Gerek :
Her ne kadar tam bir albüm değil, albümcük olsa da,
Aşkın da 6 sene sonra senenin ucundan yetişerek listeme girdi. Her ne kadar ilk
albümü Altın Kaplama, beklediğim geri dönüş şarkısı olmasa da Çağırma Lütfenve Elin Oğlu gibi şarkılarda eski Aşkın tadını alabildim. Bu arada Aşkın
26 sene önce Çağırma Beni diyordu, ne istikrarlı adammış hala çağırıyor aşkın
da hala Çağırma Lütfen diyor. (Bu da albüm espirisi olsun).
5-) Aslı Demirer –
Dünyanın En Aşk Yeri :
Geçen sene Gökhan Türkmen ile düet yaptığı Korkak
düetini yayınlayarak bana “oha süper şarkı dedirten” Aslı Demirer bu sene bir
EP ile bu seneye ucundan yetişti. İyi de yaptı.
6-) Cüneyt Tek – Gel
Gel (Yaşar düet) :
Cüneyt Tek müzik dünyasının aslında en müziğe kafa yoran ama en talihsiz
isimlerinden biri. Sesi güzel, yorumu güzel, ama bir türlü şöyle parlayacak
şarkıyı yakalamıyor. Bu teklide arkasına Yaşar gücünü almış, şarkı zamanla dile
yerleşiyor ve dinlemesi keyifli. Benim de listeme girdi.
Televizyon dünyasının ve sahnelerin
sevilen isimlerinden olan Ebru Cündübeyoğlu, birkaç sene önce başladığı müzik
yolculuğunda bu sene bir tekli çıkardı. Yaşar’ın da desteğini alan şarkı, kıpır
kıpır yaz akşamlarını hatırlatıyor. Bununla birlikte nakaratının Gökçe’nin Tuttu Fırlattı
şarkısını fazlaca andırması dezavantajı.
8-) Yonca Evcimik –
Aha :
Yonca Evcimik’in son yıllarda
çıkardığı en harikulade ve güme giden albümü 15’ten sonra çıkardığı Sezen Aksu
destekli teklisi, pek keyifli bir şarkı.
9-) Aysel Yakupoğlu –
Gün Gelir : Bir dizi ile hayatıma girip, kalbime çakılıp kalan ve hayatımın
şarkılarından olan şarkı.
10-) Zeynep Casalini
– Köprüler :
Sesine, yorumuna, şarkılarına bayıldığım Zeynep Casalini
2016’nın sonlarına yetişen teklisi tabi ki listeme giriverdi. Bazı isimler
vardır, ne çıkartırsa çıksın hep 1-0 öndedir, sorgusuz sualsiz alınır, çünkü
söyleyenin kimliği aksini aklınıza getirmez. Zeynep Casalini de Nihayet
albümünden bu yana benim için her işini heyecanla beklediğim bir isim. Sözleri
Çağlar Türkmen’e müziği Kafası Karışık Kontrtenor Nuri Harun Ateş’e ait bu
şarkıda da bir Casalini farkını almamak mümkün değil. Şarkı ona, o şarkıya çok
uymuş…
Bu tekliler de vardı
bu sene (hepsi favorim değil ama bir şekilde dikkatimi çeken ve ilk 10'umda yer almasa da dinlemeye değer bulduğum tekliler oldu):
Burcu Güneş – Birliğe
Ulaş : Mevlana’nın dizeleri bilhassa bu zamanlarda daha önem kazanıyor. Bu
şarkı da bu zamanlarda çok daha anlamlı. Burcu Güneş’in vokali ise kusursuz.
Burcu Biricik – Hayat
Şarkısı : Su gibi bir oyuncudan, bir dizi müziğinden fazlası olan müthiş
bir şarkıya su gibi bir yorum. Söz-Müzik Mithatcan Özer’e ait. Özer kendi
söylemediğinde güzel şeyler çıkarabiliyor demek ki arada.
Nazan Öncel – Sakin
Ol Şampiyon : Nazan’ın en sevdiklerimden değil, ama Nazan’dır ne söylese
yeridir deyip kulak verdim. Nazan bu sıralar biraz da artık müzikteki ikon
isimlerden biri haline gelmesinin rahatlığı ve lüksüyle sabun köpüğü şarkılar
yapıyor, hakkıdır, yapsındır böyle şarkılar da tabi.
Aydilge – Gel Sarıl
Bana : Açık Sahnede izledim ilk. Hoşuma gitti, zaten Aydilge her şarkıda kendi tarzıyla takip ettiğim, sıcak şarkılar yapan sıcak bir şarkıcı. Bu şarkıyı canlı performansta çok sevmiştim.
Ferman – İstemem Söz
Sevmeni : Çok şık, çok güzel, ilk 10'umda değil ama bu senenin en güzel şarkılarındandı bana göre.
Barış Kömürcüoğlu
(feat. Kanun Yıldırım) – Zalim : Kurabiye sesli Barış'ım sene bitmeden bir Levent Yüksel cover'ı ile 2016'ya yetişti.
Gülçin – Harabeyim : Hepsi grubunun en "müzikal" üyesiydi ve olmasaı gereken oldu ve kendi kanatlarıyla uçmaya başladı. geçen sene Bir Tanecik Aşkım'ını dinlemiştim, bu sene Harabeyim şarkısıyla dans ettim.
Edis – Dudak : Edis'in Benim Ol ve Olmamış Mı'dan sonra üçlemesi gayet şık ve tam Edis tarzı bir şarkıyla tamamlandı ve oynattı bu sene.
Ayşe Hatun Önal – Sirenler : Kim ne derse desin Ayşe Hatun Önal'ın müzikalitesini beğeniyorum. Pek çok şarkıcıdan daha güzel şarkılar yapıyor. Geçen sene Çak Bir Selam ve Güm Güm'ün ardından bu sene Sirenler eli yüzü düzgün bir şarkıydı.
Oğuzhan
Koç – Esir Olduk Bulutlara : Çok fazla dinlemesem de, es geçemedim bu şarkıyı da. Şarkı yazarlığını seviyorum Oğuzhan Koç'un. Yarın 2016 Yılı'nın En'lerinde keşke hiç olmasaydı dediğim, yılın en büyük hayalkırıklıkları, en içimi açmayan albümleriyle bu seriyi kapatıyorum. Takipte kalın :)
Efendim 2016 yılı EN'Leri listem Proje albümlerle devam ediyor...
Bu sene
bir sürü proje albüm yapıldı, kimi 90ları yadetti, kimi üstatların saygı
albümlerinde arzü endam etti, kimi düetlerle ben de varım dedi. Bu sene zaten genel olarak proje albümlerin yılıydı. Bunlardan almaya/dinlemeye değer bulduğum ilk 10’u bu sene şöyleydi:
1-) Tarkan – Ahde
Vefa :
Tarkan, Cuppa’yla yaşadığı ve yaşattığı hayalkırıklığını enfes bir
sanat müziği albümüyle silmesini bildi. Musiki geçmişine bir saygı mahiyetinde
de yayınladığı bu albüm büyük ses getirdi. Yeni neslin sanat müziği almasına ve
merak etmesini sağladı. Bu açıdan bile çok önemli bir albüm. Altın Kelebek
Ödüllerinde de aldığı ödülle taçlandı bu durum. Devamı da gelecekmiş.
2-) Erol Evgin –
Altın Düetler :
Üstat Erol Evgin, bu seneyi yeni neslin en sevilen
sanatçılarıyla birlikte Erol Evgin klasiklerini düet olarak yorumladığı bir
albümle karşıladı. Albüm bazı eksiklikleri olmakla birlikte (mesela bazı
düzenlemeler çok zayıftı, bazı şarkılar bazı seslerde iyi durmamış, Yonca Lodi
gibi özellikle olması gereken bazı isimler yoktu vs.) genel olarak baştan sona
sıkılmadan dinlenecek bir albüm olmuş. Zuhal Olcay çok çok iyi.
3-) Harun Kolçak –
Çeyrek Asır :
Harun Kolçak da sanattaki 25. yılını sevdiği sanatçı
dostlarıyla şarkılarını düet olarak seslendirdiği bir albümle karşıladı ve
albüm çıkar çıkmaz hem Harun’un hem de yapımcısının yüzünü güldüren ve özellikle
hastalıkla boğuştuğu onca zamandan sonra büyük moral veren bir albüm oldu.
Albümde Erol Evgin’de olduğu gibi birtakım eksiklikler olmakla birlikte (özellikle
bazı aranjelerde Harun’un sesi sanırım sanatçının tonuna uydurulmak için kaseti
hızla sarıldığında çıkan ses gibi incelmiş) özellikle Bedük’ün Sensiz Olmam
yorumu gibi çok üst düzey yeniden düzenlemeler de yok değil. Albüm Gökhan
Türkmen’le yaptığı Yanımda Kal düeti ile çıktı ve arkasından İrem Derici ile
Gir Kanıma ile rüzgarı fırtınaya çevrildi. Albümde doğru şarkılar doğru seslere
gitmiş ve genel olarak yadırgadığım bir isim olmadı. Türkmen ve Derici dışında
şarkıların emanet edildiği diğer isimler Yaşar, Gülçin, Tuğba Yurt, Tan Taşçı,
Zara, Umut Kuzey, Kubat, Işın Karaca, Alişan Göksu ve Hakan Kahraman. (Gönül
isterdi ki Bendeniz ve Emel de olsun, ama kısmet). Albümde klip çekilen
şarkılardan başka Yaşar – Hak Etmedim Ayrılığı ve Gülçin – Ağlat Beni ve Tan
Taşçı – Gitme Seviyorum yorumları bayağı dikkat çekiyor.
4-) Zülfü Livaneli –
Bir Kuşaktan Bir Kuşağa “50. Yıl Saygı Albümü” :
Bu senenin en büyük
projelerinden olan bu albüm 3 cd ile bütün Zülfü Livaneli diskografisini yeni
seslerle bizlere sunuyor. Kimi çok iyi kimi keşke olmasaymış dediğimiz bu
albüm, son zamanlarda yapılan en eli yüzü düzgün işlerden ve sound olarak da
çok iyi. Bilhassa Yaşar – Gün Olur, Yonca Lodi – Sus Söyleme, Sezen Aksu –
Günlerimiz, Selda – Çırak aranıyor, sesi normalde beni çok yoran Funda Arar –
Zor Yıllar ile harikalar yaratırken, keşke başka bir şarkı seçseydi dediğim Göksel
– Karlı Kayın Ormanı ve Kenan Doğulu – Özgürlük şarkılarında beklediğim duyguyu
alamadığım yorumlar oldu. İlk CD en iyisi. Albümde Sevingül Bahadır, Leman Sam,Aylin Livaneli ve
Ferhat Livaneli’nin olmaması ise soru işareti… Bu arada bu albüme 50. sanat
yılı albümü deniyor, ama diskografiye baktığımızda bu sene Zülfü Livaneli’nin
43. yılı? İlk albümünü 1973’te çıkardı görünüyor. Bir de 8 sene önce 35. yıl
albümü çıkmıştı, o zaman hesabını tutturamadım bir türlü. Neyse bu albümü alın
derim. Çünkü bunlar bizim bütün tarihimizi özetleyen şarkılar. Aşklarımızı,
yoksulluklarımızı, toplumsal yaralarımızı, insanlığımızı, kavgalarımızı,
davalarımızı, sevinçlerimizi katık ettiğimiz bizi bize hatırlatan şarkılar…
Sırf bunun için bile alınmaya değer bir albüm olmuş.
5-) Gülay – Gri
Şarkılar :
Gülay’ın Gri Şarkılar albümü bu sene en çok dinlediğim
albümlerden oldu. Gülay uzun sürelerle albüm yapıyor ama yaptığında da mutlaka
kalbe değecek işler çıkıyor. Bu albümde de eski ama eskimeyen ve hepsi erkek
şarkıcıların sesinden kalbimize girmiş şarkılar bir kadın yorumu ve duygusuyla
ulaşıyor.
Aysun
Kocatepe 2016 yılını bir proje albümle karşıladı. Cemil Demirbakan, Kubat ve
Murat Dalkılıç’ın da konuk olduğu bir düeti de içeren albümü dinlerken, şarkı
geçişleri, potburileri, konuklarının performansları ile adeta Ali Kocatepe ile
sahne aldığı mekanlarda yaptığı programları albüme dönüştürmüş gibi hissediyorsunuz.
Dinlemesi keyifli. Ama tercihim onları canlı dinlemek gene de.
7-) Nilüfer – Yeniden
Yeni Yine :
Nilüfer 1,5 yıl aradan sonra 45. sanat yılını eski şarkıları
yeniden yorumladığı bir albümle geri döndü ve listeye son anda yetişti. Ajda
Pekkan’dan, Sezen Aksu’dan, Ümit Sayın’dan, Metin Özülkü’den en sevilen
şarkıları Nilüferce yorumladığı albümde zaman tüneline sokuyor.
Favorilerim: Yalnızlığa Hüküm Giydim,
Ağlama Anne, Hoş Gör Sen
8-) Aykut Gürel
Presents Bergüzar Korel :
Bergüzar Korel’in Aykut Gürel yapımcılığında
Sezen Aksu şarkılarına getirdiği yeni jazzy soluk gerçekten çok güzel olmuş. Su gibi
olmuş yorumu.
Favorilerim : Kaybolan Yıllar, Şarkı Söylemek Lazım
9-) Ümit Besen –
Başka:
Ümit Besen’in, Teoman, Mirkelam, Emre Aydın gibi müzisyenlerin
şarkılarını yorumladığı ve eski şarkılarını yeni nesil şarkıcılarla düet
yaptığı eli yüzü düzgün ve hoş bir deneme.
Favorim: Seni Unutmaya Ömrüm Yeter Mi (e.e. Pamela)
10-) Muazzez Ersoy –
90’dan :
Nostalji Kraliçesi Muazzez Ersoy 2016’yı bir proje albümüyle
kapatıyor. Bu defa pop sularında şansını denemek isteyen Ersoy, 90ların en
beğenilen şarkılarını yeni düzenlemeleriyle sunuyor. Albümün çıkış şarkısı
Serdar Ortaç’ın 1994 yılı çıkışlı Değmez’i olmuş ve bence Serdar’dan daha
dinlenilir olmuş. Önyargıyla yaklaşanlar bu albümü yerden yere vurmaya hazır
ama bence böyle çalışmalar da olması gerek. Hem ne var ki, istemiş ve elinden
gelen en iyisini yapmaya çalışmış. Bence desteklemek gerek.
Favorim : Değmez
Bu albüme de dikkat:Zeki Müren - "İşte Benim Zeki
Müren" : Sanat Güneşimiz Zeki Müren anısına yeni nesil şarkıcıların
Zeki Müren şarkılarına yeni bir soluk getirdiği saygı albümü bu sene dikkatimi
çeken konsept abümlerden oldu.
ÖZEL TAKDİR: Tuna
Kiremitçi ve Arkadaşları projesi: Yılın projesi bence. Şimdiye kadar yedi
şarkı kaydettiler, daha albüme dönüşmediği için listeye almadım ama bu proje
albüme döner dönmez listemde ilk sıraya oturacak. Yazar ve müzisyen Tuna
Kiremitçi’nin Pamela, Özge Fışkın, Öykü Gürman, Gonca Vuslateri, Gülçin Ergül,
Jehan Barbur ve en son Yıldız Tilbe ile kaydettiği parçalar akustik için ölen
ruhuma şifa oldu. 10 numara 5 yıldız… Alkışlar Tuna Kiremitçi’ye ve bu projenin
fikir babası kimse ona… Şarkıların her birinin güzelliği bir yana, aralarındaki
uyum, düzenlemeler her şey dört dörtlük…
Projeler de böyleydi. Sırada senenin en iyi teklileri/EP'leri var... takipte kalın anacım :)
Bir sene daha sona ererken, hazır herkes kendi “2016 En İyi
Albümleri” listesini paylaşıyor, ben de bu senenin almaya değer albümlerini
sıraladım…
1-) Ayşegül Aldinç
- Sek’iz :
Aradaki tekliler
sayılmazsa, 16 senelik aranın ardından, o yılları silip atan bir albümle 2016
yılını karşılayan Ayşegül Aldinç 2016 yılında açık ara favori albümüm oldu.
Gerek şarkıların soundu, gerek uyumu, gerekse Ayşegül Aldinç’in kesinlikle
Benjamin Button sütü içtiğine emin olduğum görünüşü ile bu albüm bu sene en çok
dinlediğim ve en heyecanlandığım albüm oldu. Yeni nesil şarkıcıların
düetleriyle konuk olduğu albümde Göksel, Kenan Doğulu, Mabel Matiz, Yüksek
Sadakat, Eflatun gibi yeni neslin en sevilen sanatçılarının eserleri bulunuyor.
Favorilerim: Durum Leyla, Unutamadım, Seni Sevmek Var Ya, Bir Tek Gördüğüm
2-) Işıl Yücesoy – Zamansız
:
Bir geri dönüş albümü ancak bu kadar şık, bu kadar gürül gürül, bu kadar
içe dokunan şarkılarla dolu bir albüm olabilir. Işıl Yücesoy 35 sene sonra Ossi
Müzik yapımcılığında yeni albümüyle arşivlere ve kulakların pasını silerken,
herkese yorumculuk dersi veriyor. Albüme Yeşim Salkım, Cenk Eren ve Çağan
Irmak’ın düetleri de renk katıyor. Çok çok etkilendiğim albümlerden biri oldu.
Favorilerim:
Yeşim Salkımla düeti Meğer, Büyümedim, Yonca Lodi hiti Milat ve Ağlamak
Güzeldir
3-) Kalben – Kalben :
Bu senenin en sansasyonel çıkışı olan ve sahnede ilk izlediğimden beri albümü
olsa alırım ki dediğim Kalben’in albümü bu sene ilk 5’imde oldu. Yanıbaşınızda
söylüyormuş hissi veren yorumu, şarkı düzenlemeleri, ses rengi, Kalben’i
dinlerken “yaa keşke onla arkadaş olsam” diye hissediyor insan. Haydi Söyle
şarkısına getirdiği yeni soluk, şarkı sözlerine kattığı günlük unsurlar,
şarkıların ilginç harmonisi ile bu senenin en iyilerinden benim için.
Sertab’dan yıllar sonra Sertab Gibi çizgisinde bir
albüm geldi ve listemin de ilk 10’una kolaycacık girdi. Sertab’ın vokaliyle
yorduğu yılların ardından sadeleşme hareketleri meyvelerini vermiş gibi
görünüyor. Hem müzikalite, hem vokal, hem şarkılar açısından yılın en iyi
albümlerinden biri…
Favorilerim : Aşk Beni, İnsanım Nihayetinde
5-) Pinhani – Kediköy
:
Pinhani ilk albümünden bu yana, kendi çizgisini oluşturmuş ve bu yoldan
çıkmayan albümler yapıyor, son albümleri de bu çizgide. Onlar artık herhangi
bir yerde şarkılarını duyduğunuzda tanıyabileceğiniz özel bir grup ve bu
albümde gene içimizi ısıtıyor. İlk yarısı daha akustik olan albüm ikinci yarıda
hareketleniyor. Şarkılarda hikaye anlatmayı çok seviyor Pinhani ve anlattığı
hikayelerle sizi de farklı ama tanıdık dünyalara çağırıyor. Favorilerim: Nehirler Durmaz, Beni Sen
İnandır, Sen Olmayınca
6-) Sıla – Mürekkep :
Sıla bu seneyi konsept albümlerin yanı sıra kendi albümüyle de çok verimli
geçirdi. Yer yer çok fazla Osmanlıca kelimeye başvursa ve bazen yorumuyla yorsa
da 2016’nın en iyi albümlerinden biri oldu ve hak ettiği ilgiyi de gördü.
Favorilerim: Engerek, Can Dostum, Yan
Benimle
7-) İlker Özdemir –
Yağmurlar :
Müzik dünyasında uzun süredir pek çok sanatçıyla birlikte
çalışmalara imza atan, çeşitli mekanlarda sahne alan, şu sıralar Zerrin Özer’le
çalışan ve Aysel Gürel’in manevi oğlu titrini gururla taşıyan İlker Özdemir uzun
süredir çıkarmak için beklediği Yağmurlar albümüyle 2016 yılında nihayet müzik
marketlerde yerini aldı. İlker’in bu albüm için ne kadar çalıştığının şahidiyim
ve ortaya çıkan albüm bu açıdan beni ayrıca mutlu etti ve heyecanlandırdı. İlker
Özdemir’in albümü İlker’in güçlü vokalinin yanı sıra, Zerrin Özer destekli “Yağmurlar”,
Suavi’nin klasiği “Yıllar Sonra” yorumu ve Kubat düeti Yandım Yandım düeti ile
albüm buram buram müzikalite kokuyor. Hem duygusal hem de yerinizde otururken
bile kıpraştıran albüm benim de hemen ilk 10’uma girdi.
Favorilerim: Yandım
Yandım, Yağmurlar, Yıllar Sonra
8-) Hande Yener –
Hepsi Hit :
Hande’nin elektronik müzik sonrası dönüş yaptığı pop suları çok
benim tarzım olmamakla birlikte, bu albüme de kayıtsız kalmak olmazdı. Hande
yeni dönemin Ajda ile Lady Gaga arası imaj devri şarkıcısı eksikliğini iyi
kapatıyor. Şarkıları kadar polemikleri, mesajları, yaşam tarzıyla ve iddalı
albüm adlarıyla da yurtdışı muadillerinin izinden gidiyor. Bu albüm daha
çıkmadan fanlar savaşı çıkmıştı ve Demet ile –henüz o zaman albümü çıkmadıysa
da- kıyaslamalara gidilmişti. İkisinin de çok ateşli fanları var. Neyse bu
konumuz değil. Bu albüm Hande’nin kariyerindeki en iyi albümlerden biri ve
fanlarını fazlasıyla tatmin etti. Ben de kulak verdiğimde şarkılar fena gelmedi
kulağıma (gene de aklımdan ve kalbimden Mete Özgencil’li Apayrı albümü
geçiyor). Akıllıca bir strateji ile 2017 yılını da bu rüzgarla sürdürecek bir
albüm.
Favorilerim: Deli
Bile, Mor
9-) Redd – Mükemmel
Boşluk:
Redd bu seneyi gene sound, söz ve müzik olarak üst düzey bir
albümle karşıladı. Redd’in albüm araları biraz uzun olsa da, bu onların albüm
çıkarmış olmak için çıkarmamalarından ve her albümlerini heyecanla bekleyen
kitleleri her seferinde “işte budur” dedirtmek istemelerinden. Her albümlerinde
hayata, yaşadıkları gezegene, gönül işlerine dair kendi imzalarını çok net
anlayabileceğiniz şarkılara yer veriyor Redd. Kapağıyla da farkını gösteren ve diğer albümlerden sıyrılan bu albümde favorilerim: Aşk Virüs, Senden Vazgeçeli Çok Oldu ve Boşlukta Dans
10-) Gökçe Kılınçer –
Kalbimde İzi Var :
Yeni nesilde dikkatimi çeken isimlerin başında geliyor
Gökçe Kılınçer. Hem retro hem modern, hem farklı bir ses rengi var, hem şarkıları güzel, hem
özgün, bu senenin en iyilerinden ve en dikkat çekici albümlerinden biri.
Favorilerim: Yalan, Aşk Beni Bulunca
ÖZEL ÖNEMLİ: NAŞİDE
GÖKTÜRK – ÇOCUKLUĞUMU UÇURUYORUM :
Bu sene kaybettiğimiz Naşide Göktürk’ün
bizlere son bir armağan olarak kaydedip emanet ettiği albümü hiçbir listeye
alamayacağım kadar kıymetli bir albüm. Hasta yatağında kaydedip bitirip bir de
klip çeken Naşide Göktürk, son nefesine kadar müzikle yaşayıp müzikle aramızdan
ayrıldı. Albümde Işın Karaca’dan sevdiğimiz Aramıza Yollar gibi coverlar
dışında Naşide’nin ara verdiği yıllar boyunca biriktirdiği her şey var. Albümün
klibi Galiba’ya çekildi. Nurlarda ol Naşide Göktürk, şarkıların bize emanet…
Bu albümler de
2016’nın ilk 10 listeme girmeyen ama dikkat çeken albümleri:
Beste Kırmacı – Bu Köy Adam :
Farklı ses rengi, farklı armonilerde ve farklı melodik yapılara sahip şarkıları ve en önemlisi kendi şarkılarını yazıyor olması, Beste Kırmacı'yı farklı bir yere koyuyor. Dinlemesi keyifli, şarkıları ezberlemek biraz zor ama dinlemesi yormayan ve sonuna kadar dinleyebileceğiniz bir albüm. Zira öyle albümler var ki, bir kere dinleyince bir daha aklınıza gelmez, Bu albüm bende hikayeler çağrıştırdı. Evet evet tam da bu, hikayeler anlatıyor bu albüm ve siz kafanızda o hikayelerin kliplerini çekiyorsunuz. Bu özellikteki albümlere özellikle dikkat ederim. Kısacası bu sene bir arkadaşım sayesinde keşfettiğim albüm "farklı" bir albüm. Kulak vermenizde yarar var.
Ayla Çelik – Ben :
Bu senenin “Samanyolu”su nedir derseniz, akla gelecek ilk şarkı artık klasik
haline gelmiş olan “Bağdat” desek
yeridir. Şarkı müzik dünyasında ilgiyle karşılanmakla kalmadı, gözlerin söz
yazarı, besteci ve yorumcu olarak yıllardır müzik dünyasında var olmak için
tırmalayan Ayla Çelik’e çevrilmesini sağladı ve çok fazla adından bahsettirdiği
bir gerçek. Ünlü şarkıcılar Ayla Çelik’in kapısını çaldı, Ayla Çelik fiyatını
arttırdı ve şimdi fiyatına ulaşılamazlar, yanına yaklaşılamazlar arasına girdi.
Helali hoş olsun, çok uğraştı çünkü. Bu albümde Bağdat çıkış şarkısı değildi
ama diğer şarkıların biraz bu şarkının gölgesinde kaldığını düşünüyorum.
Bilhassa Beyaz’la düeti bu albümü yılın albümlerinden yaptı. Bundan sonra
yapacakları Ayla Çelik’in başarısının kalıcı mı geçici mi olduğunu gösterecek.
Gökhan Türkmen –
Sessiz : Yeni neslin hem vokal hem şarkılar hem de üreticilik açısından en
özgün şarkıcılarından Gökhan Türkmen yeni çıkmasına rağmen dikkatimi çeken
albümüyle ilk 10’umda. Türkmen’in günümüz erkek şarkıcılar arasından sıyrılan
vokalini seviyorum. Kenan çakması pek çok kişi arasında en özgün yeni erkek
şarkıcılardan biri ve albüm repertuarlarında seslendirdiği şarkılarla dikkatimi
çeken bir isim. Üstelik başka isimlere verdiği şarkılar ve konuk olarak yer
aldığı albümlerle de hızla yükseliyor. Yeni albümü yeni çıktı sayılır ama
sessiz ve derinden ilerleyerek tam gaz gidiyor şimdiden. Bu albümü önemsiyorum. Tuğba Özerk – Aynı Semtin Çocukları : Son birkaç yılı çıkardığı teklilerle geçiren Tuba Özerk, 2016 yılını Aynı Semtin Çocukları albümüyle karşıladı. Her geçen gün albüm ve şarkılarında Tuba Özerk ayırt edilen kendi stilini ve imzasını daha iyi oturtuyor. Ümit verici bir albüm.
Demet Akalın –
Rakipsiz
Murat Boz – Janti
İrem Derici – Dantel
Yalın – Bayıla Bayıla
Serdar Ortaç – Gıybet Berkay – Arabest
Murat Dalkılıç – Epik
Kubat – Al Ömrümü
Buray – Sahiden
-DEVAM EDECEK-
Yarın : 2016'nın almaya/dinlemeye değer bulduğum Proje albümleri...
Yeni isimleri müzik
dünyasının ustalarıyla aynı sahnede buluşturan müthiş Tolga Akyıldız ile %100 Açık Sahne gecelerinin
12. si 23 Aralık Cuma gece garajistanbul’da İpek Atcan’ın sunumuyla yapıldı.
Rock’tan Pop’a, Blues’dan Country’ye her müzikten en usta ve en umut veren
isimler festival gibi geçen Açık Sahne’nin sahnesinden geçti. Bana da gidip
yazması düştü.
Gecenin ilk konuğu Yarımada
oldu. 2011 yılında kurulan grup yer yer progresif öğeler içeren rock müzik
yapıyor. Mehmet Sinan Güvenç, Ilgaz Yalçın Fakıoğlu, Eren Karacaoğlu ve Halil
İbrahim Aksu’dan oluşan grup 2015 yılında 3 tekli çıkardı. Grubu ilk kez
izledim ve sahnelerini çok sevdim, ilk grup olarak ortamı canlandırmalarının
yanı sıra, solistin sesi, yorumu ve şarkıların kalitesiyle güzel bir başlangıç
oldu geceye. Soundları sert, 3 şarkı söylediler, bilhassa ‘Yoklama’ şarkılarını
sevdim. Kendilerini tanıtmaları ve iletişim yollarını da belirtmeleri artıları
oldu. Zira daha önceki gecelerde yeni gruplar çıkıyor ve kendilerini tanıtmadan
iniyorlardı, sonra bul bulabilirsen izlerini. Halbuki bu sahnenin amacı bu
grupların bilinirliğini artırmak ve burası yeni isimlerin kendilerini en iyi
ifade etme şansı buldukları bir platform. Yarımada, bu anlamda benim takip
edeceğim bir grup ve siz de bilgi almak isterseniz, iletişim sayfaları: Yarimada Facebook sayfası ve Yarımada Web Sitesi
Gecenin 2. grubu Siyah’tı.
Yarımada’nın bir tık daha serti müzik yapıyorlar ve tarz olarak biraz Kurban
grubunu andırıyor, belki biraz daha serti ama özgünler de. Barış Baykan, Bora
Bekiroğlu, Dünya Kızılçay ve Sabi Saltiel’den oluşan grup 2015 yılında kuruldu.
Yaptıkları sert müziğe rağmen, solisti güleryüzlü ve seyirciyi sahnenin içine
alabiliyor. Maruzat, İşte Hendek İşte Deve ve Vazgeçersem şarkılarını
seslendirdiler. Genç ve dinamik bir grup. Daha sert müzik sevenlere yönelik.
Daha fazla bilgi almak ve şarkılarını dinlemek için: Siyah Facebook sayfası
Siyah’ın ardından Gürcan
Ersoy sahne aldı. Gürcan’la tanışıklığımız çok eski ve bu yüzden onu izlemek
benim için ayrıca çok keyifli. 2011 yılında Ben ve Benim Gibi Çocukların
Hakkında albümünü çıkaran Gürcan 2016’yı Bir İlkbahar sabahı EP’siyle
karşılamıştı. Bu arada bolca konser de veren Gürcan gecede bu EP’sinin
şarkılarını (Yeni Bir Hikayem Var ve Bir İlkbahar Sabahı) ve Nilüfer cover’ı
Yine Yeni Yeniden’le geceye katkı yaptı. Önceki iki sert performanstan sonra
Gürcan’la nispeten kulaklarımızı dinlendirdik biraz. İzlemesi keyifli bir adam
Gürcan. Pek çok festivalde ve etkinlikte de sahne alan isimlerin başında
geliyor. Bilgi almak ve şarkılarını dinlemek için: Gürcan Ersoy Facebook Sayfası
Gece böyle gümbür gümbür
başlarken, Gürcan’ın arkasından çıkan Melis Danişmend ile biraz sakinleşiyoruz.
Melis Danişmend’in müzik tarzı bana Country müziği anımsattı. Sen Daha Gül,
Ufak Tefek Notlar ve Bugünler Parlak şarkılarıyla geceyi dinlendirdiği Açık
Sahne’de, Danişmend’e gitarda eşlik etti. Bu arada Danişmend’in performansına
başlamadan önce gecenin sahibi Tolga Akyıldız’ın müziğin birleştiriciliğiyle
ilgili konuşması da çok güzel ve anlamlıydı. Danişmend üç şarkıyla ruhumuzu
yıkadı, pürüzsüz sesi ve müziği ifade eden anlamlı şarkı sözleriyle olmazsa
olmaz kadınlardan. Konserleri de tam gaz devam ediyor ve büyük ilgiyle takip
ediliyor. Müziğin cıstaklara boğulduğu bu zamanlarda akustik bir şeyler
dinlemeye hasret kalanlara… Sayfası da burada: Melis Danişmend Facebook Sayfası
Bu kadar dinlenme yeter,
biraz coşalım dediğim noktada, imdadıma ne zamandır bin tane farklı yerden
haberini duyup canlı izleme imkanı bulamadığım Kolektif İstanbul imdada
yetişti. Nefesli çalgılar, vokaller, sahnede eğlenen müzisyenlerle bir balkan
düğününün ortasına düştük onlarla. Çok eğlenceliler, çok sevimliler, çok da
talep görüyorlar. Daha önce neden izlemedim diye hayıflandım, ama olsun zaman
bu zamanmış. Önce adını öğrenemediğim enstrümantal bir parça ile giriş yapıp,
acılı duyguları eğlenceli bir şekilde ifade eden Acımadı Yine ile ve ardından çok
iyi bildiğim ancak adı gene aklıma gelmeyen bir Fransızca şarkıyla çok keyifli
dakikalar yaşattılar. Solist Aslı Doğan çok sevimliydi ve önce trompette sonra
vokalde hünerlerini sergilerken gözlerinin içi gülüyordu. Grup adlarının
hakkını verircesine kolektif ve dünyanın her köşesinden müziklerin bileşimini
sunuyor. Tek grupla birçok festivale katılmış gibi oluyorsunuz. Grup dünya
çapındaki festivallerde de sahne alıyor. Sayfaları: Kolektif İstanbul Facebook sayfası
Sonra gecenin tek kişilik
orkestrası Hayko Cepkin’e geldi sahne sırası. Bazı adamlar vardır, tanımasanız
bile, sıcaklığını, muhabbetini size geçirir, ben Hayko Cepkin’de hep öyle
hissederim. Galiba başarısının sırlarından biri bu, duvarsızlık ve samimiyet,
insanlar samimiyeti ve sahiciliği seviyor ve karşılığını gösteriyor. Hayko
Cepkin ile oturup her konudan konuşabilirmişsiniz, geyiğin de dibine
vurabilirmişsiniz, müziğin damarına basabilirmişsiniz gibi bir his yaratıyor. Gecenin
en beklenen adamıydı Hayko Cepkin ve çıkar çıkmaz salondan bir övgü uğultusu
yükseldi. Tek piyanoyla adeta tek kişilik bir orkestra gibiydi. Üç şarkı
seslendirdi, çok fazla konuşmadı ama seyirciler onun yerine konuştu zaten,
herkes bir ağızdan Cepkin şarkılarına eşlik ederken Cepkin’in çok mutlu olduğu
yüzünden anlaşılıyordu. Doymadınız ile
başlayan Cepkin şov, benim en sevdiğim Cepkin şarkılarından olan Melekler (Bir
Olsun Gönlünde), Ölüyorum ve Yalnız Kalsın şarkılarıyla devam etti ve kısa bir
teşekkürle sahneden ayrıldı Cepkin, bu konuşmada aynı gece Zorlu’da 20.
yıllarını muhteşem bir konserle kutlayan Mor ve Ötesi’ne selamlarını göndermeyi
unutmadı.
Hayko sahneden inerken
yerini pop müziğin her geçen gün çıtasını yükselten Aydilge’ye bıraktı. Aydilge
de, Hayko gibi daha önce Açık Sahne’yi şenlendirmişti. Bu gece de tüm cıvıltısı
ve çılgınlığıyla insanlara umut aşılayıp mutlu etmek üzere sahnedeydi. Önce iki
slov şarkısına, Bu Gece Ben Ay ve Aşk Acı Sever ses verdikten sonra benim
haykırışlarıma dayanamayarak benim için Hadi Sarıl Bana’nın makaratını söyleyip
artık klasik hiti olan Kiralık Aşk ile geceyi coşturdu. İzlemesi gerçekten çok
keyifli kadınlardan biri Aydilge ve her izlediğimde aynı keyfi alıyorum.
Oyunculuğuyla tanınan
sahnenin komik adamı Erdem Yener, Aydilge’nin ardından bu sene çıkardığı Çıplak
albümüyle sahne aldı ve ne çok yönlü bir sanatçı olduğunu gösterdi. Zira
sahnede hep güldüren adam bu defa sağlam rock parçalarıyla müzisyenliğini
kulaklarımızın beğenisine sundu. 2008 yılında çıkardığı Kirli albümünden de
şarkılar seslendiren Yener’i ilk kez izledim, çok da keyifliydi, ama Erdem
Yener’i izlerken o komik adam görüntüsünü bir türlü aklımdan silemiyorum. Bu
avantaj mı dezavantaj mı bilemem ama şarkıları güzel o kesin. Belki, Gece gibi
şarkılarını tam bir rock star gibi seslendirdi Yener. Keyifliydi izlemesi.
Erdem Yener’in arkasından
yeni gruplardan Deer From Space çıktı. Yüksek Sadakat’ten Uğur Onatkut ve
Serkan Özgen’in de desteklediği Deer From Space gecenin müzik türleri arasında
alternatif rock türünü temsil etti. Benim için biraz sert bir müzik ama bu türü
sevenlerin hayli takip ettiği ve konserlerini takip ettiği bir grup olduğunu
gördüm netteki araştırmalarımda. Sahneleri çok dinamik ve solistin seyircisiyle
etkileşimi çok iyiydi. Gecede o gün çıkardıkları ep’lerini de dağıtan grup
kendini sitelerinde alternative-stoner rock band olarak tanımlıyor. Şarkılarını
dinlemek için: Deer From Space web site
Deer From Space sahneden
ayrılırken, gecenin en heyecanla beklediğim grubu Yüksek Sadakat hazırlıklarına
başladı. Bir süre Sami Cingi’nin front-man’lik yaptığı ve daha önceki Açık
Sahneler’de de sahne alan Yüksek Sadakat, bu geceye bir süre önce gruba geri
dönen Kenan’ın front-man’liğiyle katıldı. Kafile ile başlayan Yüksek Sadakat
şov, Beni Bırakma, Ben Seni Arayamam ve klasik hitleri olan Haydi Gel İçelim’le
doruğa çıktı. Sami’yi de çok sevmiştim ama Kenan’ın havası bir başka kimya
olarak Yüksek Sadakat’te. Grup 13 Ocak’ta konuklarıyla birlikte yeniden
garajistanbul’da olacaklar.
Gecenin son grubu Vokalde
Batı Dibek, klavyede Ozan Hasoğlu, gitarda Ömer Okan Arslan, bas gitarda Yiğit
Can Öztop ve davulda Atakan Türkan’dan oluşan Kırk’iki oldu. 2013’te kurulan
grup ilk EP’lerini geçen sene çıkarmış. Gecede Tilki, Görünmez Adam ve Bir
Durum Mu Var şarkılarını seslendiren grup blues, pop, rock ve funk tarzların
bir bileşimin sunan şarkılar yapıyor. Çok heyecanlı ve coşkulu çocuklar, ve bu
bize yansıyor. Şu anda sahne hareketleri ile ilham aldığı ağabeylerinin izinden
gittiğini anladığım solistin sesi ve yorumu güzel, kendilerini izletiyorlar.
Sahnede çok sevimliler. Zamanla taşların yerine oturacağı ve kendilerini “tam
olarak” bulacağı zamanların gelmesi yakın. Desteklenmeli, çünkü bu müzik
tutkusuyla gelecek için ümit vaat ediyorlar, zaten yaptığım araştırmada
gördüğüm, festivallerde ve keşif sahnelerinde de kendilerine yer bulmaya
başlamışlar. Daha fazla bilgi ve şarkılarını dinlemek için: Kırk'İki Facebook Sayfası
Bu gecede sahne alan yeni
gruplar izlerken, dünya müziklerinde hiç de geride olmadığımızı gördüm ve en
azından bu konuda dünyanın geri kalanıyla aynı düzlemde olduğumuzu görüp biraz
teselli buldum. Soundlar, müzikler, sahne duruşları yanı sıra şarkıların Türkçe
sözlü olmaları ile müziğe dair umutsuzluğum umuda bırakıyor yerini böyle
gecelerde. Gecenin tek nazarlığı ışıkların insanın gözüne gözüne gelmesi. Bu
gecenin başka bir güzelliği, tüm olumsuzluklara rağmen kalabalık bir seyircinin
olması ve insanları gene müziğin birleştirmesi, zira her zaman dediğim gibi
aydınlık, ferah ve yaşanası bir ülkede yaşamanın yolu ruh sağlığı bozuk olmayan
bireylerden geçer ve ruhumuzu sağaltmanın tek ve en güzel yolu müzikten ve
sanattan geçer… Siz siz olun, müziğin sesini kısmayın, zalimin sesini bastırmanın en iyi yolu müziğin sesini açmaktır çünkü... (Not: Tolga Akyıldız, daha önce Açık Sahne adıyla olmayan ama teması aynı olan başka bir etkinliği de saydığı için bu etkinlik bu yazıda Vol. 13 olarak geçiyor.)